İYİ OKUMALAR :)
***Kayra'nın Ağzından***
Tetiğe bastığımda çıkan silahın sesini duyunca gözlerimi yumdum. Şuan gecenin karanlığından daha karanlık hissesiyordum. Olanları görmemek için gözlerimi açmamayı tercih ederdim. Gülüp, eğlendikten sonra bu böyle olmamalıydı. Keşke silahı kullanmak zorunda olmasaydım, en azından silahı aldıktan bu kadar kısa süre sonra. Hazır değildim bir kere. Bu tesadüf olabilir miydi? Ya da kader, şans? Kendimden emin değildim.
Yutkunduktan hemen sonra bir alkış sesi duydum. Kaşlarımı çatıp gözlerimi açtım. Kaya, bana bakarak ellerini yavaş yavaş çırptı ve sonra bunu kesti. Havada tuttuğum silahı yavaşça indirdim. Ona anlamsızca bakarken, tekrar karşımızda hala sağlam bir şekilde durduğunu yeni fark ettiğim çocuğa döndü.
" Gidebilirsin Efe, saol. " dediğinde çocuk başını sallayıp selam verdikten sonra ellerini cebine koydu ve caddenin başına doğru yürümeye başladı. Ne olmuştu şimdi? Kaya, elimden tutup beni bir yere götürünce kaşlarımı çattım. Hiç bir açıklama yapmadan böyle davranamazdı. Yol kenarında duran arabasının yanına gelince şaşkınlığım daha da arttı.
" Gerçekten açıklama yapma gereği duymuyor musun? " diye sorduğumda cevap vermeden arabaya geçti. Derin bir nefes verip ön kapıyı açtım ve oturdum. Arabayı çalıştırdıktan sonra açıklama yapma gereği bulunmuştu sonunda.
" Ateş ettiğin çocuğun üzerinde çelik yelek vardı, yani bir şey olmadı. Arabamı getirirken, bunu yapmasını ben söyledim. Silahı vermem hata mı, değil mi öğrenmem gerekiyordu. Hızlı düşünüp, karar verebiliyor olmanı test etmek zorundaydım. Yani, yapacağım testlerden biriydi sadece."
Tahmin ettiğimden daha uzun konuşması beni daha da şaşırtmaya yetti. Testlerden biriydi diye içimden geçirdim, şimdiden kendimi deney faresi gibi hissediyordum. Şuan ona dik dik bakmak haricinde bir tepki veremiyorum. Yoldan gözünü bir saniyeliğine ayırıp tepkimi ölçtü.
" Merak etme, iyi atış yaptın. " dediğinde gözlerimi devirip cevap vermeden önüme döndüm. Camdan dışarıyı bir süre izlediğimde bizim evi geçtiğini fark ettim.
" Evi geçtik. " dediğimde gözlerini yoldan ayırmadı.
"Çünkü, benim evime gidiyoruz."dediğinde ona cevap vermeden, cebimden telefonumu çıkartıp Çağla'ya mesaj attım.
Gönderilen - Çağla
Bu akşam beni bekleme. Annem bu gece de işte olacak, Kaan seninle kalsın.Telefonun ekranını kapatıp camdan dışarıyı izlemeye devam ettim. Olayların şokundan yeni yeni çıkmaya başlıyordum. Ellerimi ovuşturduğum da her zamankinden daha fazla soğuk olduğunu fark ettim. Hasta olacağım netleşmişti. Elimde olmadan yüksek sesle hapşurdum.
" Benimle yaşa. " gibi bir şey mırıldanırken, gözünü yoldan ayırmadan torpidoya uzanıp peçete aldı ve bana verdi.
" Teşekkür ederim. " diye mırıldanıp peçeteyi kullandım. Camı aralayıp peçeteyi attıktan sonra telefonum kısa bir şekilde titredi.
Gönderen - Çağla
Tamam kuzen. Sabah halama bir bahane bulurum.Mesajı okuduktan sonra ekranı kapatıp camdan dışarıyı izlemeye devam ettim.
" Markete gidelim mi? " dediğinde bakışlarımj Kaya'ya çevirdim. Yoldan gözlerini ayırıp bana baktı.
" Ne alacaksın bana? " diye sorduğumda gülerek tekrar yola baktı.
" Çikolata. "
" Beni çikolata ile kandırabileceğini mi düşünüyorsun cidden? " diye tek kaşımı kaldırarak sorduğumda, yine gözlerini yoldan ayırmadan başını salladı.