Harry bir gece daha kabusundan uyandı. Yine de bu kabusu diğerlerinden fazlaca ayıran bir şey olduğundan emindi.
Yatağında nefeslerini düzene sokmaya çalışırken ertesi gün çıkacakları senenin ilk Quidditch maçında olacak olan bir kazayı gördüğü rüyasını düşündü. Rüyalarında genelde yakınlarının öldüğünü görürdü, bu Harry için korku değil birer anıydı, ve hatırlamaya dayanamadığı için uyumayı artık sevmediğine karar vermişti.
Oysa bu rüyası her zaman görüklerinden daha az korkunç olsa da, kendisinde garip bir his bırakmıştı. Harry kendi kendine fısıldayarak "Hayır," dedi. "Bir kişiyi daha kaybedecek gücüm yok." Tanımadığı biri de olabilirdi. Ölümü görmeye tahammülü yoktu, görmeyecekti.
Bu yüzden, her ne kadar gördüğü yalnızca bir rüya olsa da ertesi gün hep tetikteydi. Sonunda Quidditch maçına çıktıklarında etrafına bakındı, Snitch belki de ilk kez önceliği değildi. Harry birilerini koruyabilirdi, çok kez yapmıştı. Kimse zarar görmezdi... Hem, yalnızca bir rüyaydı.
Yalnızca kötü bi rüya.
Sonra maç bitti. Harry yere indiğinde kazanamamış olmalarını düşünemiyordu bile. Rüyasında Snitchi kendisi yakalamıştı, sonra iki takım arkadaşı birbirlerine çarpıp yüksek mesafeden yere düşmüş, feci şekilde yaralanmışlardı. Yine de Harry, Snitch'i yakalasaysım bunlar gerçekleşir miydi, diye düşünmekten kendini alamadı.
Geçirdiği günün ardından İhtiyaç Odasına gittiğinde, sarı saçlı çocuğun kendisini beklediğini gördü. "Başarısızlık, ha?" Harry omuzlarını kaldırdı. "Hep kazanamam." Ve gün boyu geçirdiği gergin saatlerin son bulduğunu hissettiğini sandı.
Tamam, gün boyu etrafında hep sevdiği kişiler vardı ve onlara bir şey olmasından korkmuş olmalıydı. Malfoy'layken korkmasına gerek yoktu, ona bir şey olsa üzülecek değildi.
Gerçekten de, üzülmezdi.
Harry ona elini uzatarak "Başla," dedi. Malfoy asasını sallayıp sözleri söylediğinde Harry kaşlarını çatarak "Anlamıyorum," dedi. "Neredeyse yapmıştın, şimdi neden ışık bile çıkaramıyorsun?" Malfoy kendisine tek nefeslik sinir bozucu, alaycıl bir gülüş sundu. "Kötü bir öğretmen olduğundandır."
Harry kendisini onunla tartışırken tutamazdı. "Hah! Ben kötü öğretmem, senin beceriksizliğin!" Malfoy kendisine doğru adımlayıp birkaç adım uzaklıktan suratına baktı. "Dediklerini yapıyorum işte!" Harry nedense onun çok hiddetli olduğunu sanmadı. Sonra kaşlarını iyice çatarak ve kollarının savrulup durmasına engel olamadan "Kendine daha sabırlı bir öğretmen bul o halde!" dedi ve İhtiyaç Odasından çıktı.