Bölüm •8•

5.4K 447 327
                                    

Hissederek okumalar..

✨✨

Havalar artık gerçekten güzelleşmişti.. İzmir'in en sevdiğim havalarının sonlarına geliyorduk.. Gitmeme iki günden az kalmıştı.. Bu durumdan kimse memnun değildi ama burda kalmamıda istemiyorlardı..

"Pek-Âlâ.." Nana.. Ben gittikten sonra gitmeye karar vermişti.. Ve hep yanımdaydı..
"Nana'm.." Odamın balkonunda oturuyorduk..
Ben gözlerimi o evden uzak tutmaya çalışıyordum,
o ise ben ne zaman dalsam çekip alıyordu beni.. "Âlâ.. Konuşmak ister misin..?" Öylesine bir konuşmadan bahsetmiyordu.. Gerçekten konuşmak isteyip istemediğimi soruyordu.. En çok onunla konuşmaya ihtiyacım vardı aslında.. Hiç kimse yargılamıyordu ama Nana başkaydı..
Acımı tanıyordu..

"Çok isterim.." Sıcacık gülümsemişti bana..
"Sadece evimize götürdü dedin.. Bana biraz o evi anlatır mısın.. Ateş'i..?" Geçen beş günde ne zaman gözlerimi kapatsam aklıma gelen evimiz.. Ev yalnızca gözümü kapattığımda geliyordu belki ama Ateş hiç çıkmıyordu.. Ona haksızlık yaptığımı biliyordum.. Gitmem ona iyi gelmeyecekti.. Ama kalsamda bir şey değişmeyecekti..

"İlk defa böyle bir şey gördüm.. Hani böyle herkesin aklında bir ev olur ya, öyle işte.. Küçükken çizdiğim eve benziyor mesela.." Hep birlikte yaşamak istediğim için kocaman bir ev çizerdim ama üçgen çatısı sadece ortada olurdu.. Ev böyle olmaz dedikleri içinde tartışırdım onlarla.. Ev çok güzel olmuştu.. "Çok güzel Nana.. İçide dışıda çok güzel.. Hem ormanın içinde gibi, hem izmir ayaklarımın altında sanki.. Denizi gören bir ev.." Denize hayrandım.. Hep denizi gören, ya da sahil kıyısında evim olsun isterdim.. Olmuştu..

"Benimle birlikte doldurmak için yarım bıraktığı bir kitaplık var mesela.. İçi boş çocuk odası, odaları var.. Benimle seçmek istediği için dokunmamış.." Dolan gözlerimi yumduğumda bir kaç damla yaş aktı.. Gözümün önünde canlanmasına engel olamıyordum.. "Yatak odasının içine bebek odası yapmış.. Bunu bile düşünmüş.." Sesli bir şekilde ağlamamak için zor tutuyordum kendimi.. Ateş'in adımı söyleyişi, titreyen sesi çıkmıyordu
bir türlü aklımdan..

"Çok seviyor, bunu hissettiriyor da.. Belkide bir şans vermelisin Âlâ.. Bundan bir ay önce gözlerinde saf acı vardı.. Sevilmemişliğinin acısı.. Ben o acıyı biliyorum, hiç unutmadım.." O acının tarifi yoktu..
Evet platonik aşıklar oldukça fazlaydı, ama bu öyle bir şey değildi.. Seni sevdiğini söyleyen birinin aslında hiç sevmediğini öğrenmek, hissetmek çok başkaydı.. Nana bunu en iyi bilenlerdendi.. Belki yirmi yıl geçmişti.. Ama hiç unutmamıştı.. "Ama şimdi çok güzel seviliyorsun.. Üstelik çok
güzel bir adam seviyor.. Kalbin çok kırık biliyorum,  üstelik kırılmasına neden olanda o.."

İçim paramparça, acım ilk günkü gibi tazeydi.. Yeniden güvenmek, birini sevebilmek çok uzaktı.. Bütün geçmişi yalan olmuş birinin geleceğe umutla bakması imkansızdı belkide.. Şimdi herkes benden onu sevmemi, şans vermemi istiyordu.. Hiç sevilmemiş olmak, bir inat uğruna senelerce beklemek.. Bunlar yenilir yutulur şeyler değildi.. Benim zamana, kendimi dinlemeye ihtiyacım vardı.. Eski Âlâ'ya çok ihtiyacım vardı... "Ama onun kalbini kırmak istemediğinide biliyorum.. Âlâ, gitmen ona iyi gelmeyecek.. Bunu duymaya katlanamayan adam gitmene dayanamaz.."

"Adımı söylerken bile sesi titreyen adamın ben gidince yıkılacağını bilmiyor muyum..?" Kesilen nefesim uzun soluklu konuşmama izin vermiyordu.. Derin derin aldığım nefesler rahatlatmıştı bedenimi.. Yüzümden akan yaşları silmeden devam ettim.. "Ya hadi ben onu affettim, peki o.. Teyze çok yakmışım canını.. Bilmiyordum.. Ben ağlamayayım diye yarışma için haftalarca uğraştığı resmi bana verdi.. Ben de götürüp aptal gibi o'na verdim.. Çöp adam çizemeyen o birinci oldu.. Ateş yarışmaya bile katılamadı.." Ve bu yaptıklarımdan sadece biriydi..

SAUDADE (mabel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin