İYİ OKUMALAR :)
Zilin sesi kulaklarımda çınlarken yüzümü buruşturdum. Uyanmak istemiyorum.
" Anne, beş dakika daha. " diye kendi kendime uykulu bir şekilde mırıldandığımda yanımdaki sıradan bir gülme sesi geldi. Garip olan ise sesin çok tanıdık gelmesiydi. Daha da garip olan ise yanımda birinin oturmasıydı. Ben hep tek otururdum ve benim tek başıma oturmak istediğimi herkes biliyordu.
Kafamı uykulu bir şekilde kaldırırken esnememe engel olamadım. Gözlerimi elimin tersiyle ovuştururken yanımdan gelen gülme sesine döndüm. Kaya? Şaşkınlığımla beraber gözlerimdeki son uyku kırıntıları da gitti ve kocaman açıldılar. Kaya şuan yanımda oturuyordu! Kaya'ya şaşkınca bakmaya devam ettim. Sırtını arkaya yaslamış ve kollarını önünde birleştirmişti.
" Burada ne işin var? " diye sorduğumda sırtını sıradan ayırdı ve kollarını masasına yasladı. Elini başına dayayıp destek sağladı ve sırıtarak bana baktı.
" Genelde öğrenciler okullarına gelirler. " dedikten sonra gülümsemesi yayıldı. Gözlerimi gülümsemesinden çekip kaşlarımı çattım.
" Okulun mu? " diye sorduğumda başını salladı ve bana yaklaştı. Yutkunup gözlerinin içine baktım.
" Buraya yeni geldiğimi, derste uyumasaydın bilirdin. " diye yüzüme fısıldadı. Fazla mı yakındık ne? Sana yaptığını unutma! Ona olan kızgınlığım hâla geçmemişti. Yutkunup biraz geri çekildim.
Yüzünü incelemeyi kendime kızarak bıraktıktan sonra dikkatimi söylediklerine verdim. Aynı okulda, aynı sınıfta okuyacaktık. Hâla ona sinirli olan tarafım, bu tesadüfe sevinen tarafıma kızarken kendime geldim. İki omzumda melek ile şeytan kavga ediyor gibi hissediyorum.
" Başka sıraya oturur musun lütfen? " diye sorarken ayağa kalktım. Tam ben sıradan çıkarken ayaklarını masasının üzerine koydu ve beni sıraya hapsetti.
" Burada oturacağım. Sende burada kalacaksın. Başka yere geçmeye çalışma. İkimiz oturacağız. " derken gülümsemekle sırıtmak arasında gidip gelen ifadesiyle yine kollarını önünde birleştirdi.
" Benimle oturmak istediğine emin misin? Görünüşe göre seninle oturmaya can atanlar var, baksana. " diye homurdanarak yan gözle Alev ve arkadaşlarına baktım. Hepsi toplanmış, Kaya'ya bakarak kendi aralarında konuşuyorlardı. Alev ile göz göze gelince hemen başımı çevirip Kaya'ya döndüm. Onlara baktıktan sonra başını iki yana salladı ve güldü.
" Eminim Kayra. "
Ne kadar itiraz etsem de, izin vermeyeceğini anlamıştım. Aynı okulda, aynı sınıfta ve aynı sıradaydık. Masasının üzerinde koyduğu ayaklarına baktım.
" Tamam, burada oturacağım Kaya. Şimdi bacaklarını indirebilirsin. " dediğim hâlde bacaklarını indirmeyip, bana bakmaya devam etti. Ah, hadi ama! İnat yapmayıp, geçmeme izin verse ne olurdu?
Sıkıntıyla nefes verip bacaklarının üzerinden geçmeye çalıştım. Daha ilk bacağımı atmamla birlikte bileğimden tutup kendine çekti. Kocaman açılmış gözlerimle neredeyse aramızda hiç mesefa olmayan gözlerine baktım. Nefesini suratımda hissediyorum.
" Beni dinlemeden, bir yere gidemezsin. " dediğinde hemen kucağından kalkmaya çalıştım. Ayaklarını masadan çektiğinde hızla kucağından indim.
" Ne söyleyeceksin? " diye sorup kaşlarımı çattım. Başını sallayıp sıramı işaret etti. Sırama oturduktan sonra tekrar ona döndüm.
" Boşuna bana soğuk davranıyorsun. " dediğinde kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Umarım yeterli bir açıklaması vardır.
" Benim tek yumurta ikizim var, Kaan. Ve dün kızdığın kişi ben değildim, o. " dedikten sonra tepkimi ölçmek için yüzüme dikkatle baktı. İşte bunu beklemiyordum. Bütün bunların açıklaması olabilecek kadar mantıklıydı. Ben bunu nasıl tahmin edememiştim? Çocuğu dinlemeden sahilde öylece bırakmıştım.
" Yani, sana tıpa tıp benzeyen bir ikizin var. Ve benim kızdığım kişi de ikizin, Kaan? " diye sorduğumda başını olumlu anlamda salladı. İşte bu inanılmazdı! Kaya'nın ikizi vardı. Hep ikizim olsun istemiştim. Ben şimdi Kaya'ya boşuna mı sinirlenmiştim?
" Özür dilerim. " deyip dudağımı dişledim. Gerçekten de yanlış anlamıştım. Gülümseyerek bana baktığında utanarak gözlerimi kaçırdım. Anlatmak istediği şeyi dinlemeden, kızdığım için özür dilemiştim. Belki sahilde onu baştan dinleseydim böyle olmazdı.
" Özür dileme. Şimdi dışarı çıkabilirsin... " dediğinde gülümseyerek ayağa kalktım.
" ...Benimle birlikte. " diye devam etti ve sırıtarak ayağa kalktı. Gözlerimi devirip Kaya'nın peşinden sıradan çıktım. Tenefüs olduğu için sınıfta herkes kendi halindeydi. Alev'in bize rahatsız edici olan bakışlarından kurtulduktan sonra sınıftan çıktık.
" Poyraz'ın yanına gidelim. " diyerek merdivenlere ilerlediğinde kaşlarımı çatarak ona yetiştim. Kaya, Poyraz'ı tanıyor muydu? Poyraz hiç bahsetmemişti. Kaya'nın büyük adımları yüzünden merdivenlerde ona yetişeceğim diye az kalsın düşüyordum. Kaya kolumu hızla tutup, merdivenden yuvarlanmama engel oldu." Evet, Poyraz'ı tanıyorum. Küçüklükten beri beraberizdir. Sendende bahsetti; çok sakar olduğunuda söylerdi. " deyip güldüğünde gözlerimi kısarak omzuna vurdum. Kaya'ya da rezil olmuştum, bugünki hakkım doldu.
" Ben sakar değilim, sadece biraz dikkatsizim o kadar. " diye yine kendimi savunurken Kaya bana kaşlarını kaldırmış bir şekilde bakıyordu. Merdivenlerden indikten sonra Kaya aniden durduğunda sırtına çarptım. Alnımı ovuşturarak Kaya'ya baktım. Arkasını döndü ve kaşlarını çatarak bana baktı.
" Ne oldu? " diye sorduğumda kollarını beline koydu ve dudaklarını dişlerinin arasına aldı. Bir terstlik vardı. Az önce gülen Kaya, şuan cidden gergin duruyordu.
" Sahilde konuştuğun çocukla bugün mü tanıştın? "
VOTE VERİRSENİZ SEVİNİRİM :)
BU SADECE GEÇİŞ BÖLÜMÜYDÜ,
YENİ BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Şerit (Düzenleniyor)
Novela JuvenilBir çikolata hayatını ne kadar değiştirebilir?