İYİ OKUMALAR :)***Kayra'nın Ağzından***
Meriç telefonu kapattıktan sonra tekrar bana dönüp pis pis sırıttı. Beni bağladığı sandalyenin etrafında yavaş adımlarla dönmeye başladı.
" Kaya senin tadına bakmış mıydı? Yoksa ilk ben mi tadacağım? " diye sorup karşımda durdu.
Ağzımdaki bantı telefonda konuşmak için çıkartmıştı. Ve çıkartırken sert çektiği için çok canım yanmıştı.
" Bana dokunursan bunun bedelini ödersin. " diye dişlerimin arasından tıslayıp sert bir şekilde ona baktım.
Kollarımı sandalyenin arkasına bağlamıştı. Ama geri zekâlı, ayaklarımı bağlamayı düşünemedi. Ya da buna gerek duymadı. Bileklerimdeki sıkı ipler acıtmaya başlamıştı. Bana doğru kaşlarını çatarak yaklaştı. Sinirlenmişti. Elini bacağıma koyup sıktı ve boynuma yaklaştı.
" Emin misin? " diye fısıldadı.
İğrenircesine yüzümü buruşturdum. Yaptığım plana göre ilk önce ellerimi çözmem gerekiyordu. O buradayken yapamazdım. Ve başımdan bir türlü ayrılmıyordu. Onu oylamam gerekti, ama nasıl? Aklıma bir fikir geldiğinde hiç beklemeden uygulamaya başlamalıydım. Harcayacak vaktim yoktu. Buradan hemen çıkmam gerekiyordu. Daha nerede olduğumu bile bilmiyordum! Ne kadar bu planı yapmak istemesem de, buradan kurtulmak için yapmalıydım. Geri çekilip yüzüme baktığında, dikkatini dağıtmak için bu sefer ben ona yaklaştım. Burnumu yanağına sürttüğümde buna şaşırsa da engel olmadı. Yavaş yavaş boynuna doğru öperek indim. Bu iğrençti! Ben boynunu öperken, arkada ona fark ettirmeden ellerimi çözmeye çalışıyordum.
" Sonunda sende eğlenmeyi kabul ettin demek? " diyerek geri çekilip bana sırıttı.
Senin eğlenmeni sikeyim. Ellerimi çözmeme çok az kalmıştı. Yapabilirsin. Başımı sallayınca tekrar bana yaklaştı. Elini enseme koyup alnını alnıma yasladı. Ona bu kadar yakın olmak iğrençti. Şuan ben Kaya ile birlikte olmalıydım!
" Çok güzel kokuyorsun. " diye fısıldadı.
Gözleri kapalı olduğu için yüzümü buruşturduğumu görmemişti. Ellerimi çözmeyi başarmıştım! Hemde fark etmemişti! Boynumdan çekilip yüzüme baktığında hızla ona kafa attım. Bunu beklemediği için afallayıp yere düştü.
Hemen sandalyeden kalkıp, peşimden gelmemesi için kasıklarına tekme attım. Acıyla inleyip dizlerini kendine doğru çekti. Birkaç kere de sırtına hırsla tekme attığımda yerde iki büklüm kalmıştı. Hızlıca sehpanın üzerindeki telefonu alıp evden çıkmak için koşmaya başladım. Evden çıkınca etrafa bakındım. Nerede olduğumu bile bilmiyordum! Orman gibi bir yerdi. Anayolun karşısında orman vardı. Hızla asfalt yolda koşmaya başladım, belki bir araba geçerdi. Evden uzaklaştığımda anayola çok az kalmıştı. Titreyen ellerimle telefonu açıp son arananlardan Kaya'nın numarasını aradım.
" Alo! "
Karşı taraftan gelen Kaya'nın heyecanlı sesini duyunca rahatladım.
" Kaya! Benim Kayra! "
" Kayra! İyi misin? " diye aceleyle sordu.
" Kaya, ben Meriç'i bayıltıp kaçtım. Şuan bir orman çıkışındayım. Anayola çok az var. Kaya al beni buradan. " diye yalvardım. Sesim sonlara doğru kısılmıştı. Titreyen ellerimi terden ıslanmış saçlarımdan geçirip etrafa bakındım.
" Ne?! Tamam, tamam! Sakin ol! Galiba orayı biliyorum! Anayola doğru koş, geliyorum güzelim. Güvendesin. Etrafta neler var söyle bana şimdi. "