Fırtına

36. Bölüm

Instagram:dolunaayyz

Kaç saat oldu bilmiyorum, ayaklarım kopmak üzereydi. Delicesine koşarken daha fazla dayanamayıp kocaman bir kayalığın önün de yığılıp kaldım. Nefes nefese elimi kalbime koyarken daha fazla dayanamayıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Nerddesin karan...neredesin.

Yakınlardan gelen silah sesleriyle gözlerimi kurulayarak ayağa kalkmaya çalıştım. Ayaklarım bana inat edercesine yerinden dahi kıpırdamıyordu.
"Fazla uzaklaşmış olamaz! Çabuk bulun onu çabuk!Fırtına bizi gebertmeden bu işi halletmeliyiz!"
Bu...bu şehmuzun sesiydi, sesleri çok yakından geliyordu. Yanımdan gelen ayak sesleriyle korkarak oraya döndüğüm de mahmud şokla bana bakıyordu. Etrafını tarayarak hızlıca bana döndü.
"Senin ne işin var burada!"
"Kalkamıyorum mahmud."

Korkuyla ayağıma bakarak yanıma çömeldi.
"Fırtına seni bulacak korkma. Ama bulana kadar seni koruyacağım söz."
Minnetle gülümseyerek ona baktım, güzel kalpli mahmud.
"Teşekkür ederim."
"Bize ihanet ettin ha!"
Karşıdan gelen sesle gözlerimi kocaman açarak mahmuda döndüm. Korkusuzca ayağa kalkarak şehmuza dönmüştü.

"Ben doğru olanı yaptım! O bir masum!"
Şehmuz ve yanında ki diğer adamı bize silahını doğrulttuğun da mahmud da onlara doğru tutmuştu.
Şehmuz beni hedef aldığın da mahmud ikimizi de kayalığa doğru çekti. Silah sesleri gelirken eğilerek mahmuda seslendim.
"Mahmud yedek silahın var mı!"
"Var biliyor musun kullanmayı?"
Belinde ki silahı çıkarıp bana verdiğin de emniyet kemerini açarak dikkatlice kafamı çıkarıp şehmuzun yanında ki kişiye doğru hedef alarak ateşledim.
"Silah eğitimi almıştım."

Karşıdan gelen inleme sesiyle sırıtarak mahmuda baktım.
"Bu işte gerçekten iyisin."
Mahmud şehmuza ateş açmaya devam ederken şehmuzun yanında ki adam dizinden yediği kurşunla   acı çekerek bağırıyordu.
"Mermi bitti!"
Korkuyla gözlerim büyürken mahmud çaresizce bana döndü.
"Hakkını helal edesin bacım, kaç kurtar kendini bir şekil de. Şehmuz benim işimi halledecek."
O bana çok yardım etmişti onu bir şekil de kurtarmam lazım.
Silahımın mermisi bittiğin de sinirle ofladım. Şehmuz kahkaha atarak yanımıza yaklaşıp silahını mahmudun başına dayadığın da korkuyla başımı olumsuz anlamda salladım.

"Dur! Dur yapma! Onun bir suçu yok ben kaçtım yapma!"
Kaşlarını çatarak sinirle bana bakmaya başlayıp silahı bir saniyeliğine bana doğrulttu.
"Kes sesini! Bana kimse ihanet edemez, o öldükten sonra sıra sana da gelecek."
Titreyerek şehmuza bakarken etrafta yankılanan silah sesiyle çığlık atarak gözlerimi kapadım. Yanıma doğru düşen yığılma sesiyle gözlerimi açtım. Ölmüştü...
"Ne yaptın sen! Bir insanı öldürmek o kadar kolay değil anladın mı! Öldü! Senin yüzünden öldü."

Delirmiş gibi bağırırken kollarımdan beni tutarak diz çöktürüp başıma silahı yasladı. Yutkunarak derin nefes alıp gözlerimi kapadım.
"Sen de gebereceksin!"
Seni çok seviyorum karan...korkuyorum sevgilim, seni bir daha göremeyeceğim...kokunu duyamayacağım. Derin nefes alarak tek el ateş edilmesini ve ölmeyi bekledim. Elimde ki nişan yüzüğümü öperek elimi kalbime götürdüm.
Etrafta tekrardan yankılanan silah sesiyle ölmeyi beklerken etrafta sevdiğim adamın haykırışıyla birlikte şehmuzun da haykırışı yankılanmıştı.

"ASEL!!"
Gözlerimi açıp gözleri kıpkırmızı olmuş elin de silahla koşarak yanıma gelen adama baktım. Titrek bir nefes alarak gücümün yettiğince ona doğru koşarak boynuna atladım.
"Asel..aselim, sana şükürler olsun allahım ona bir şey olmadı."

"Karan, öldürdü onu. Gözlerimin önün de öldürdü beni öldürecekti, bir daha seni göremeyeceğim diye çok korktum." Kollarını sımsıkı bana dolayarak saçlarımı severek kulağıma doğru fısıldadı.
"Geçti...geçti kıymetlim geçti...bir pislik daha bu dünyadan silindi. Seni çok özledim, çok korktum sana bir şey olacak diye çok korktum."
Yanın da olan askerleri umursamadan başımı boynuna gömerek kendine has keskin nane kokusunu içime çektim.
Beni geri çekerek yüzüme baktığın da gördüğü izle sinirle konuştu.
"Kim yaptı bunu?"
Gözlerim yer de kıvranan şehmuza gittiğin de karan koşar adımlarla yanına gidip yumruklarını hırsla şehmuza geçirmişti.