İYİ OKUMALAR :)Bunun için mi böyle durmuştu? Bir dakika... Biriyle konuştuğumu gördüyse, Kaya peşimden geldi demektir! Buna sevinsem de, dikkatimi Kaya'ya çektim. Kaşları çatık bir halde bana bakıyordu.
" Seninle. " deyip omuz silktim.
Ben bile dün kimle konuştuğumu unuturken, onun aklına takılmıştı. Bir adım atıp önüme geçti ve kollarını önünde birleştirip, başını iki yana salladı." Hayır. Benim yanımdan gittikten sonra, konuşarak yürüdüğün çocuktan bahsediyorum Kayra. "
" Sen beni mi takip ettin? " diye sorup kaşlarımı kaldırdım. Takip etmişti ama kabul etmiyordu. Evet, demek çok mu zordu? Cevap vermeyip bana bakmaya devam ettiğinde gözlerimi devirdim.
" Orada tanıştım tamam mı? Kulaklığımı düşürmüşüm, Meriç de beni durdurup kulaklığı verdi. Bu kadar. " dediğimde bana doğru bir adım attı ve omzumun üzerinden elini duvara yasladı. Ben duvar ile onun arasında kalırken hâla kaşlarını çatmış, gözlerime bakıyordu.
" Yeni tanıştın ama adını hemen hatırlıyorsun. İyi kaynaştınız mı bari? " diye kaşlarını kaldırarak sorduğunda bu sefer kaşlarını çatan kişi ben oldum. Sorguya çekildiğimden haberim yoktu(!) Neden bunu bu kadar abarttığını anlayamıyorum. Kim bilir kendisi hergün kaç kızla tanışıyordu? Meriç aynı okulda olduğumuzu da söylemişti. Sonuçta o da Kaya gibi yeni kayıt olmuştu. Birbirlerini tanımıyorlar bile.
" Sana hesap vermek zorunda değilim. " dediğimde bakışları değişti. Gözlerini bir kaç defa kırptıktan sonra kendine geldi. Birinin ismini hatırlamak o kadar da zor bir şey değildi. Neden bu kadar üstelediğini anlamıyorum. Başını yere eğip hafifçe iki yana salladı.
" Haklısın. " dedikten sonra omzumun üzerindeki kolunu indirdi. Geriye bir adım atıp benden uzaklaştığında derin bir nefes aldım.
Bu kadar yakın olmaya alışkın değildim. Ve asıl korkum da buna alışmaktı. Etrafa bakındığımda kimseler yoktu. Zilin sesini nasıl duymamıştık? Tenefüs ne kadar çabuk geçmişti. Poyraz'ın yanına da gidemedik.
" Sınıfa gitmeliyiz. " dediğimde başını sallayıp ellerini cebine koydu. Merdivenlerden çıkarken sessizdik. İkimizde konuşmamıştık. Merdivene takılıp düşmeme, Kaya bileğimden tutup engel olduktan sonra sınıfın kapısını çaldık. İçeri girdiğimizde tahtaya yazı yazan öğretmen ve bütün öğrencilerin dikkati bizdeydi. Bu öğretmeni hiç sevmemişimdir.
" Kayra Hanım dersimize buyurmuş, şeref verdiniz. " diye alayla konuşurken elinde tuttuğu defteri indirdi ve bize döndü.
" Sizde olmadığı için ben veriyorum hocam, hiç önemli değil. " dediğimde Kaya kısa bir ıslık çaldı. Alev hariç, sınıftakiler de aralarında gülüşüyordu. Öğretmen ilk önce Kaya, sonra da sınıfa ters bir bakış attı. Sınıfın sesi kesildiğinde tekrar bize döndü.
" Kaya ve Kayra. Hemen dışarı çıkın! Sizi derse almıyorum! "
Öğretmenin yüksek çıkan sesine karşı hiçbir tepki vermedim. Derse almasını zaten beklemiyordum ama Kaya'nın bir suçu yoktu. Boşu boşuna Kaya'nın başını yakamazdım. Bu benim ilk dersten atılışım değildi maalesef. Tek sorun, dayımın müdür olmasıydı. Şikayetler direk onun kulağına gidiyordu.
" Kaya bir şey yapmadı öğretmenim. " derken Kaya'ya baktım. Benim yüzümden ceza almasını istemiyorum.
" Dışarı, dedim. Hemen! "
Hocanın son sözünü söylemesiyle başımı sallayıp sınıftan çıktım. Öğretmen için bu kadar sinir yeterdi. Kaya da sınıftan çıktı ve kapıyı kapattı. Yere oturup ayaklarımı uzattım. Sırtımı duvara yasladığımda Kaya'da yanıma oturdu.