LÜTFEN OKUYUN. 23 OYDA KALSA DA DİĞER BÖLÜM 3 GÜN GEÇTİĞİ İÇİN DAHA FAZLA BEKLETMEK İSTEMEDİM. SÖZ VERDİM ÇÜNKÜ ERKEN YAYINLAYACAĞIMA. ARTIK KİMSEDEN BİR ŞEY BEKLEMİYORUM. FARK ETTİM Kİ BEN NE KADAR ÇABALARSAM OYLAR O KADAR DÜŞÜYOR. EGÖ'YÜ DEDİĞİM GİBİ 50 BÖLÜM KADAR UZATIP TAMAMEN BİTİRDİKTEN SONRA HESABI KAPATIP GİDECEĞİM. GÜZEL BİR HATIRA OLACAK YAZAR OLMAK İÇİN YAPTIKLARIM. BANA HALA DESTEK OLANLARA TEŞEKKÜRLER, UZUN YORUM YAPAN BELLİ BAŞLI KİŞİLER VAR. ONLARI KOCAMAN ÖPÜYORUM. YERİNİZ ÇOK AYRI.
BU BÖLÜM UZUN YORUMLARINDAN DOLAYI; OyaCansever, -black- ve Nesibe_343'e ithafen yazılmıştır.
KEYİFLİ OKUMALAR!
Trençkotumu da üstüme geçirip son kez aynadan baktım. Her ne kadar Harry'nin evine gitmek istemesemde son sene sınıfta kalma gibi bir fanteziye sahip değildim. Morarmış göz altlarımı ve ağlamaktan şişmiş yüzümü saymazsak güzel göründüğümü söyleyebilirdim. Bana 'sürtük' diyen adamın evine gitmem ne dahihaneydi ama! Derin bir iç çekerek yatağın üstünde ki çantamı kaptım ve agır adımlarla aşağıya indim. Ted, görünürde olmadığından sessizce evden çıktım. Kısa ve sıkıcı bir yolculuğun ardından evin bahçesinin önüne geldiğimde parmaklarımı demirliklere bastırdım. Kalbimin durduğu kesindi.
Omzuma dokunan elle irkilip, arkamı döndüm. "Gemma," dedim gülümsemeye çalışarak.
Kollarını boynuma dolayıp, sıkıca sarıldı.
"Seni çok özlemişim Gebbie."
Geri çekilip sırıttı.
"Bende." dedim kısaca.
Bu diyecek bir şey bulamadığımdan da olabilirdi.
"Olanları biliyorum."
Kaşlarını çatıp kendini kaldırıma attı.
"Ne gibi?"
"Harry çok ağladı Gebb. Bunu ona yapmaya hakkın olduğunu düşünmüyorum."
"Anlamadım?" dedim ifadesizce.
Harry'i benim için mi ağlamıştı. Hadi ama!
"Onu başkalarıyla aldattığını izleyince ortalığı birbirine kattı."
"Ben hala bir şey anlamıyorum Gemma. Ben onu aldatmadım. Neler dönüyor tanrı aşkına?"
"O cd'yi sen yollamadın mı Harry'a?"
Kaşlarını kaldırıp, dikkatlice suratıma baktı.
"Ne cd'si? Ben bir şey yollamadım. Bir yanlışlık var."
Cevap beklemeden bahçeden içeriye girdim. Ne halt dönüyorsa bunu bir an önce çözmeliydim. Kapının önünde dikildiğimde nefes alıslarımı hiçe sayarak zile bastım. Mideme kramp girmiş gibi hissetmem çok boktandı. O eve her girdiğimde heyecanlanmamda. Belinde havluyla beni karşılayan Harry'i gördügümde bir anlıgına öylece kaldım. Suratıma ateş basmış gibi yanıyor ve dudaklarım kuruyordu. Buklelerinden süzülen damlalar, karın kaslarına doğru süzülürken gözlerimi zorla vücudundan ayırıp, suratına odaklandım. Kahretsin! Gözleri bana hala sürtükmüşüm gibi bakıyordu, ve inanın çok acı vericiydi. Ona doyasıya sarılıp öpmek varken uzaktan bakmak da öyle.Düşüncelerimi bir kenara bırakıp "merhaba" dedim.Güldü. Cevap vermeden içeriye girdi. Gözlerimle evi taciz ettikten sonra koltuğa yerleştim. Sarah neredeydi? Hem bu evin hali neydi böyle? Pasaklı. "Üzerimi degistirip geliyorum."
Suratıma bakmadan, saçlarını sallaya sallaya yukarı çıktı. Onun gitmesini fırsat bilerek, cd dolabına koştum. Benimle ilgili ne cd'si olabilirdi tanrı aşkına! Deli gibi cd'leri her bir yana saçarken, bulmaya çalışıyordum. Filmler, filmler, oyun cd'leri... Aradığım şeyi bulamanın verdiği sinirle dagıttim şeyleri yeniden yerine koydum. Belki de hala dvd'nin içindeydi? Titreyen parmağımla dvd'yi açtım. Ordaydı. Bunu cd'nin üstündeki"Gebbie Mellery'den Hazza'ya" yazısından da anlayabilirdim. Göğsüme bir şey oturmuş gibi zorla nefes alırken yerde buruşturulmuş kağıdı avucuma aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİME GELEN ÖĞRETMEN
FanfictionYumruklarımı göğsüne indirmeye devam ederken hıçkırarak ayaklarının dibine çöktüm. "Senin için neyim ki zaten?" dedim avuçlarımla gözlerimi kapatıp. Yanıma çöktüğünü hissettim. Eliyle yüzüme dokunurken aldığım cesaretle ayaklandım."Senin için neyim...