9. Bölüm: Ben Yapmadım!

12.7K 1.8K 506
                                    

Merhaba sevgili okurlarım!^^

Nasılsınız, umarım iyisinizdir?

Yepyeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz.^^

Buraya okuma tarihinizi yazar mısınız? Bende paylaşacağım tarihi yazacağım. 08.12.2020

Keyifli okumalar...

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9. Bölüm: Ben Yapmadım!

"Sen bana inanmadın ya gerisi boş artık..."

Hayatta bazı anlar olur. Tutulur kalırsın, kelimeler boğazına takılır, dudakların mühürlenir. Duyduklarını idrak etmek zorlaşır ve bunca şey oluşurken kalbinin atmayıp zamanın durduğunu hissedersin. Tıpkı şu an elimde duran kağıda baktığımda hissettiklerim gibi. Ellerim titriyordu ve her an kağıt elimden düşebilirdi. Gözlerim bulanık görmeye başladığımda tutunacak bir yer aradım ve kendimi duvara yaslamakta buldum çözümü.

"Emir katil!" demişti o zarfı yazan kişi. Neydi şimdi bu? Nasıl bir ithamdı? 

Beynimi allak bullak etmişti okuduğum kağıt. Nefes almaya çalışıyordum ama akciğerlerim ölmüş gibiydi. Ayakta duracak takatim kalmamıştı sanki.

"Açelya iyi misin?" dedi yanıma gelip. Sadece başımı sallamakla yetindim. Kendimi toplamaya çalışıp gözlerimi kaçırdım. Şu an tek isteğim eve gidip kendimi sıcak bir duşun altına atmaktı.

Diğerleri gelince yürümeye başladığımızda onlardan önde yürüdüğümün farkında bile değildim. Korku, öfke, kararsızlık... Bütün duyguları aynı anda yaşıyordum. Hayatım artık karanlık bir boşluktan ibaretti sanki, çıkmaz bir yol olduğunu bile bile o yolda ilerlemeye devam ediyormuşum gibi hissediyordum.

"Açelya?" biri bana seslenmişti. Ama kim olduğunu beynim şu an algılayamıyordu. Sanki tüm sesler birbirine karışmıştı, boğuk boğuk geliyordu kulağıma.

Olduğum yerde durdum ve arkamı döndüm. Hepsi de bana bakıyordu. Şaşkın bir şekilde yüzümü inceliyorlardı. "Efendim?" dediğimde Nilsu yanıma gelip elini anlıma koydu. "Açelya iyi misin? Bir anda rengin soldu. Terlemişsin de." dedi. Terlediğimin ve rengimin solduğunun bile  farkında değildim. Beynim birden fazla soru ile mücadele ederken dıştan nasıl göründüğüm hakkında bir fikrim yoktu.

"İyiyim, bir şeyim yok." deyip, normal bir hızda yürümeye başladım. Alp ve Berke çok fazla önemsemediler ama Emir ile Nilsu'nun bana baktığını hissedebiliyordum. İkisi de beni yakından tanıyordu ve neredeyse her mimiğimi ezbere biliyorlardı.

Evimizin olduğu sokağa girdiğimizde yavaş yavaş ayrılmaya başladık. Alp ve Berke'den ayrılacağımız zaman geldiğinde Nilsu Alp'e sarıldı. İki çift mavi gözün üzerimde olduğunu hissediyordum ama dönüp bakmadım bile. Bakmaya gücümün kaldığını sanmıyordum. Çünkü o mavi gözlere bakarsam gözlerimde bir şeyleri sorguladığımı fark ederdi. Fırsattan istifade yanıma geldi ve kulağıma doğru eğilip konuştu.

Geçmişin İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin