Harry sabah neredeyse geç kalıyor olduklarını gördüğünde aceleyle Ron'u uyandırıp giyinmeye başladı. "Sihir Tarihi'ne geç kalıyoruz, kalk!" Ron kendisinin sesiyle hemen kalktığında koşarak derse gittiler. Hufflepuff'la ortak Sihir Tarihi'nden çıktıklarında, Harry yine eline üç beş mektup tutuşturan hayranlarından birine kibarca teşekkür etmişti.
Bu mektuplardan nefret ediyordu.
Ron'la sakin bir köşeye oturup elindeki mektupları açtı. Ron kendisine bakıp "Neler varmış?" dedi. Harry derin bir nefes vererek saydı. "İki çıkma teklifi var, bir kişi anne babasını kurtardığım için teşekkür etmiş." Sonra Harry güldü. "Anne babasını tanımıyorum bile..."
Ron da güldü. Harry devam etti. "İşte... Bir çıkma teklifi daha..." Ron kafasını sallayarak ileri bakındı. "İçtiklerine dikkat et, balkabağı suyunun içerisinde amortentia olabilir." Harry sıkkınca kafasını salladı.
Tam o anda Ron doğrulup Harry'e ileriden geçen Malfoy'u başıyla işaret etti. Çocuk kendilerinin farkında gibi değildi. Karagöl'e doğru ilerliyordu. "İlerleme var mı?" Harry "Hayır," dedi. "Asasını doğru tuttuğundan bile emin değildim."
Ron gözlerini kısarak kendisine baktı. "Neden doğrusunu göstermedin?" Harry omuzlarını kaldırıp indirdi ve Ron'a dönmeden sarışın çocuğa bakmaya devam etti. "Sanırım onunla fazla yakın olmaktan korktum, bilirsin... O Malfoy."
Ron "Haklısın," dedi. "Sonuçta o bir Malfoy." Harry aniden dikleşerek yanlış anlaşılmasını düzeltti. "Hayır, Malfoy olduğu için söylemedim bunu... O Draco Malfoy işte, onunla nasıl arkadaş olabilirim ki?" Ron kaşlarını çatarak kendisine bakmaya devam etti. "Onunla arkadaş olma, Harry." diye uyardı. "Neler yaptığını unutmuş olamazsın."
Harry sakin bir nefes vererek ayağa kalktı. Yavaş birkaç adım sonrası kızıl saçlı çocuğa geri döndü. "Unutmadım Ron, yine de kimseyle düşman olmama gerek yok. Düşman olmaktan çok yoruldum. Arkadaş olmamıza gerek yok, düşman olmayalım yeter." Ron kendisine anlayışla baktı. Harry biliyordu, ona kendisini anlatması bile gerekmezdi. Yine de şimdi korumacı tavrı gözlerini örtüyor olmalıydı. Sonuçta hepsi yine Harry içindi. "Hermione nerde?"
"Harry, ne diyeceğim dostum... Cevap sorunun içinde gizli, tekrar yüksek sesle söyle..."
Harry kafasını sallayarak güldü. "Kütüphanede."