29. BÖLÜM

5.1K 153 11
                                    

Bu bölüm uzun yorumlarından dolayı;

-YaseminDrs

-My_Worldddd

-Harry_Curly_1907

-black-'a ithafen yazılmıştır.

Beklettiğimden dolayı üzgünüm ama malum hava karlı. Bilgisayar başka odada. Üşüyorum. Bir de hastayım, ciğerlerim parçalanana kadar öksürüyorum. Bu yüzden ancak vakit bulabildim. Hala hastayım ama daha fazla bekletmek istemedim. 

Hepiniz çok seviliyor ve öpülüyorsunuz.

“Ne yapıyor-“ İşaret parmağını dudaklarıma bastırdı ve konuşmama son verdi.

“Beni seviyorsun,” dedi inatla. “Bunu sana kanıtlayabilirim.”

29. Bölüm

Sağ elini uzatarak alev almış yanağıma bastırdı. Bütün uzuvlarımı yitirmiştim. Kolun nerde deseler, bacağımı bile gösterebilirdim. Yumuşacık dudaklarını köprücük kemiğime dokundurdu. Gözlerimi sıkıca yumdum. Nabzım her yerimde atıyordu. Vücudumdaki bütün kan öptüğü yerin üzerinde birikmiş gibiydi. Kalbim saniyede milyon defa çarptığından duracağını sandım. Dişlerini öptüğü yerin üzerin üzerine bastırdı ve üst dudağıyla emdi. Ellerimle kapıya tutunmak zorunda kaldım. Bacaklarımın liflerinin koptuğunu hissettim. Öpüşü o kadar derinleşmişti ki yere düşeceğim sırada belimden tutarak beni kendine iyice bastırdı. Parmakları saçlarım arasında dolaşırken öpücükleri nazikçe boynumdan yukarı doğru tırmandı. Tek söz dahi edemedim. Yeter diyemedim. Bünyem onun öpücükleri karşısında o kadar zayıftı ki… Bu öyle bir şeydi ki… tüm bildiklerinizi unutturuyordu size.

Sadece ben kalıyordum geriye.

Sadece o.

Kirpiklerinin kırpışması tenimi huysuzlaştırdı. Dudakları dudaklarıma değince elimi zorla göğsüne koydum. Göğsümün üstündeki elimi kavradı ve sol tarafına götürdü. Tam kalbinin üstüne. Kalbi deli gibi atarken nefes almayı dahi unuttum. Hızlı atıyordu Çok hızlı.

“Sadece senin yanında böyle atıyor,” dedi. Nefesinin düzensizliği gözlerimi doldurdu. Ardından ellerimizi ayırmadan kendi elini alt tarafa yerleştirerek sol göğsümün az üzerinde durdu. Kesinlikle nefes almayı bırakmıştım. Tam şuan ölebilirdim. O kadar güzeldi ki ağlamak istedim. Kalbimin çarpışını kendim bile duyuyordum. Saatin tik tak sesine benziyordu.

“Bak,” dedi. Sonra dudağının kenarı hafifçe yukarı doğru kıvrıldı. Cevabını almıştı, biliyordu. Tahmin ettiği gibiydi. Kalbim delice çarpıyordu. “Beni sevmeseydin bu kadar hızlı atar mıydı?”

Yutkundum.

Parmaklarını harap olmuş saçlarım arasından geçirdi ve parmak uçlarıyla üstünde gezdirdi. Dudaklarını saçımın üstüne bastırıp, kokusunu derince içine çekti. Başparmağı ağlamaktan kızarmış gözlerimin üstünde dolaştı. “Beni sevmeseydin bu hale gelir miydin?”

Gerçekler karşısında gözlerimi yumdum. Hızla inip kalkan göğsüm onunkine değiyordu. “Ağlamanı sevmiyorum,” dedi mızmızca. Az önce poyraz gibi kükrerken, şimdi bahar rüzgârı gibi tatlı tatlı esiyordu.

“Ağlatmanı sevmiyorum.”

“Ağlatmayacağım,” dedi. Suratını buruşturdu. “Söz veriyorum, ağlatmayacağım.”

EVİME GELEN ÖĞRETMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin