Harry kabus görmediği bir sabaha uyandığı için gün boyu normalden mutluydu. Arkadaşlarıyla Ortak Salonda oturuyorlardı, hava kararmaya başlamıştı. Gün boyu Draco'yla tek iletişimleri aptal bakışmalardı ve doğrusu artık Harry'e yettiği falan yoktu.
Yapmak üzere olduğu şeyden hiçbir şekilde emin değildi. Yine de sakince ayağa kalktı ve Ginny'le konuşan Hermione'yi rahatsız etmeden, Ron'a "İzle şunu." dedi.
Hermione nasıl olsa biraz sonra herkes gibi kendisine bakacaktı.
Üstünü hafifçe silkip Slytherin masasına doğru yürümeye başladığında arkasındaki masanın dikkatini çektiğinin farkındaydı, ve hedefindeki yerde durduğunda artık herkes kendisine bakıyordu. Artık çıtın çıkmadığı salonda önünde oturan çocuk hariç hiçbir yere bakmadığında Draco kendisini fark etti.
Önüne dönüp etrafına bakınca Harry bir an onu böyle tedirgin görmenin garipliğiyle bakakaldı. Hiçbir zaman Draco'nun çok cesur olduğunu düşünmemişti zaten, ama bazen içi boş da olsa oldukça özgüvenliydi. Şimdiyse gerginlik içinde etrafına bakıp adeta birisinin bir şey demesini beklemeye başlamıştı.
Sakince elini onun omzuna koyduğunda salonda kırılan bir şeyin sesini duysa da dönüp bakmadı. Birkaç şaşkınlık nidası salondaki sessizlikte boğuldu. Gryffindor masasından biri ayağa kalkmaya yeltendiğinde Ron'un omzuna bastırıp oturmasını sağladığını gördü.
Dudaklarındaki gerginleşmeye izin verip hafifçe gülümsediğinde "Hadi, Draco." diye seslendi. Draco omzundaki elin düşmesine sebep olarak ayağa kalktığında tedirgin görünse de her zamanki dik duruşuyla çıkışa yürümeye başladı. Birlikte kapıdan çıkarlarken Ortak Salon artık hiç de sessiz değildi.
Bir koridor aştıklarında Draco "O da neydi?" dedi. Harry karşısına bakarken omzunu silkti. "Bir yerden başlamak gerek, herkese seni öptüğümü söylemedim sonuçta..." Yanındaki çocuk yerde olan gözlerini çekmeden gülümsediğinde Harry ona döndü ve kendisi de gülümsedi. "Henüz... Hoşuna gitti mi?"
Draco birkaç saniye sonra koridorun ortasında durduğunda kendisi de durdu. "Kötü gittiğini düşünmüştüm," diye anlatmaya ortadan başladığında Harry anlamayarak "Ne?" dedi. Draco yüzündeki küçük gülümsemeyi silmişti, koridordaki birkaç kişiye aldırmadan kendisine bakıyordu. "İyi bir sevgili olmadığımı düşünüyordum... Beni terk edersin sanıyordum." Harry ona şaşkınlık içinde karşı çıkacakken "Aslında," diyerek sözlerine devam etti. "Sorun kötü bir sevgili olmam değil. Hayatta Kalan Çocuğun... Sevgili olması gerektiği kişi, muhtemelen ben değilim, diye düşündüm."
Harry, o çoğu zaman konuştuğunda olduğu gibi şaşkınlıktan hareket edemiyordu. Sonunda, "Seni kötü hissettirecek bir şey mi yaptım?" diyebildi. "Neden böyle düşündün ki?"
Draco kendisine bir adım yaklaşırken "Koridorda kollarımı açıp seni beklerken acaba onunla neden sevgiliyim, diye mi düşünüyordun?" Harry kendini tutamadan ona "Aptal mısın?" diye bağırdı, ani sinirle hafifçe gülmeye başlamıştı. "Kollarını açıp beni beklerken ne kadar güzel göründüğünü düşünüyordum!"
Onunla birkaç saniye sessizce bakıştığında "Bana bu kadar mı güvenmiyorsun?" diye sordu. Sesi artık sakindi çünkü o yüzüne üzgünce bakarken bağırabileceğini sanmıyordu. "Aşmaya başladığımızı sanmıştım." Biraz önce yaptığı şeyin sonucunun bu şekilde bitebileceğini asla düşünmemişti. "Kollarının arasına girdikten sonra dediklerimi dinlemiyor muydun bile?"
![](https://img.wattpad.com/cover/242145234-288-k802482.jpg)