26. Bölüm

25K 981 90
                                    

Instagram:dolunaayyz

O günden sonra kendimi yavaş yavaş toparlamaya çalışmıştım. Her gece kabuslar gördüğüm için uyumayıp herkesin nöbetlerini üstlenmiştim. Bu süreçte yanımdan bir an olsun ayrılmayan karan da vardı. Sözünü tutuyordu. Her anım da yanımdaydı. Benim yüzümden o da her gece nöbete kalıyordu.

Yine bir gece daha nöbete kalacaktım. Odam da evraklarla ilgilenirken içeriye hışımla giren alyayla yerimden sıçradım. Çok sinirli gözüküyordu.
"Alya, ne oluyor?"
Oda da volta atarak söylenmeye başladığın da sessizce oturduğum yerden onu izledim.
"Yok ya yok! Anlamıyor, neymiş aileme söyleyecekmişim. Abimleri ben bilmiyorum sanki. Direk yüzük takıp evlendirmeye çalışacaklar. Biraz daha birbirimizi tanıyalım diyorum! Ne olacakmış evlenirmişiz. Belki ben hazır değilim!"

Sorun belli olmuştu. Alya ya hak veriyordum. Abisi, annesi ve babası çok geri kafalı insanlardı. Kız kısmı sevgili yapmaz, direk görücü usulü yüzük takar evlenirdi. Eğer alya onlara kaanı anlatırsa aynısı uygulayacaklardı.
Yavaşça yanına giderek kolundan tutup koltuğa oturttum.
"Alya, güzelim sakin ol. Haklısın tamam mı? Kaana bunu uygun dille anlatabiliriz."
Başını onaylamazca sallayıp hiddetle kaşlarını çattı.

"Anlamıyor asel! İnat etti."
Ah ah durum gerçekten ciddi.
"Onunla konuşmamı ister misin?"
Duraksayarak gözlerini bana çevirdi.
"Olur."

"Asel, bu gece sen, ben, damla, bir yerlere gidelim eğlenelim. Kafa dağıtalım, nasıl olur? Gerçekten çok ihtiyacım var."
Masum masum bana bakarken gerçekten de kaana kırıldığını anlamıştım. Onu yalnız bırakamazdım.
"Olur, sen üzerini değiştir. Benim çantamla kabanımı al, gel. Ben dışarıda seni bekliyorum."
Bir şey demesini beklemeden odamdan çıkıp askeriye ye gitmek için hazırlandım. Kaanla konuşmam lazımdı.

Askeriyenin önün de duran askerlerden biri bana döndüğün de gülümseyerek baktım.
"Kaan ezilmezi çağırır mısın? Doktor hanım çağırıyor dersin."
Başını onaylarcasına sallayıp telsizle bir şeyler derken oradan uzaklaşarak sessizce kaan'ın bu tarafa doğru gelişini izledim. Buruk görünüyordu.

"Asel."
Tebessüm edip başımla selam verdim.
"Kaan, olanlardan haberim var."
Ne? Konuyu uzatmayı sevmiyordum.
Kaan başını eğip sıkıntıyla nefes verirken elimi omzuna koyup ona baktım.
"Bak kaan, alyanın ailesi çok sıkı geri kafalılardır. Onları tanımıyorsun, tanısan bana hak verirsin. Alyanın yanın da olmak yerine birbirinizi daha tam tanımadan evlenmekten bahsetmen onun hiç hoşuna gitmedi. Kalbini kırdın ailesi gibi düşündüğün için. Alya hassas kızdır, naiftir, onu üzme kaan. Sana çok değer veriyor. Alyayı kaybetmek istemezsin değil mi?"

Başını onaylamazca sallayıp bakışlarını yerden kaldırdı.
"Haklısın asel, çok üzerine gittim. Sinirle ağzımdan çıktı, ben alyayı çok seviyorum. Onun üzülmesini istemiyorum. Onu kaybetmekte istemiyorum."
Bazen sinirle ağzımızdan çıkan şeyler o kadar kötü şeylere sebep oluyordu ki, ah kaan..
"Bundan sonra dikkat edersin. Bak kaan, ben bunları sana kardeşin veya ablan olarak söylüyorum. Alya sandığın kadar sabırlı bir kız değil, dayanamaz gider buradan. Olay daha çok büyürse emin ol paşa paşa ailesinin yanına geri döner."

"Ne?"
Fısıltıyla söyleyerek gözlerime korkuyla baktığın da sessizce kalıp ona baktım. Söylediklerim doğruydu.
Alya hiç bir şeyi umursamadan giderdi, kalp ağrısına dayanamaz böyle bir çözüm bulurdu.
Belime sarılan kollarla düşüncelerimden sıyrılıp gözlerimi kaandan çektim.
"Doktor?"
Gözlerimi karan'a çıkardığım da gülümseyerek kolumu beline sardım.
"Fırtına."

"Ne yapıyorsun burada?"
Gözlerim gözleri yer de kaana kaydı.
"Abla nasihatı vermeye geldim. Bu arada bu gece nöbete kalma artık, git uyu rahatça. Bu gece ben yokum."
Tek kaşı havaya kalkarken bedenini bana döndürüp gözlerini kıstı.
"Ya öyle mi? Nereye doktor?"
Dudağımın kenarı kıvrılırken bu durumdan zevk aldığımı belli etmemeye çalıştım.

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin