Hissederek okumalar..✨
✨✨
İçeri girer girmez merdivenlere yöneldim.. "Nasıl şimdi..?" Sesime korku tohumları ekilmişti ve gittikçe büyüyordu sanki.. "Bilmiyorum.." Melek annenin yüzündeki paniği onunda korkmasına yordum.. Başka neden olabilirdiki?! Odasına girdiğimde yatağında sırt üstü bir şekilde yattığını gördüm.. Rengi gerçekten solmuş muydu, bana mı öyle geliyordu anlayamıyordum.. Ellerim soğuk olduğu için düşünmeden dudaklarımı anlına bastırdım.. Yanıyordu.. "Derece nerde, en son ne zaman baktın, kaçtı..?"
Art arda sıraladığım sorular karşısında Melek anne sanki dahada panik olmuşu.. Neydi bu paniğin sebebi..? "Iı, yarım saat falan oluyordur herhalde..." Herhalde mi..? Kesinlikle bir şey vardı.. Normal değildi çünkü.. "Ben bir aşağıya bakayım derece için.." Hasta burdaydı, derece neden aşağıda olsundu..? Bir şey söylememe izin vermeden odadan çıkmıştı.. Ne yapacağımı bilemez halde bakınırken sirkeli su yapmaya karar vermiştim.. Düşmezse hastaneye giderdik..
Su ve havlu almak için banyoya ilerledim.. Kovaya benzeyen şeyin içine bir miktar su doldurduktan sonra havlu bulmak için çekmecelere baktım ama yoktu.. Yerlerde sarı tozlar vardı, ne olduğunu anlayamamıştım.. Dolabı açtığımda gözüme ilk çarpan katlı havlulardı.. Nihayet bulmuş olmanın sevinci ile bir tane aldım.. Kapağını kapatacağım sırada gördüğüm tebeşir ile duraksadım.. Ne işi vardı tebeşirin banyoda.. Havluyu kolumun altına koyup beyaz tebeşiri elime aldım.. Biri beyaz biri sarı iki tane vardı.. Sarı..
Hayır, bu kadarını yapmış olamazdı değil mi..?
Gözüm tekrar yerdeki tozlara takıldı.. Beni buraya çağırmak için tebeşir tozu mu içmişti..? Annesinide korkutmu- korkutmamıştı.. Melek anne biliyordu.. Benim anlamamdan korktuğu için paniklemişti.. Ama neden, neden yapmıştı böyle bir şeyi..? Böyle oyunlara ne gerek vardı.. Kızmış mıydım bilmiyorum ama Melek anneye kırılmıştım.. Ne olursa olsun böyle bir yalan söylememeliydi..Ateş'e hiç bakmadan aşağıya indiğimde o da mutfaktan çıkıyordu.. Tam nedenini soracakken konuşmaya başladı.. "Âlâ, özür dilerim kızım.. Ateş hasta falan değil, seni çağırmam için yapmadığı şey kalmadı.. Dayanamadım.." Öyle rahatlamıştımki.. "Biliyorum Melek anne.. Çocuk gibi tebeşir tozu içmiş.. Ama neden, yani sen arasan ben yine gelirdim..?" Hâlâ inanamıyordum..
"Gelirdin tabi kara kuzum.. Bende öyle söyledim ama dinlemedi.." İkimizinde bir kulağı yukarıdaydı.. Elimden tutup mutfağa çekti beni.. "Biriyle buluşacakmışsın, delirdi.. Ararsan biraz oturur gider ama hastalandığını duyarsa gitmez dedi.." Arabadaki tartışmamız yankılandı kulaklarımda.. Bu yüzden miydi yani.. Ben Kerem hocayla buluşmayayım diye mi yapmıştı tüm bunları.. İçimde, adını bilmediğim bir yerde, adını koyamadığım bir şey oldu..
"Bu, bu yaptığı çok fazla.. Beni bu kadar sahiplenmemeli.." Yukarı çıkıp kızmakla evden gitmek arasında sıkışıp kalmıştım.. "Biri dediğin hastaneden hocam benim Melek anne.." O da mahcup olmuştu, görüyordum.. Oğluydu sonuçta..
"Sakın yanlış anlama beni.. Tavrım sana değil, olmazda.. Ama yaptığı yanlış, çok yanlış.. Hele senide buna alet etmesi.." Konuşmamı kesen cebimdeki telefonumun sesiydi.. Beklemeden elime aldığımda gördüğüm isim daha çok gerdi beni.."Efendim..?" Kerem hocanın hiç bitmeyen enerjik sesi çok geçmeden doldurdu kulaklarımı..
"Günaydın! Mesaj attım ama uyuyordun sanırım..?" Gün çok uzun zamandır aymıyordu bana.. Hiç uyumadığımdan da, mesajına cevap verecek fırsatım olmadığından da habersizdi.. Melek annenin yeşillerinin ağırlığı altında güçlükte cevap verdim.. Onun yanında daha fazla konuşmak istemediğim içim bahçeye çıktım.. "Sana da! Evet kusura bakma, yeni görüyorum.." Yalan söylemekten hoşlanmasamda zorundaydım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE (mabel)
Teen Fiction"Benim hayatımda zamanla herşey değişir.. Ama senin ki değişmez sanmıştım, yanılmışım. Elimde değil yemin ederim, üç yıl boyunca kimseye bakmadım, ama ona baktım.. Sadece sana bakacağına söz verdiğim gözlerim Zeynep'e baktı.. Çok güzel çok fazla güz...