2. Bölüm: Bu Bir Rüya Olsun.

26.1K 2.6K 3.5K
                                    

Merhaba sayın okurlarım nasılsınız?

Yepyeni bir bölümle karşınızdayım, umarım beğenirsiniz...

Buraya tarih atar mısınız?

Keyifli okumalar...

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2. Bölüm: Bu Bir Rüya Olsun.

*Kırık dökük bir can, yitik bitik bir kalp.*

(Yazar'ın Anlatımıyla)

Doktorun odasından çıktıklarından beri hepsi duyduklarına inanamıyordu. Yıkılmışlardı, paramparça olmuşlardı, ayakta durmaya güçleri kalmamıştı. En sevdiklerinin ölümüyle sınanmışlardı. Hayat onları büyük bir sınava tabii tutmuştu.

"Bu nasıl bir sınav." diye isyan etti Nilüfer Hanım. Acının en büyüğünü yaşamışlardı. Kalpleri bu durumu kaldıramazken beyinleri inanmak istemiyordu. Akılları almıyordu sanki. Daha dün konuştukları insanların bugün ölüm haberlerini alıyorlardı.

"İsyan etmeyi bırakıp, sakin olmalıyız. Açelya için direnmek zorundayız." dedi Yağız ilk şoku atlatarak. Nilsu çöktüğü yerden olanlara inanamıyordu. Delirecekmiş gibi başını iki yana sallayıp duruyordu. Kulakları duyduğunu sindiremiyordu. Yağız durumu fark etmiş olacak ki bir hızla Nilsu'nun yanına geldi ve elleriyle Nilsu'nun omuzundan tutup sarsmaya başladı. Onu kendine getirmeye çalışıyordu.

"Nilsu, abicim sakin ol." dedi yumuşak bir ses tonuyla. Nilsu hıçkırıklar içinde ağlamaya devam ederken Kerem Bey oturduğu sandalyeden ayağa kalkıp sert bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Herkes kendine gelsin. Ağlamayı bırakın! Her şeyden önce Açelya için elimizden geleni yapmak zorundayız. Nilüfer lütfen kendine gel!" diye sert bir ses tonuyla ikaz etti Kerem Bey. Gözünden akmaması için elinin tersiyle sildi göz yaşını. Koyu renk gözleri alev püskürürcesine bakıyordu etrafa. Sinirliydi hayata. Ailesini elinden aldığı gibi şimdi de abisini elinden almıştı. Bu hayatta en sevdiğini kaybetmişti.

"Kaldıramıyorum bu olanları Kerem. Daha dün konuştum Güler'le. O kadar mutlu, o kadar heyecanlılardı ki... Şimdi ise bir buzdolabının içinde toprağa defnedilmeyi bekliyorlar." dedi hıçkırıklar eşliğinde Nilüfer Hanım. Kahverengi saçları tokanın içinden firar edip yüzüne yapışmıştı. Oturduğu koltuktan kalkacak hali kalmamıştı.

"Anne, babam haklı. Biliyorum acımız büyük ama Açelya için sağlam durmalıyız. Onun şu anda hepimizden daha çok onlara ihtiyacı var. Kız öğrendiğinde yıkılacak. Bu yüzden onun için ayakta durmalıyız." dedi Yağız. Nilsu da ondan destek almış olacak ki hışımla ayağa kalkıp göz yaşlarını sildi.

"Ben Açelya'yı görmek istiyorum." dedi ve hışımla hemşirenin oturduğu masaya yöneldi. Hemşire neden geldiğini anlamış olacak ki ayağa kalkıp yoğum bakım ünitesinin olduğu tarafa yöneldi. Nilsu göreceği manzaradan korkuyordu. Çiçek kokulusunu berbat halde görmek istemiyordu.

Geçmişin İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin