17. BÖLÜM

6.1K 214 15
                                    

Lütfen okuyun.

Merhabaaa, oylar ve o upuzun yorumlarla bana destek olduğunuz için çok teşekkür ederiiim. Sizleri çok seviyorum. Bir de ben EGÖ için yeni bir kapak yapmak istiyorum ama bu konularda pek başarılı değilim. Eğer EGÖ için güzel bir kapak tasarlarsanız çok mutlu olurum. Hesabıma mesaj atabilirsiniz.  Her zaman ki gibi en uzun yorumlara ithaf vereceğim, bu bölümde de.

Bu bölüm uzun yorumlarından dolayı; Sude_Styles23, GlTorun, -black-,edanida1, Nesibe343, Harry_Curly_1907, OhMyKidrauhlCat' ithafen yazılmıştır. Yeriniz çok ayrı. Yorumlarınıza telafi sınavlarından dolayı cevap veremedim, özür dilerim. 

KEYİFLİ OKUMALAR!

Kaçıncı bardağı daha fondip yaptığımı bilmesem de beyin hücrelerimin uyuştuğunu hissedebiliyordum. Ama o hala yoktu. Gelmemişti. Sendeleyerek ayağa kalktım ve piste çıktım. Deli gibi dans etmek ve her yeri birbirine katmak istiyordum. Franchisco gibi bir çocuğu gözüme kestirdiğimde dudagımı yalayarak yanına ilerlemeye basladım. Dönen başım ve bulanan midem yüzünden suratımı buruşturmamaya dikkat ederek çocuğa sürtündüm. Saçlarını savurarak, gözlerini vücudumda gezdirdi. Tek elini belime dolayarak, kendine yapıştırdı. Kıkırdayarak, işaret parmağımı vücudunu sımsıkı saran tişörtün üzerinden kasıklarında gezdirdim. Boğuk bir inlemeyle dudaklarıma yaklaştıgında, geri çekilerek büyük bir kahkaha patlattım. Parmağımı 'olmaz' anlamında iki yana sallayarak kıkırdadım.

"Cıks, öpmek yok koca çocuk!" Yeniden kahkaha atarak elimde ki içkiyi suratına fırlattim. Etrafımızda ki herkes bize dönmüş bakarken, dudaklarımı büzdüm.

"Aa döküldü." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Sen ne haltım yapmaya çalışıyorsun?" diye bağırdı. Hıçkırdım ve ardından güldüm. Arkamı dönerek gözüme köşelerden bana doğru yaklaşan çocuğu kestirdiğimde ayağımın burkulmasını önemsemeden yanına ilerledim. Arkası dönük olduğundan sırtına dolandım. Tanıdık krema kokusu burnumu doldurdurduğunda iç cektim. Yeşil gözlerini bana çeviren çocuğun Harry olduğunu fark edince geriledim. Kolumdan sertçe kavrayarak, duvara yapıştırdı.

"Ne sikim yiyorsun o herifle!" Gözlerini perdeyen sis ve kasılmış yüz hatlarına dikkatlice bakıp, güldüm.

"Aa Hazza da burada. Hey çocuklar! Bakın benim canımı yakmayı hobi haline getirmiş Styles bu!" Ufak bir kıkırtıdan sonra yeniden hıckırdım. İçki içtikten sonra neden hıçkırık tutardı ki?

"Ne kadar içtin sen!" diye tısladı dişlerinin arasından. Kollarımı küçük çocukların iki yana açtığı gibi, açtım.

"Çok."

Üzerinde ki ceketi üzerime sarıp, yenide kolumu sıkıca kavradı. "Bir daha senin böyle giyindiğini görürsem, kemiklerini kırarım." Ben kahkağa attığımda devam etti. "Ciddiyim!"

Parmağımı saçlarının arasında gezdirdim. Bunu yapmayı o kadar çok özlemiştim ki...

"Hazz," dedim aramızda ki mesafeyi kapatırken. Bana "ne?" bakışı attığında gözlerimi renkli spotlardan dolayı her rengi alan gözlerine diktim. "Şu anda gerçek bir sürtük gibi görünüyor muyum?"

Gözleri acıyla kısılırken, bakıslarını yere indirdi. "Sen sürtük değilsin." Kafasını kaldırarak, yeniden gözlerime odaklandı. "Hiçbir zaman olmadın." Derin bir nefes alıp, gozlerini kırpıştırdı. Yumruğunu sıktığını görebiliyordum. "Ve eğer sürtüksende benim sürtüğümsün. Anladın mı. Benim. Benim. Benim." Bileğimi sıkan ellerini gevşetip, belime doladı. Ritmini bozan kalbim müziğe eşlik eder gibiydi. Alınlarımızı birleştirdi. İçkili nefeslerimiz birbirine karışırken, burnumu burnuna sürttüm. Küçük çocuklar gibi olmamız umurumda değildi. Bukleleri yanağımı okşarken, elini şakaklarıma dayadı. Ve nazikce bukleleri gibi okşadı. Dudaklarımız birbirine iyice yaklaştığı sırada kendimde ayakta duracak güc bulamadığımı hissettim.

EVİME GELEN ÖĞRETMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin