İYİ OKUMALAR :)
Tuğberk mi? Şaşkınlıkla bakışlarımı Kaya'ya çevirdim. Omuz silkmekle yetindi. Yeni Beden Eğitimi öğretmeni Tuğberk miydi? Tuğberk Hoca, kulağa hiç hoş gelmiyordu. O, motorundan inene kadar bütün sınıf sıraya geçti. Herkes pür dikkat onu izlemeye başladı. Ne vardı bu kadar? İlk defa yeni öğretmen görüyorlardı sanki.
" Sen biliyor muydun? " diye Kaya'ya fısıldayarak sordum. Bana baktıktan sonra başını salladı.
Neden bana söylemedi? Önemli bir şey olmasa bile bana söyleyebilirdi. Kaya'nın benden hep bir şeyler saklamasından nefret ediyorum. Aramızda saklı şeylerin kalmasını istemiyorum. Her şeyden en son haber almak berbat bir duyguydu. Tekrar Tuğberk'e döndüm. Düzeltiyorum, Tuğberk Hocaya döndüm. Üzerinde siyah spor kıyafetleri vardı. Sonunda sıranın karşısına geçti ve sınıfa baktı. Göz göze geldiğimizde gülseyip bana göz kırptı. Gözlerimi devirmekle yetindiğimde Kaya elimi tuttu.
" Sana mı göz kırptı o? " diye Tuğberk'e bakmaya devam ederken fısıldadı. Kaya sinirlenmiş miydi? Evet evet, sinirlenmişti.
" Yok canım, daha neler Kaya! Gözü seyirmiştir. " diye fısıldayıp tereddütle Kaya'ya baktım. Aklıma ilk gelen şeyi söylemiştim. Derin bir nefes alıp önüme döndüm.
" Evet! Ben sizin yeni öğretmeninizim gençler. İsmim, Tuğberk Ateş. Bazılarınız beni tanır. " dedikten sonra Kaya ile bana baktı.
" Umarım iyi anlaşırız. " derken kollarını önünde birleştirdi ve sınıfa gülümsedi.
İki ders boyunca voleybol oynamak yerine, banklardan birine oturup Kaya'nın futbol maçını izlemeyi tercih ettim. Bir hafta sonra turnuvalar başlayacaktı. İlk önce sınıflar arası, sonra okullar arasında maçlar düzenleniyordu. Okulun üçüncü dersinde Semih gitmişti. Bizden ne kadar uzak olursa, o kadar iyi. Artık kavga istemiyorum. Bu ne kadar mümkün olursa tabii.
Gülümseyip Kaya'yı izlemeye devam ettim. Bir o tarafa, bir bu tarafa koşturuyordu. Bu ameliyatlı haliyle nasıl rahat olabiliyor? Onun futbol oynamasına nasıl izin verdiğimi bile bilmiyorum. Ah doğru, izin vermedim! Ama Kaya'nın keçi inadı sağ olsun, şuan oynuyor. Kaya tekrar topla beraber kaleye doğru koştu ve vurdu.
" Gol! "
Bağırarak kollarını iki yana açtı ve oturduğum banka doğru koşmaya başladı. Gözlerim kocaman açılırken kendimi Kaya'nın kollarında buldum.
" Kaya! Tamam, indir beni! Sana bir şey olacak! " diye kahkahalarımın arasından bağırdım. Durup beni yavaşça yere indirdi. Gülümseyerek yüzüme yaklaştı ve kulağıma fısıldadı.
" Seni ilk gördüğüm anda bana bir şey oldu zaten. "
Maç bittiğinde Enes ve Kaya yanıma gelip banka oturdu. İkiside koşmaktan nefes nefese kalmıştı ve alınlarından terler akıyordu. Çıkış zili çaldığında, Kaya tişörtünün yakasını düzeltti ve ayağa kalktı.
" Ben Soyunma Odasından çantamı alıyorum. Sonra seni Resim Atölyesine götüreyim. "
Bu yorgunluğun üzerine bir de kulüplere girecektik. Tamam ben sadece oturmuş olabilirim ama onları izlemek de yorucuydu. Kaya da zaten fazlasıyla koşmuştu, hala Spor Kulübüne girmek istiyordu.
" Bende Resim Kulübündeyim. Ben Kayra ile beraber giderim. Merak etme. "
Enes'e kaşlarımı kaldırarak baktım. Resim yaptığını bilmiyordum. Aslında bu benim için iyi oldu. Yalnız kalacağım diye korkuyordum. Sonuçta başka kimlerin orada olduğunu daha bilmiyorum. Ayağa kalkıp ellerimi çırptım.