2. Kitap 20. Bölüm: Oyun Yeni Başlıyor!

2.7K 347 25
                                    

Herkese merhaba, nasılsınız sayın okurlarım?

Yepyeni bir bölümle karşınızdayım, umarım beğenirsiniz.

Buraya okuma tarihinizi yazar mısınız, bende paylaşacağım tarihi yazacağım. 07.02.2024

Bu bölüm canım ablam AyferTakran ithaf ediyorum. ♥️

İthaf istiyorsanız işaret bırakmanız yeterli.💖

Keyifli okumalar...

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

20. Bölüm: Oyun Yeni Başlıyor!

'Bundan kötüsü gelemez başımıza
Bundan kötüsü gelemez
Ondan rahatım sen de rahat ol
Zemine uzananlar düşemez'

Zaman geçse de acılar unutulmazdı. Zaman her şeyin ilacı derler ya, o söz yalan. Zaman hiçbir şeye ilaç olmaz ya da tedavi etmez. Unutturmaya çalışır sadece. Ama bazen bir an ya da bir hareket o acıyı tekrar hatırlamamız için yeterli olurdu.

Ayaklarım ne bir adım geri ne de bir adım ileri gidiyordu. Öylece bir kum torbası gibi durmuştum demir kapının önünde. Ne acılarla çıkmıştım bu evden, ne yalanlarla yüzleşmişti bu eşikte. Vicdan denilen o nalet duygu var ya, işte benim her zaman ona yenilişim yüzünden kaybediyordum. Yanlış yapanı anlamak için beynim yalanlar üretiyordu. Kendimi kandırıyordum karşımdaki affetmek için.

"Emin misin?" diye sorduğunda ondan tarafa döndüm. Gözümde tereddütü görüyordu. "Halen gitmek için geç değil." dediğinde elini elimde hissettim. Baş parmağı tenimi okşarken güven vermeye çalışıyordu. "Ve kalmak için de." dediğinde gülümsedi. Bu gülümseme neye karar verirsen ver arkamdayım gülümsemesiydi.

"Yüzleşmem gerek." dediğimde aslında içimden bir yerin karar verdiği belli oluyordu.

Adımımı demir kapıdan içeriye atıp giriş kapısına doğru yürümeye başladığımda kalbim kulaklarımdaydı. Acılarımı görecektim, onlarla yüzleşecektim ve beni yenmelerine izin vermeyecektim.

Derin bir nefes alıp zile bastığımda tedirginlikle yerimde duruyordum. Birkaç saniye geçtikten sonra Berke kapıyı açtığında öylece birbirimize baktık.

"Açelya?" diye sorduğunda aslında o da gördüğüne emin olmaya çalışıyordu. 

"Berke." dedim bende aynı şaşkınlıkla. Kapıda öylece birbirimize bakarken Emir gerginliği dağıtmak için aramıza girdi.

"Geç lan kapının önünden, kapatmışsın öküz gibi." diyerek beni çekiştirdi ve içeri girdi.

Yavaş adımlarla koridorda yürüdükten sonra tam karşıda solanda oturan onu gördüm. Aslında onu görmekten korkmuyordum, ya da onunla konuşmaktan. Ona tekrardan güvenmekten korkuyordum. Çünkü bu aptal vicdanım ona tekrar güvenmeye başlayacaktı.

Geçmişin İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin