İYİ OKUMALAR!
***Kaya'nın Ağzından***
Boğazımdaki acı tatla öksürmeye başladım ve yüzümü buruşturdum. Duman ya da kan.
Zorlukla gözlerimi araladım. Arabanın içindeki dumanla birlikte gözlerim yanmaya başladı. Başımı kaldırmaya çalıştığımda acıyla inledim. Bütün kemiklerim kırılmış gibi canım yanıyordu. Bu acı tarif edilemezdi. Başımı yavaşça kaldırıp güç alırcasına gözlerimi yumdum. Başım, tam anlamıyla çatlayacak gibiydi. Dişlerimi sıkarak başımı ellerimin arasına aldım. Kulaklarım çınlıyordu ve ses bitmek bilmiyordu. Her şey etrafımda dönüyor gibiydi.En son ne olmuştu?
Ben.. Kaza yapmıştım. Olanlar yavaş yavaş yerlerine oturduğunda aniden gözlerimi açtım ve etrafa bakındım. Kaza anında Kayra da yanımdaydı. Arabanın içini sis bulutu doldurmuştu. Öksürerek, dumanı savarcasına elimi salladım. Ön cam tuzla buz olmuştu.
Bakışlarım hemen Kayra'yı buldu. Başı torpidoya çarpmış, öylece duruyordu. Omuzlarından tutup yavaşça arkaya yaslanmasını sağladım. Saçları yüzüne yapışmıştı. Ellerimin titremesine engel olamayarak saçlarını yüzünden çektim. Yüzünün her yeri kanla kaplanmış, gözleri kapalıydı.
" Kayra! Aç gözlerini! " deyip yüzündeki daha kurumamış kanları silmeye çalıştım. Tepki vermedi, aksine başı öne doğru düştü. Tekrar başını kaldırıp yüzünü avuçladım.
" Kayra, lütfen! " diye üsteleyip saçlarını geriye attım. Yine tepkisiz kaldığında, başını yavaşça koltuğa yasladım. Onu dışarı çıkartmalıyım. Ön kapıyı açmak için zorladığımda başımdaki ağrı şiddetlendi. Parçalanmış cama dirseğimle vurup, kalan cam parçalarının da dökülmesini sağladım.
Arabanın içindeki dumanlar yavaş yavaş dışarı çıkmaya başladı. Yağmur yağmaya devam ediyordu. Öksürerek kolumu camdan çıkartıp kapıyı açmayı denedim. Elime batan cam parçaları canımı yakarken bu kolay olmadı. Yüzümü buruşturup sonunda kapıyı açtım. Sendeleyerek arabadan iner inmez ellerimi dizlerime yasladım ve derin bir nefes aldım. Ciğerlerim temiz havayla dolarken aceleyle arabanın arkasından dolaşıp Kayra'nın kapısına geldim.
Kapıyı zorlayarak açtıktan sonra Kayra'yı yavaşça kucağıma aldım. Gözleri hâla kapalıydı. Derin bir nefes alıp dizlerimin üzerine çöktüm ve Kayra'yı kucağıma oturttum.
Çarptığımız arabadan bir genç indi. Onun arabası da en az bizimki kadar kötü haldeydi. Dudağının kenarından akan kan ve yüzündeki şaşkınlıkla bize baktı.
" O, yaşıyor mu? " diye sorduğunda Kayra'yı tutan ellerim sıkılaştı.
Yaşayacaktı.
" Ambulansı ara hemen! Hadi! Çabuk ol! " dediğimde başını sallayıp hemen arabasına döndü. Birkaç insan arabanın yanında durmuş, bize bakıyordu. Öylece film izler gibi.
Tekrar Kayra'ya baktım. Üzerimdeki ceketi çıkartıp omuzlarına attım. Hafif hafif atıştıran yağmurla birlikte yüzündeki kanlar da yavaş yavaş yüzünden boynuna akıyordu. Ellerimle yüzünü temizlediğimde yaraları ortaya çıktı. Başımı yavaşça göğsüne yaslayıp kalp atışlarına baktım. Yavaş da olsa atıyordu. Yaşıyordu.
" Kayra, hadi aç gözlerini. " diye mırıldanarak yüzünü okşamaya başladım.
Alnında büyük bir yara vardı. Büyük ihtimalle başını torpidoya vurmuştu. Dolan gözlerimle yüzünü inceledim. Hiçbir tepki yoktu. Böyle olamazdı. Gitmesine izin veremezdim. Kollarımda yaşamak için mücadele verirken, hiçbir şey yapamamak..