26. BÖLÜM

5.6K 170 14
                                    

Bu bölüm yorumlarından dolayı;

-black-

-Harry_Curly_1907

-gamzeliimm_11

-YaseminDrs 'a ithafen yazılmıştır.

Keyifli okumalar!

Güne yeniden onun sesiyle uyanmak, hayallerim arasında ki en güzel şeylerden biriydi ve ben şu an bir hayalimi daha gerçekleştirecektim. Sonunda aramasını cevaplayıp, kulağıma götürdüm.

“Günaydın, aşkım.” Dedi. Sesi her zaman ki gibi yorgun ve boğuk çıkıyordu.
“Günaydın, aşkım” diyerek ona karşılık verdim.
“Cama çık,” dedi. Kıkırdaması kalbimi tekletmişti.
“Hey, yoksa sen?” dedim şaşkınlıkla ve ön cama doğru koştum. Oradaydı. Tüm mükemmeliyetiyle aşağıdaydı. Beni camda görünce gülümsedi ve el salladı. Telefonu kapatmaya bile zahmet etmeden koşarak aşağı indim. Bu davetsiz misafirimi çok sevmiştim. Kollarını iki yana açınca kucağına atlayarak özlemle ona sarıldım. Beni sıkıca kendine bastırdı. Her şey kavramını yitiriyordu onun kollarındayken. Ona değil, özgürlüğüme dokunuyordum sanki. Ona değil, kalbimin derinliklerine dokunuyordum sanki.
“Seni çok özlemişim.” Dedim dudaklarımı dudaklarıyla buluşturup minik bir öpücük kondururken.
“Bu yüzden buradayım, ya” dedi gülerek. Gülümsemesi öyle basit bir şey değildi. Beyaz dişleri ortaya çıkıyor, dudakları hafifçe yukarıya doğru kıvrılıyor, gamzelerindeki çukurluklar gözlerimi dolduruyordu. Parmaklarını parmaklarımla buluşturup elimi elinin içine hapsetti. “Roma’ya gidiyoruz.”
Bir an afalladım. “Ne zaman?” dedim kaşlarımı soru sorduğum her zaman yaptığım gibi kaldırarak.
“Hemen, şimdi.” Dedi ve kolumdan çekerek koşmaya başladı. Yurt kapısına doğru koşarak beni sürüklerken arkasından kahkahalarla ona katıldım.
“Hey, üzerime bir şey alsaydım bari?” dedim en sonunda. Zorla onu durdurdum. “Pat diye Roma’ya mı gideceğiz?”
Gözlerimin içine uzun uzun baktı. “Bunu çok seviyorum,” Elini yanağıma götürünce üzerimde oluşturduğu elektrik akımı inanılmazdı. Soğuk eli, alev almış yanağımı okşayınca derin derin nefesler aldım.
“Neyi seviyorsun?”
“Bana baktığında gözlerinin içinin böyle gülmesini,” dedi. Bu hoşuna gidecek olmuştu ki yarım ağız sırıtıyordu. Elimle suratımı kapattım. Utanınca kıpkırmızı olduğumu görmesini istemiyordum. “Ve evet, pat diye Roma’ya gidiyoruz.” Beni omuzlarına alarak yol boyunca koşmaya başladı. Onun omuzları üzerinde sallanırken tek hissettiğim mutluluktan havaya uçacağımdı.
“Bu ilk randevumuz o zaman?” dedim gülerek. Elleriyle sallanan bacaklarımı iyice kavradı.
“Evet ve bunun harika geçmesini diliyorum.”

1 HAFTA SONRA

Eşyalarımı küçük bavula tıktıktan sonra Becca’ya göz ucuyla baktım. Gözleri kızarmış şekilde bana bakıyordu.

“Hey,” dedim gülümsemeye çalışarak. Ama ondan ayrılacağım için kendimi hiç de iyi hissetmiyordum. “Sulu gözlülük mü yapacaksın?” Kollarımı iki yana açarak bana sarılmasını işaret ettim.

“Seni çok özleyeceğim” dedi kollarını boynuma dolarken.

“Seni her gün arayacağıma söz veriyorum Becca, üniversite için zaten İngiltere’ye gelmeyecek misin?” diyerek kollarından ayrıldım.

“Evet,” dedi tek nefeste. Dudağının ucunu ısırdı. “Evet, kesinlikle” deyip burnunu çekti. Bu haliyle çok komik gözüküyordu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve iç geçirerek ona yenden sıkıca sarıldım. O benim bu hayatta edindiğim tek kız dosttu. Bavulumu sürükleyerek odadan çıkmadan önce son kez ona el salladım ve açık kapıdan kendimi dışarı attım. Harry, kapının önünde beni bekliyordu. Yanağından öptükten sonra “Gidelim,” dedim.

EVİME GELEN ÖĞRETMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin