38. BÖLÜM

3.1K 138 7
                                    

Çok beklettim, biliyorum. Yarın yeni bölüm ekleyeceğime söz veriyorum. Yeni bir hikayeye başladım, Bir Erkeği Elde Etmenin Altın Kuralları isimli. Umarım bana destek olursunuz, öksüz kalmasın. İthafı bir daha ki bölümde vereceğim. Çokça seviliyor ve öpülüyorsunuz! ^^


Göz kapaklarım ağırlaşıyordu. Nefes alamıyordum ve göğsüm sıkışıyordu. Sonumun böyle olmasını istemiyordum. Yanarak ölmek istemiyordum.

Harry, etrafımda aceleci adımlarla bir şeyler yapmaya çalışıyordu ama beynim idrak edemeyecek kadar bitap düşmüştü. Vücudum keskin acılarla sarsılıyor, öksürüklerimin ardı arkası kesilmiyordu. Sınıfın köşesine çekilmiş, diz kapaklarımın üstüne öylece çökmüştüm. Tüm bu olanlar ne zaman son bulacaktı? Sürekli acı çek, mutlu ol, acı çek kısır döngünden bıkmıştım.

Burnumu yakıp geçen duman ciğerlerimi çökertmişti.

Harry'nin ellerini avucumun içinde hissettiğimde ışığı sönmüş gözlerimi, yüzüne diktim.

"Gebbie," dedi. Öksürmemek için kendini kastığından suratı morarmıştı, gözlerindeki yaşlar parlıyor ve içimi kavlıyordu.

"Ölmek istemiyorum," dedim hıçkırıklarımın arasından.

"Ölmeyeceksin," diye fısıldadı. Sıcak alnı alnıma değdi. Titreyen ellerimi dinginleştirmek için avuçlarımı daha sıkı tutuyordu. "Sana söz veriyorum. Kurtulacağız ve mutlu olacağız." Bedenimi kolları arasına sıkıştırdı. Hala teninden kopmamış ona özgü kremamsı kokuya tutundum, bu kokuyu son kez duymak istemiyordum.

Yaşayacak çok şeyimiz, söyleyecek binlerce kelimemiz vardı. Bitsin istemiyordum.

Ciğerlerim parçalanacak şekilde öksürmeye devam ettim. Yaşlar yanaklarımdan hızla boşalıyor, suratımı yakıyordu.

"Daha az nefes almaya çalış, dedi Harry. Korktuğunu biliyordum, bu beni gazaba uğratıyordu. Ayağa kalktı, ceketini çıkarıp üstüme bıraktı. "Kapıyı kıracağım."

Sık adımlarını kapıya doğru yöneltti. Omzunu setçe kapıya vurdu ama etkisi olmadı. Bir kez daha vurdu; ama kapı dimdik ayakta duruyordu.

Dışarıdaki insanların çığlıkları, haykırışları, kapıya vuran ateşin çıtırtıları kulağıma uğultular halinde doluyor, beynimi iflasa sürüklüyordu.

Harry'nin sıralardan birini tuttuğunu gördüm. Titreyen parmaklarının boğumları sırayı tutarken beyazlamıştı. Sırayı kapıya doğru fırlattı. Uzun bir feryatla geriye savrulan kapı, gürültüyle yere yıkıldı.

Harry, koşarak yanıma ulaştı. Bacaklarım bedenimi taşımıyordu. "Şimdi buradan çıkacağız," dedi. Dudağının ucunu gülümsemek için zorladı. O gülümsemeye çalışan yanına sıkıca tutundum, yoksa aklımı kaybedebilirdim. Elini önüme uzattı, uzattığı eline avucumu yerleştirerek destek aldım. Beni kucağına alırken, kollarımla boynuna sarıldım. Parmaklarım beceriksizce ensesine dolanmıştı. Harry'nin altımda dizlerinin sarsıldığını adımlarının tökezlediğini hissedebiliyordum.

Düşüncelerim beynime ulaşamadan boşluğa düşüyor, sessizliğe gömülüyordu.

Harry'nin adımları kapıda son buldu. Ateşin sıcaklığı tenime vuruyordu. Devrilip, küle dönen eşyalar, siyaha çalmış duvar rengi, git gide şiddetlenen dumanlar yüzümü yalıyor, içimi kor ediyordu.

Çığlık ve hıçkırık karışımı bir ses boğazımda patladı. Tırnaklarımı Harry'nin boynuna geçirdim.

"Kurtulamayacağız," dedim çatlak sesimle. Kolları altımda gevşiyordu.

EVİME GELEN ÖĞRETMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin