11. Bölüm: Ateşte Yanmak.

12.7K 1.7K 268
                                    

Herkese merhaba. Nasılsınız?

Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.

Buraya okuma tarihinizi atar mısınız? Bende yayınlama tarihimi atacağım. 23.01.2021

Sizi bölümle başbaşa bırakıyorum. Keyifli okumalar...

 Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

11. Bölüm: Ateşte Yanmak.

"Biri girer hayatına, kokusuyla uyuyup, sesiyle uyanmak için her şeyini verirsin ve o kişi için kendinden vazgeçersin..."

(Emir'in Anlatımıyla)

Oturduğum küçük demirden yatakta bilmem kaçıncı kez düşünüyordum olanları. Bir anda ne olduğunu anlamadan kendimi burada bulmuştum. Hem de elimi dahi sürmediğim bir kızın ölümüyle suçlanırken, düşünmekten beynimi yakacaktım artık. Ayağa kalktım ve benim için olan küçük hapishanenin bölümünde bir tur attım.

Kafamın içinde birleştirmeye çalıştığım parçalar hiçbir şekilde birleşmiyordu. Eksik parçalar vardı ve nasıl bulacağıma dair en ufak fikrim bile yoktu.

Aslında canımı yakan bu ithamlar değildi. Onun bakışlarıydı beni bitiren şey. O ela gözlerindeki belirsizlikti benim kalbimin atmasını kesen. Nasıl benden şüphelenebilmişti? Bunu nasıl yapabilmişti? Bana az da olsa hiç güvenmemiş miydi?

Parmaklıklara başımı dayayıp yere oturduğumda birkaç saniye gözlerimi kapatıp dinlendirdim. Bu kadar yükü kaldırmakta zorlanırken, hayat her seferinde beni daha çok bok çukuruna çekiyordu.

"Dinlenebiliyor musun bari?" diye Yağız sorduğunda irkilip gözlerimi açtım. O da benim tam arakama yere çökmüştü ve sırtını parmaklıklara benim arkama dayamıştı. Gülümsedim çünkü her seferinde yargılamadan önce sorgulayıp ilk beni düşünüyordu.

"Ya ne demezsin. Hatta şu anda kendimi Maldivlerde bikinili güzel kızların arasında hayal ediyorum." dedim dalgaya alarak. Güldüğünü işittiğimde bende güldüm ve bulunduğumuz konuma göre şu anda ikimizin de kafayı yediği belliydi.

"Of çok iyi olmaz mıydı ama?" diye sordu ve cidden hayal ediyordu. "Düşünsene havuz başında biri ağzımıza üzüm salkımını uzatmışlar ve diğeri de içkimizi içiriyor." dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Oğlum uzun zamandır biriyle olmadığın nasıl belli, hayalin bile fakir düşüncelere sahip." diye dalga geçtiğimde daha çok güldü.

"Harbi lan, bende şimdi fark ettim." dediğinde kendine bir aydınlanma geldiği belliydi.

"Lan böyle hiç zevki olmuyor ama." dedim mızıkçılık yaparak.

"Nasıl lan?" dediğinde sesinden anlamadığı belliydi.

Geçmişin İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin