Günaydıın. Kısa bir bölüm oldu. Bundan sonra böyle yayınlamayı düşünüyorum. Çünkü bilgisayarın başında fazla oturamıyorum. Geceleri çalıştığımdan dolayı fazla bir kurguda düşünemedim. Öyle saçma sapan bir geçiştirme bölümü oldu. Hikayede yeni karakterler olabilir. Aklımda şuanlık Hebbie çifti için yeni bir kurgu var. Bir daha ki bölüm uzun olacak söz veriyorum. Oylar çok düştü. Umarım okuyan herkes vote verir. Kendinizie iyi bakın.
Bu bölüm uzun yorumlarından dolayı;
-Harry_Curly_1907'e ithafen yazılmıştır. Bir daha ki bölümde en uzun yoruma ithaf vereceğim. İsmini yazmadıklarım darılmasın lütfen.
Keyifli okumalar!
Sırama oturup, kafamı iyice gömdüm. Ders Harry ve Ted ile ortaktı. Ted’de usulca yanıma geçtiğinde göz ucuyla Harry’a baktım. Parmaklarıyla sıranın üstünde ritim tutturmuş, ateş saçan gözleriyle bir bana bir Ted’e bakıyordu. Umarım Harry kendine sahip olamayıp Ted’e yumruk geçirmezdi. Çünkü bu bizim için felaket bir sonuç olurdu. Yanımda oturmuş kulaklığını çözmeye çalışan Ted’i dürttüm.
“Ne?” diye fısıldadı.
“Şu yüzükleri ne zaman atacağız?” diye fısıldadım onun gibi.
Birkaç dakika önünde ki sıraları incelerken düşünmüş gibi yaptı. “Annemler haftaya gidecek. Bizde onlar gidince çıkarırız,” dedi. “O zamana kadar bekleyebilirsin değil mi?”
Kafamı onaylar anlamında salladım. Cidden bu yaşta ailesi nasıl sözlendiğimizi düşünüyor merak etmiyor değildim. Bayan Fawer sınıfa geçip, ders anlatmaya başladıktan sonra kafamı yeniden sıraya gömdüm. Cidden bunu yaptım. Çünkü nefes almakta bile zorlanıyordum. Birilerinin suratına yanlışlıkla bakıp küçümseyici gülümsemelerine maruz kalmaktansa böylesi daha keyifliydi –ki kulağımın dibinde cetvel sesi duyana kadar. Başımı yavaşça kaldırırken sınıftan gelen gülme seslerine aldırış etmemeye çalıştım.
“Mellery,” diye cırladı Bayan Fawer. “Sen kim oluyorsunda benim dersimde uyuyorsun?” Yer yarılsa hiç düşünmeden en dibine girebilirdim şuan. Eliyle tahtada duran sarışın bir çocuğu gösterdi. “Ceza olarak sınıfa yeni gelen arkadaşına bütün gün okulu gezdireceksin.”
Tanrım, dedim kendi kendime. Yine bir Bayan Fawer ve daha ilk günden bitmek tükenmez cezaları.
Derin bir nefes aldıktan sonra cevabımı bekler gibi bakan gözlüğün üstünden bakan gözlerine “peki,” diyerek cevap verdim.
Ardından ders bütün sıkıcılığıyla geçti. Harry’a dönüp bir kez bile bakmadım ne yapıyor diye. Tamam, birkaç kez baktım sadece ve o elindeki telefonuyla oynamakla meşguldü. Zilin çalma sesiyle tutkal gibi yapıştığım sıradan çekilmeye başladım. Ben ne olduğunu anlamadan kendimi yerde buluyordum ki bugün bir defa cezam için gördüğüm sarışın çocuk belimden kavradı ve düşmemi son anda engelledi. Çünkü beni düşürecek gerzekte kendiydi.
“Hey,” dedi gülmeye çalışarak. “Merhaba, kötü bir tanışma oldu.” Elini bana doğru uzattı ve kocaman gülümsedi. Kulağında bir tane halka küpesi vardı. Kaşının üzerinde yara bandı vardı, büyük ihtimalle kaşı patlamıştı. Dar siyah skinny pantolonu, vücudunu sımsıkı sarmış gri bluzuyla oldukça tarz görünüyordu. Onu neden bu kadar incelediğimi anlayamadım.
“Bana okulu gezdirecek kız sendin sanırım?” dedi. Gözlerini kısmış o da beni inceliyordu.
“Ha, evet” dedim gözlerimi üzerinden çekip. “Nereden başlayalım?”
“Tuvalet iyi olurdu aslında, biraz sıkıştım da.” Yeniden beyaz dişlerini göstererek güldü. Oldukça samimiydi. Bu sefer bende güldüm ve koridora doğru onunla beraber yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİME GELEN ÖĞRETMEN
FanfictionYumruklarımı göğsüne indirmeye devam ederken hıçkırarak ayaklarının dibine çöktüm. "Senin için neyim ki zaten?" dedim avuçlarımla gözlerimi kapatıp. Yanıma çöktüğünü hissettim. Eliyle yüzüme dokunurken aldığım cesaretle ayaklandım."Senin için neyim...