İYİ OKUMALAR :)
***Kayra'nın Ağzından***
Kaya acıyla inleyince bahane bulmak için gözlerimi yumdum. İşte şimdi yandık!
" Bir şey mi oldu Kayra? "
Hemen gözlerimi açıp anneme baktım. Kaşlarını kaldırarak beni inceledi. Tabii ya, sesin benden çıktığını sanıyordu! Annem Kaya'nın eline basmaya devam ediyordu ama ayağındaki terlik sayesinde bunu hissetmiyordu. Bu mor terliklerin işe yarayacağını düşünmemiştim. İçimden bir oh çekip rahatladım. Kaya bir daha inlememek için yumruğunu ısırıyordu. Hemen anneme dönüp elimi alnıma koydum. Oscar ödülünü hak eden oyunculuğumla annemi odamdan çıkartmalıyım.
" Anneciğim, biliyorsun ben stres yaptığımda başım ağrıyor. Birazdan geçer zaten, merak etme sen. " deyip tekrar yatağın altında can çekişen Kaya'ya baktım. Annem bana doğru geldiğinde, Kaya hemen elini yatağın altına çekti.
" Ağrı kesici ister misin? " diye sorarken annem elini alnıma koydu.
" Yok, yok anneciğim. Ne gerek var? Ah, bak sen işe geç kalacaksın ama. " deyip annemin ellerini tuttum.
" Bende onu söylemek için geldim. Size kahvaltı için boyoz aldım. Masayı hazırlarsınız. Dün çok yorulduğunuz için bugün okulu ekmenize bir şey demiyorum ama bir şartla! Gidip çalışma kitabı alacaksınız ve evde ders çalışacaksınız. Her zamanki yere para bıraktım, şimdi gidiyorum. " dedikten sonra hızla beni iki yanağımdan da öpüp odamdan çıktı.
Annemin odadan çıkmasıyla hemen kapıyı kapattım. Günün daha ilk dakikalarında heyecana başlamıştık. Derin bir nefes alıp kapıya yaslandım ve Kaya'ya baktım. Yatağın altından çıkmaya çalışırken kafasını vurduğunda bir kahkaha attım. Umarım annem duymamıştır. Kafasını ovuşturarak ayağa kalktı.
" Şimdi sana bir şey soracağım ve doğru cevap vereceksin. Annen kaç kilo? " diye söylenerek annemin bastığı elini acıyla tuttu.
" Kadınların kilosu ve yaşı sorulmaz. " diyerek annemin bastığı elini tuttum. Çok mu canı yanmıştı? Annem kilolu bir kadın da değil. Elinde terliğin izi poster gibi çıkmış ve biraz da kızarmıştı.
Kaya elimi kavradığında başımı kaldırıp ona baktım. Bana bakıyordu. Elimi ondan çekip enseme götürdüm.
" Az kalsın yakalanıyorduk. Senin üzerinde tişört olsa bir bahane bulurduk da... " dedikten sonra onu baştan aşağı süzdüm ve devam ettim.
" ...Her şey ortalıkta. "
" İşine gelmedi yani? "
Gözlerimi kısarak ona baktığımda sırıtıyordu. Ben mi dedim ona tişörtsüz yat Kaya, diye? Üstelik ben ona üzerine bir şey giy, dedim! Bana doğru yaklaşmaya başladığında adım adım geriye gittim. Sırtım duvara yaslandığımda çaresizce ellerimi önüme uzattım.
" Kaya! Bak, sakın! Sakın beni gıdıklama! " diyene kadar dibimde bitti. Kesin beni gıdıklayacak diye düşünürken gözlerimi yumdum ama beni yanıltıp, burnunu yine burnuma sürttü.
" Rüyanda ne diye sayıkladığını biliyor musun? " diye sordu keyifle sırıtarak.
Bırak ne söylediğimi, ben rüyamı bile hatırlamıyorum! Kim bilir ne söyledim? Salak Kayra! Rüyanda bile şu dilini tutamıyorsun!
" Hatırlamıyorum. " diye tereddütle sorduğumda yere bakarak güldü ve tekrar bana baktı. Yüzüme yaklaştığında nefesimi tutarak ona baktım.
" Kaya. " dedikten sonra aramızdaki mesafeyi açtı. Kaya mı? Adını falan ezberliyor herhalde?
" Ne? " diye sorup kaşlarımı çattım. Benimle dalga mı geçiyor?
