10-11-12 BÖLÜMLER

9.5K 254 35
                                    

Merhaba. Oy sayılarımız arttı, bü yüzden çok mutluyum. Dünden beri eski okuyucularımı toplamak için mesaj bile attım özel olarak. Çünkü dediğim gibi yeniden yazmak için okuyucuya ihtiyacım var. Şunu söylemek istiyorum ben OD hayranı değilim, hiç olmadım. Severim sadece o kadar. Kurgumun zayıf olduğunu söyleyenler oldu. Kendimi geliştiremediğimi söyleyenler oldu. Yani ben 2 sene önce yazdım bu hikayeyi ve zaten yeniden okuduğumda bende çok hatamın olduğunu fark ettim ama bunu düzeltmek için bir şansım yok. 1 seneden fazladır da hikaye yazmayı bıraktım. Yeniden yazdığımda nasıl yazmış olduğuma sizler karar vereceksiniz. Yazarken tıkanıp kalıyorum sürekli. Zaten bu hikayeyi yeniden yazmamın en büyük sebebi de yazmayı çok özledim ama yeni bir hikaye yazarsam vote geleceğini pek düşünmüyorum zaten bu ağa yeni katıldım. O yüzden sevilen bir hikayemden başlayıp okuyucu kitlesi oluşturmak istedim. Şimdi size bir şeyler sormak istiyorum. Ona göre karar vereceğim. Hikayede ki karakter Harry yerine başkası olsun mu? Ya da kurgu sizi çok boğuyorsa yeniden aynı içerikle baştan düzelteyim mi hikayeyi? Bunların cevabına ihtiyacım var. Oylarınızı eksik etmeyin. 2 gün boyunca yeni bölüm eklemeyeceğim. Yorumlarınızı okuyacağım. Ve sizden son olarak bir ricam var. Herkes hikayeyi bir arkadaşına "kanka şunu okusana benim için yeaa" gibi bir cümle kurarsa çok mutlu olurum. Sadece bir kişi getirseniz bile okuyucu sayımız 2 katına çıkar. Bana destek olacağınızı biliyorum. Çok konuştum. Sizleri seviyorum.

Keyifli okumalar!

10. BÖLÜM

Annemin yola atlamasıyla Harry'nin ona çarpması bir olmuştu."Anne!" diye çığırdım. Tanrım. Olamaz

***

Ellerimi cama yaslayarak annemi izlemeye devam ettim. Içimde tuhaf bir boşluk hissediyordum. Ona hala kızgın olmam onu sevdiğim gerçeğini değistiremezdi. Annemdi o benim. Ne kadar hatalı olsa da öyleydi. 3 gündür hastanede olmama rağmen tek bir göz yaşı dökmemiştim. Ve yine tuhaf olarak onu kaybetmekten korkmuyordum. Bu onu sevmediğim anlamına mı gelirdi, bilmiyorum. Babamı kaybettikten sonra yaptıği şeyler, böyle hissetmeme neden oluyordu belki de...

"Özür dilerim."

Harry, arkama geçip kafasını boynuma gömdü. En az bininci defa söyledigine emindim.

"Senin suçun yok yola atlayan oydu" dedim bende bininci kez.Saçlarının kokusunu hissetmek içime sebepsiz bir huzur doldurmuştu, o huzuru bileniniz vardır. Sadece sevdiklerinde olur.

"Harry," diye mırıldandım. Kafasını kaldırıp, devam etmemi bekler gibi baktı.

"Orada ben olsaydım? Yani komada yatan, ne his-hissederdin?"

Sesim ben fark etmeden çatallaşmıştı ve bundan nefret ediyordum. Kalbim belli belirsiz hızlanmıştı. Cevabını beklemek bile nefesimi kesiyordu. Gözlerine baktığımda kızarmış olduğunu görmek, içimi parçalamıştı. Elimi avucunun içine alarak, bileğimle kolum arasında ki çizginin üzerine minik bir öpücük bıraktı. Alnını alnıma yasladı. Nefesi suratımı yalarken "Seni," diye fısıldadı. Dudağını ıslatıp devam etti.

"Kaybetmeyi düşünmek bile beni deli ediyor."

Dudaklarım ben fark etmeden ufak bir tebessümle yukarıya doğru kıvrıldı. Bunun aksi olarak ise gözumden düşen bir damla birleşmiş ellerimize düştü.

"Uyanıyor, hasta uyanıyor. Doktor!" Hemşirenin heyecan dolu sesini duyduğumd kafamı kaldırıp, annemin odasına baktım.

"İçeri girmelisin." diye fısıldadı Harry. Eliyle yüzümü kapatmış olan saçımı geriye attı. Kafamı 'hayır' anlamında salladım.,Sedyeyle onu normal odaya taşırlarken göz ucuyla bana bakıp elini tutmam için uzattığında, kafamı çevirdim. Ağlıyordu ve bu beni etkilememişti.

EVİME GELEN ÖĞRETMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin