İYİ OKUMALAR :)
***Kayra'nın Ağzından***
" Bu dudaklarını benden başka biri öpmeyecek. Anladın mı? " diye fısıldadıktan sonra kolunda ki saatine baktı. Bileğimden tutup tekrar beni sahneden indirdi.Barın çıkışına doğru götürdü.
" Hey!Nereye? " diye sesten dolayı bağırdığımda beni duymamazlıktan gelip peşinden çekiştirmeye devam etti. Doğu'nun yanından geçerken Kaya ona başını sallayınca Doğu'da başını salladı. Bardan çıktığımız da hava çokdan kararmıştı ve soğumuştu. Kaya'ya baktığımda hala üstsüz olduğunu fark ettim.
" Bu soğukta üstsüzsün. Sen deli misin? " diye kaşlarımı çatıp sordum. Arabaya doğru gittikçe sokak ışıklarından aydınlık çoğalıyordu.
" Sana deliyim. " diyip cebinden arabanın anahtarını çıkarttı.
" Kaya? Sen cidden delisin. Hasta olacaksın, nereye gidiyoruz? " derken onun arabayı açmasını izledim.
" Bin. " Sorumu hiç duymamazlıktan gelip kendi kapısını açtı. Benim hala ona bakıp durduğumu fark edince derin bir nefes aldı.
" Acele et. Bin. " dedikten sonra şoför koltuğuna oturdu. Sabır diledikten sonra bende ön koltuğa oturdum. Emniyet kemerini takarken söylenmeye devam ettim.
" Nereye gidiyoruz? " diyip ona baktığımda arka koltuğa uzanıp ceket aldı ve üzerine giydi.
" Daha az soru sor. " diyip arabayı çalıştırdı. Alayla gülüp yola baktım.
" Daha çok açıklama yap sende. " diye tekrar söylendim.
"Hatırlatta ağzını bantlamak için yanımda bant bulundurayım. " diyip yandan bana baktı.
" Evet, fantazilerin çok gelişmiş. " diye dalga geçince sırıttı. Sırıtınca, bende omzuna vurdum.
" Dalga geçiyordum. " diyince güldü.
" Tamam, tamam. " dedikten sonra arabada sessizlik oldu. Bende en sonunda soru sormaktan bıkınca camdan dışarıyı izledim. Bostanlı sahile gelince arabayı durdurdu.
" İn. " dedikten sonra arabadan indi.
" Niye buraya geldik ki? " diye kendi kendime mırıldanırken bende arabadan indim. Dışarısı soğuk olduğu kollarımı sıvazladım.
" Üşüdün mü? " diye sordu Kaya.
" Biraz. " diyince beni kendine çekti. İçinde tişört olmamasına rağmen sıcacıktı.
" Böyle giyinirsen üşürsün tabii. " diye söylenince güldüm.
" Dedi, içinde tişört olmayan çocuk. " diye devam ettirdim. Çimenlerin üzerinden giderken etrafa bakındım. Yerlerde hep gençler,sevgililer oturup gülüşüyorlardı. Deniz kenarına gelince Kaya elimi tutup, karşımda durdu.
" Saat kaç? " diye sorunca bende kaşlarımı çatıp saate baktım. Saatle işi ne şimdi? Buraya saati sormak için mi gelmiştik yani.
" On ik- " derken gökyüzünden patlayan havaifişekler sayesinde sözüm yarıda kaldı. Ben başımı saatten kaldırıp gökyüzün de, sanki dans eden havaifişekleri büyülenircesine izledim. Hepsi şekil şekil gökyüzünde patlayıp kayboluyordu. Gülerek gökyüzünü izledim. Havaifişekler bitince gökyüzünde yıldız kaydı.
" Kaya! Yıldız kaydı! " diyip çığlık attım. Yıldızları izlemeyi çok severdim. Yazın kumsala yatıp sabaha kadar yıldızları izlediğimi hatırlıyorum. Kaya'da gökyüzüne bakıp güldü.
" Dilek tut. " diyince gülümseyip gözlerimi kapattım. Dileğimi dilerken dudağımın üstünde yine baskı hissettim. Geri çekilince bende gözlerimi açtım. Kaya'ya bakıp güldüm.