Bölüm •7•

4.8K 344 171
                                    

Hissederek okumalar..

✨✨

Babamla konuştuktan sonra hemen hastaneye gelip Uraz hocayla konuşmuştum.. O benim aksime oldukça sevinmişti bu kararıma.. Yaklaşık üç hafta sonra gidiyorduk.. Çünkü iki hafta sonra çok önemli bir ameliyatı vardı onun.. Çıkışta gördüğüm Kerem hoca ise evime bırakıyordu.. Halsiz gördüğü için endişelendiğini söylemişti ve eve bırakmayı teklif etmişti.. Reddetsemde ısrar ettiğinde dayanamayıp kabul etmiştim.. Siteye yaklaşırken, ben inmek için hazırlansam da o, sitenin içine devam etmişti..

"Hocam, girişte indirseydiniz beni..?" Eve kadar bırakmasına ne gerek vardı şimdi..
"Ben sana evine bırakmayı teklif ettim, girişe değil.." Kırptığı sağ gözü, güldüğü için belirginleşen gamzeleri, hafif sakallı suratı ve mavi gözleriyle gerçekten yakışıklı bir adamdı.. Daha fazla ona bakmadan önüme döndüm.. Söylediklerin de haklıydı galiba.. "Bakalım bu güzel stajyer kızın evi neredeymiş..? Hadi tarif ette görelim..!" Söyledikleri ile gözlerimi hemen çektim üzerinden ve yolu tarif ettim.. Zaten sitenin içindeydik.. Bulması zor olmamıştı..

"Burda durabilirsiniz.." Evin önün de durmuştuk..
"Teşekkür ederim bıraktığınız için.."
"Âlâ, hastane de değiliz.. Benimle sizli bizli konuşma lütfen.. Amerika'da da mı böyle olacak..?" Bir kez daha kaçırdım gözlerimi.. Elimde değildi.. Hislerini bildiğim için rahat olamıyordum.. "Kusura bakmayı- bakma.." Attığı bakış ile son anda toparlamıştım.. "Ağız alışkanlığı sanırım.. Tekrar teşekkür ederim, iyi günler.." Kapının koluna uzanacağım sırada evinden çıkan Ateş abi ile göz göze geldik.. Arabanın içinde ki hava yetmiyordu sanki.. Bir anda bıçak gibi kesilmişti..

"Ne demek, benim için büyük bir zevkti.." Kerem hocaya yalancı bir tebessüm gönderip indim hemen..  Ateş abi hâlâ bize bakıyordu.. Neyse ki Kerem hoca eve girmeyeceğimi anlayınca gitmişti.. Onun gitmesiyle ben de daha fazla beklemeyip arkamı döndüm eve girmek için.. "Âlâ!!" Duymayı beklediğim ses daha fazla dayanamayıp yükseltmişti arkamdan.. Yavaş adımlarla ona doğru döndüğüm de gözlerin de gördüğüm ifade başkaydı.. Yeni çözmeye başladığım aşık bakışlarından farklıydı.. İlk defa görüyordum..

Üstün de siyah kumaş pantolon ve beyaz gömlek vardı.. Kolun da gümüş saati, belinde siyah kemeri.. Kıravat takmamıştı.. onun yerine gömleğinin iki düğmesini açmıştı.. Karşımda, sanat eseri gibi dikiliyordu.. Üzerime doğru attığı adımlar aramızda iki üç karış kadar mesafe kalınca son buldu..

"Bu piçin arabasında ne işin vardı.!?" Çattığım kaşlarım ile bir kaç adım geriledim.. Benimkiler çatıksa onunkiler neydi..? "Piç değil, hocam..! Evime bıraktı.. Bir problem mi var Ateş abi.!?" Benim bir kaç adımda açtığım mesafeyi o tek adımıyla kapatmıştı.. Yüzünde alaycı ama acı dolu bir tebessüm vardı.. Yüzünde ki yalancı tebessüme inat gözleri dolu doluydu.. "O piç değil, ama ben abiyim öyle mi..?" Yutkunamadım.. Boğazım düğümlendi, gözlerim yaşardı.. Hissettiği ağırlığın acısı çöktü üzerime.. Değil diyemedim..

"Hocan kadar değerim yok gözünde değil mi.. Yüzüme bakmaya bile tahammülün yok..?" Yüzüne bakamam.. Sana umut veremem Ateş abi.. "Bu kadar mı nefret ediyorsun.. Bu kadar mı istemiyorsun beni etrafın da.?" Senden nefret etmiyorum.. Ama seni sevemem.. Sana daha fazla zarar gelmesine izin vermemek için gidiyorum ben.. Bu kadar yanarken seni de yakmak istemiyorum.. Gözlerimden akan yaşlar yere damladı.. Yeşillerine bakamadım.. O da daha fazla konuşamadı.. "Eve gir.. Girmezsen ben gidemem, seni arkamda bırakamam.." Boğazımda güçlü bir hıçkırık koptu..

SAUDADE (mabel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin