Harry gecenin kararttığı Hogwarts koridorlarında, üzerinde onu ölümden bile gizleyen peleriniyle hızlı adımlarla yürüyordu. Sevgilisiyle buluşacaklarına dair anlamışlardı, gece buluşuyorlardı çünkü muhtemelen Hayatta Kalan Çocuk ve savaş suçlusunun buluşması insanlar için oldukça ilgi çekici olurdu.
İhtiyaç odasının olduğu koridora girdiğinde onu bekleyen çocuğu gördü. Kaşları çatılırken "Cidden sen asla yakalanmaz mısın?" diye söylenmesini durduramadı. Draco kendisinin sesiyle irkilse de sonrasında güldü. Kendisinin sesini duyduğu tarafa dönüp ellerini havaya kaldırdı.
Evet, Harry'i kollarının arasına çağırıyordu ama Harry ona doğru ilerlerken bir an duraksayıp derin bir nefes almasını engelleyemedi. Draco kollarını sabırsızlıkla biraz sallayıp "Hadi!" diye sertçe fısıldadığında kendine geldi.
Onun güzelliğine bu kadar dalmış olmak korkutucuydu. Yine de Draco kendisini kollarının arasına hemen almak için sabırsızlanıyor, dudaklarını ısırıyor ve kaşlarını çatıp sanki görebilecekmiş gibi hala pelerininin altından çıkmamış Harry'e bakınıyordu. "Gelsene, Harry, seni öpmem gerek."
Herneyse, onun güzelliğine sonra bakakalabilirdi.
Yüzünde engellemeyi başaramadığı gülümsemesiyle onun kollarını doldurduğunda Draco'nun elleri kendisinin pelerinini bulup kaldırmıştı. Pelerini geriye atmak yerine içine girdi ve sırtını duvara yasladı. Harry onun gülümseyen suratına bakarken göğüslerini birbirine bastırdı ve ona yaslandı.
Aklından geçen ilk şey, dışarıdan ne kadar güzel görünecekleri oldu. Muhtemelen Harry'nin yüzündeki ve vücudundaki bir sürü iz, Draco'nun göğsünü süsler gibi duran yarık izleri ve daha sayamayacağı kadar kusurları olsa bile.
Draco dudaklarını kendininkilere bastırıp geri çekildiğinde Harry bir şey diyemeden bunu tekrar etti. Harry biraz sonra gülmeye başladı ama bu onu durdurmadı. Elleri Harry'nin sırtından yavaşça beline iniyordu, Harry kendi kollarını onun beline sıkıca sardı.
Biraz sonra yüzünün hemen dibinde durakladığında Harry hatırlamış gibi "Gözlüğümü çıkarmadın," dedi. "Bu şimdi öpüşeceğiz, sirenimizdi." Draco gülümsemesini büyütüp kafasını aşağı eğdi, Harry belindeki ellerin belki de Draco bile fark etmiyorken hafifçe oldukları yeri okşadıklarını duyumsuyordu. "Unuttum çünkü çok heyecanlandım." Onun olduğundan pembe görünen yanaklarını yeni fark ederken bunun suçunu karanlığa attı. Kendisinin görememesine imkan yoktu çünkü gözlerini ondan çekmiyordu bile.
Kollarını sarsakça onun belinden çekip omuzlarına sardığında bunun kendisine verdiği sakinliği çok sevdiğini zaten biliyordu. "Bu kadar yıl.. Korkuyu ve hırsı bu kadar güçlü hissettikten sonra, ihtiyacım olan son şey yıllardır düşmanım olan çocuğu öpmeyi istemek sandım." Fısıltısı sakin koridorlara çarpıp kayboldu. Draco'nun puslu mavi gözleri kendisinin gözlerine dikkatle bakıyordu. "Çok güçlü hiçbir duyguyu daha kaldıramam ama bu o kadar... Öylesine olup bitti ki. Belki sen söylemeseydin fark bile etmezdim çünkü zaten boş olan bir yere asıl parçayı oturturmak gibiydi."
Draco dediklerini anlıyor muydu bilmiyordu ama dinliyordu ve bu kendisine yetiyordu. "Çünkü zaten olması gereken bu. Benim baykuşum başka hiçbir aptal hayvana dönüşemezdi."
-
Son bölümü okuyanların büyük bi çoğunluğu (3 kişi) son satırları anlamamış
Nedne😌😌😌