İYİ OKUMALAR :)Bütün gece çikolata kokusuyla uyudum ve şuan kalkmak istemiyorum. Burası yatağımdan çok daha rahat! Yüzümde gezen parmakla biraz kıpırdandım. Parmak, alnımdan başlayıp burnumun üstüne doğru kaydı sonra yanaklarıma geldi.Yüzümde şekiller çiziliyordu. Yanağımdan hareket eden parmak dudağıma yaklaştı ve sonra durdu. Gözlerimi açınca Kaya'yı gördüm. Yavaşca parmağını geri çektiğinde Enerken elimin tersiyle ağzımı kapattım.
" Günaydın. " deyip hala uyuklayan gözlerimi açık tutmaya çalıştım.
" Günaydın domuz. Rahat uyudun mu? "
Gözlerimi kapatmaya zorlayan göz kapaklarımı serbest bıraktım ve gözlerimi kapattım. Yine yüzümü Kaya'nın boynuna koydum. Çok güzel kokuyordu. Hep böyle çikolata mı kokardı? Elimde olmadan boynunu öptükten sonra, parmağımla daireler çizdim. İşte tam burası huzur dolu. Teni sıcacıktı.
" Hiç böyle rahat uyumamıştım. Çok güzeldi, çikolata kokuyordu ve çok huzurluydu. Ve uyanmak istemiyorum. Hep böyle kalalım. " diye gözlerim kapalı mırıldandığımda Kaya'nın gülme sesi duyuldu.
" Çikolata kokan ve huzurlu olan ben miydim, yoksa uyku mu? "
Şuan yüz ifadesini göremiyordum ama gülümsediğine iddiaya girerim.
" Uyku. " deyip yine gözlerimi açmadan gülümsedim. Yalan. Kesinlikle Kaya insana huzur veriyordu.
" Kuzen! Kalk hadi! "
Parmaklıklardan gelen Çağla'nın sesiyle hızla gözlerimi açıp kafamı kaldırdım. Parmaklıkların arkasında Kaan, Çağla ve Poyraz duruyordu. Bizi yine böyle yatarken gördüler. Yine bir sürü laf yapacaklar ve dalga geçecekler! Aceleyle Kaya'nın üzerinden kalkmaya çalışırken Kaya ile birlikte yataktan düştük. Ben neden bu kadar dikkatsizim!
Kaya'nın üstüne düşünce hemen ayaklandım. Hızlıca saçımı düzeltip, yerde yatan Kaya'ya elimi uzattım. Elimi tutup yerden kalktı ve o da, pantalonunu silkelenirken söylendi. Hızlı adımlarla onların karşısına gidip, Çağla'nın önündeki parmaklıklara tutundum.
" Biz bölmedik değil mi kardeşim? " derken Kaan sırıtarak Kaya'ya bakıyordu.
Kaya pantalonunu silkeledikten sonra başını kaldırıp Kaan'a bir bakış attığında, Çağla'da bana sırıtıyordu.
" Ne? " diye sorup kaşlarımı kaldırarak Çağla'ya baktım. Demir parmaklıkların arasından omzuma elini koydu ve keyifle sırıttı.
" Hiç. Abayı yakmışsın o kadar. " dediğinde kaşlarımı çattım.
Benden alıntı mı yaptı şimdi bu? Kendi lafımı bana sattı resmen! Ona sinirle bakıp Poyraz'ın önüne geldim. Kaya'da hala Kaan ile konuşuyordu.
" Seni de boş bırakmaya gelmiyor melek. Başını belaya sokmaya bayılıyorsun bakıyorum. " dediğinde başımı demirlerin arasına koydum. Neden hep suçlanan benim? Ne olmuş yani yanlışlıkla yangın alarmına bastıysam?
" Benim suçum değil, hepsi onun suçu. " dedikten Kaya'yı gösterdiğimde Kaya ile Kaan bize baktı.
" Dün akşam 'Çikolata kokuyorsun' derken uyuz değildim herhalde? " deyip kaşlarını kaldırdı ve Kaya yanıma geldi. Ne olurdu sanki bir kerede şu dilimi tutabilsem! Oflayıp tekrar Poyraz'a döndüğümde kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.
" Sende mi? " diye bıkmışça sorduğumda güldü. Polis gelip demir parmaklıklı kapıyı açtı ve bizde koridora çıktık. Çağla hemen boynuma sarıldı.
" Çağla, nefes alamıyorum. " diye zar zor konuştuğumda Çağla'da beni geri bıraktı.
" Kuzen daha seninle yapacak çok maceralarımız var, başını belaya bensiz sokma bir daha! Kaya'yı kıskanmaya başladım. " dediğinde Kaya gülmeye başladı.