Bölüm •15•

5.8K 360 271
                                    

Hissederek okumalar..

✨✨

Ciğerlerime dolan nefes acıtıyordu.. Az önce olan şey bir öpüşme değildi, öpmüştü ama daha çok dudaklarını dudaklarıma bastırmış gibiydi.. Etkisinden çıkmama neden olan şey güçlü bir şekilde çarpan dış kapı oldu.. Gamze gitmişti, Gamze burdaydı.. Ateşe değmiş gibi geri çekildim.. Gerçek bir ateşe değmiştim, üstelik sadece değmeklede kalmamıştım..

Ne diyeceğimi, nasıl bir tepki vermem gerektiğini bilmiyordum.. Çok kırgındım, çok kızgındım, çok fazla kızgındım ona.. İçimi kasıp kavuran başka bir şey vardı şimdi.. Benim için yaptığı eve, bizim evimize neden getirmişti onu.. Düşündükçe ağlama isteği ile doluyordu içim.. Yatağın üstündeki çantamı alıp odadan çıktığımda bana seslendiğini ve adım seslerini duysamda umursamadan devam ettim.. Zoruma giden, yutkunmama engel olan çok fazla şey vardı..

Gitmezsem iyi olmayacaktı.. Gitmezsem kırılacak, kıracaktım.. O kızın bu evde olmasının hiç bir açıklaması olamazdı.. Ve ben burda kalıp o açıklamayı, iki gündür ne haltlar yediğini dinlemek istemiyordum.. Titreyen alt dudağımı ağzımın içine yuvarladım.. Dakikalar önce onun dudaklarının değdiği dudağımı.. Bileğime dolanan eli ile düşüncelerim bıçak gibi kesilirken kolumu sertçe çektim..

"Sakın! Bana sakın dokunma!" Yeşil gözleri koyulaşmış, kaşları çatılmıştı.. Seğiren çenesi ve alnında atan damar ise sinirli olduğunu destekliyordu.. Tekrar bana uzandığında hızla geri çekildim.. Dokunursa ağlardım, dokunursa ona teslim olurdum, dokunursa affederdim..
"Ne demek sakın lan?! Ne demek sakın bana dokunma!?" Öfkeliydi, söylediklerim onu öfkelendirmişti.. Kendimi ondan esirgememden nefret ediyordu.. "Çok seviyorum lan.." diye inledi ağlamaklı sesiyle..

Kafasını tavana kaldırdı.. Titreyen ses tonu gözlerimi kaçırmama neden oldu.. "Çok seviyorum.." Hıçkırmamak için ısırdığım dudaklarımın kanadığını hissettim.. "Canımın içi dediğim kadın, nefret ederek bakıyor bana haftalardır.. İçim gidiyor ama bir bok gelmiyor elimden.." Ben öyle bakmıyordum, ondan hiç bir zaman nefret etmemiştim.. Yemin ederim etmemiştim.. "İlk defa burdasın, evimizde.. Sen istediğin için burdasın.. Ama yüzün yine kapıya dönük, yine gitmek istiyorsun.."

Ama yüzün yine kapıya dönük.. Dudaklarımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım.. Benim hıçkırık seslerime karışan onun iç çekişleri ile soluduğum hava ciğerlerime ulaşmadı.. Ağlıyor muydu? Bakışlarım onda değil, bahsettiği kapıdaydı.. Ağır ağır yüzüne çevirdiğimde onun bana değil, bu halini saklamak ister gibi tavana baktığını gördüm.. Her zamanki dik duruşunun aksine omuzları düşmüştü.. "Şimdi de inanmıyorsun, biliyorum.. Gözlerinde görüyorum.." Sesli bir şekilde iç çektim.. Az önce kaçtığım bedenine bir adım attım..

"Ne öncesinde ne de şimdi nefret etmedim senden, öyle bakmadım.. Ben sana bakamadım bile.." Yeşil gözlerini saklamak ister gibi arkasını döndü.. Daha öncede iki kez ağlamıştı yanımda.. Ama bu sefer başkaydı, tükenmişti.. Artık sevgisini bana kanıtlamaya çalışmıyordu.. "Beni sevdiğini öğrendiğim günün üstünden tam kırk dört gün geçti.." Sesim titresede kelimelerim netti.. "Bir gün, tek bir gün bile şüphem olmadı sevginden.." Kızarmış, ıslak yeşilleri titreyen koyu harelerime tutundu..

"Söz vermiştin.. Üç gün içinde geleceğim, hastaneye birlikte gideceğiz demiştin.." Kafasını salladığında dolu olan gözlerinden yaşlar süzüldü.. "Bekledim.. Sana ulaşmaya çalıştım, haber alamayınca Melek annenin yanına gittim.." İç çeke çeke konuşuyordum.. Yaşlar usul usul süzülüyordu yanaklarıma.. "Ares abiyle konuşmuş, bir kaç gün daha kalacağını söylemiş o da.." Dudaklarında buruk bir tebessüm belirdi.. Sağ elim kurulamak için yüzüme çıktı..

SAUDADE (mabel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin