2

9.1K 592 89
                                    

Harry, arkadaşlarıyla beraber kütüphaneye girip bir masaya oturduğunda, daha 15 dakika geçmeden Ron uyuklamaya başlamıştı. Hermione ona bakıp kafasını sağa sola salladı.

Geçen yarım saatin sonunda Harry de dayanamayıp kıza çaktırmadan kalkmaya çalıştı. "Seçilmiş Kişi nereye gidiyor?"

Elbette yapamadı.

Arkasına dönüp gülümseyen kıza baktı. Kafasını yana eğip kendisi de güldü ve iki omzunu da kaldırdı. Hermione onu kovar gibi eliyle kışkışladı. "Hadi git, Ron sorarsa ben görmedim." Harry ona sırıtıp vazgeçmesinden korkarak hızlı adımlarla ilerledi.

Derken gözünün takıldığı kişiyle duraksadı. Etrafına bakınıp sarı saçları gördüğü yere yaklaşarak, eski bir alışkanlıkla en yakın rafa bakındı. Draco Malfoy, yani eski ölüm yiyenlerden biri, Hogwarts'a dönmüş gibi görünüyordu. Harry onun da geleceğini düşünmezdi. Gelmek istese bile tepkilerden çekineceğini sanırdı ama sonuçta o bir Malfoy'du. Herhangi bir şeyden çekinebilir miydi ki?

Kendisi karşısındaki çocuğu izlemeye alışık sayılırdı ama anlaşılan o da izlenmeye alışıktı çünkü ona dosdoğru bakan Harry'i fark etmiyor gibiydi. Harry zaten onun yakışıklı olduğunu kabul ederdi, yine de böyle bir kalbe sahipken görünüşü ne işine yarayabilirdi? Düşüncelerine dalmışken beklemediği anda ona dönen gözlerle kaçamadan yakalanmıştı.

Sarışın çocuğun kendisinin bakışlarını beklemediği belli oluyordu. Ancak Harry'den onu görmezden gelmesini isteyemezdi, elbette. Harry yine de, her şeye rağmen, onun her şeyin sorumlusu olmadığını biliyordu ama kastettiği bazı şeyler kendisinin geniş olan sınırlarına bile fazla gelmişti.

Malfoy, şaşkınlığını belli etmemeye çalıştığını oldukça belli ederek çıkışa ilerlediğinde, Harry kendini onun arkasından gülerken buldu.

Lights Up / ❝Drarry❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin