Yorumlarınıza cevap veremezsem eğer kusuruma bakmayın kafamı toplayıp aranıza dönücem hepinizi çok seviyorum
keyifli okumalar🤍Instagram:dolunaayyz
Umut dolu gözlerle bana bakmaya devam ederken yutkunarak gözlerimi kaçırdım. Yapamazdım, gururumu ayaklar altına alamazdım..
"Asel."
Abimin sesini duymamla elimi karan'ın elinden çekip soğuk ifademle ona döndüm.
Damlayla el ele karşımız da duruyorlardı.
"Evet?"
Gözleri sert ifadeden üzgüne geçerken damlaya hiç bakmıyordum. Kırgındım ben ona.
"abicim...neyin var?"Kıkırdayarak başlayan gülmem kahkahaya dönerken muhteşem üçlü şaşkınlıkla bana bakıyordu. Gerçekten delirmiştim, sinir krizi geçiriyordum.
Yavaş adımlarla ayağa kalkıp hepsine tek tek baktım. Karan sert ifadesini korurken damla ve abim gözlerini ve ağzını kocaman açmış bana bakıyordu.
"Hiç bir şeyim yok! Gayet iyiyim. Abi, küçüklükten beri sadece değişmeyen bir huyumu sana söyleyeyim mi?"Gözleri sorgulayarak bana bakarken dudaklarım da ki yalancı gülümseme silindi.
"Yalan! Yalandan hala nefret ediyorum!"
Üçüne tekrardan bakıp mırıldandım.
"Bilmem anlatabildim mi?"
Yavaş adımlarla hastaneye geçip alyanın bir an önce gelmesini diledim.🌻🌵🌻🌵🌻
Başımı kollarıma yaslamış bir şekil de uyuyorken odama pat diye dalınmasıyla sıçrayarak uyandım.
"Ben geldiiim!"
Yüzümü buruşturarak gözlerimi ovuşturdum. Ah boynum tutulmuştu.
"Hoşgeldin."
Alya yanıma gelip karşımda ki sandalyelere oturdu.
"Hoşbuldum. Yorulmuşsun belli, hadi git uyu."
Başımı olumlu anlam da sallayıp üzerime kaşe kabanımı giydim."Asel ben sana bir şey diyeceğim."
Sorgularcasına ona bakarken eliyle karşısında ki sandalyeyi gösterdi. Karşısına oturup dikkatle onu dinledim.
"Ben o gün sen evden çıktıktan sonra ortalığı toplarken bir şey gördüm."
Kaşlarım çatılırken anlamadan ona baktım. Neyden bahsediyordu bu kız?
"Ne gördün kızım anlamıyorum.""Ben senin çizdiğin resmi gördüm. Karan'ı çizmişsin."
Söylediği şeyle gözlerim kocaman kocaman olurken nefesim kesilmişti. Karan'ı mı çizmiştim.
"Karan'ı mı?"
Gözlerim yere inerken düşünceliydim.
"Yuh. Farketmedin mi?"
Başımı olumsuz anlam da salladım.
"Hayır.""Çok güzeldi asel. Çok, çok, güzeldi hem de."
Yüzüm de istemsizce bir tebessüm olurken ona döndüm. "Öyle mi?"
Başını heyecanla olumlu anlam da sallarken elimi tuttu. "Ben kaanı affettim asel. Dinlediğin de hak vereceksin onlara, o yüzden karan'ı dinle ve onu affet. İkiniz de deli gibi özlediniz birbirinizi, daha çok acı çektirme ikinize de."Alya haklıydı. Çok özlemiştim onu, hem de deli gibi. Ama nasıl olacaktı, bunu gerçekten düşünmem lazımdı. Yavaşça ayağa kalkarak beraber hastanenin çıkışına yöneldik.
"Ben akşam tekrardan geleceğim. Nöbet yine ben de. Malum bugün biraz buraların tadını çıkarmak istiyorum. Merkeze ineceğim. Kıbrıs çarşısına gitmek istiyorum."Alya gülümseyerek bana sarılıp yanağımı öptü.
"Git tabi, çok güzeldir. Evine çok güzel şeyler alırsın."
Göz kırparak söylediği şey üzerine kıkırdayarak onun gibi göz kırptım.
"Oo hanımlar neşeniz bol olsun."
Yanımıza gelen kaanla alya ya imalı bir bakış attım. Hadi ama! Sen neden geldin ki? Karan da geliyordu. Alya ya baktığım da sinsice sırıtıp kaşlarını havaya kaldırmıştı. Omuz silkip kaan'a döndüm."Naber kaan?"
Alya ya bakıp bana döndü.
"Çok iyiyim sen?"
Omuz silkip gülümsedim.
"İyi, neyse ben gidiyorum. Çok yorgunum, alya akşam kaçta geleyim?"
Eliyle boşver dercesine sallayıp konuştu.
"Kafana göre, burayı idare ederim ben. Git gez bir gün tatilin olsun yani bir zahmet."
"Hadi görüşürüz."
Geldiğinden beri hiç konuşmayıp yanım da duran fırtınaya sert bakışlarımdan atıp omzuna vurup yanından geçtim. Arkamdan güldüğünü duymuştum.Evet, 1.55 kızlardan değildim, 1.70 kızlardandım.
Eve gidip bir an önce uyumak istiyordum.🍂🤎🍂🤎
Ev de neredeyse iki,üç, saat uyuduktan sonra hazırlanarak evden çıkmış uzun yolun ardından kıbrısın merkezine gelmiştim. Yavaş adımlarla yürürken dalgındım.
Eve geldiğim de hemen resme bakmıştım. Ben gerçekten karan'ı çizmiştim. O kadar güzel olmuştu ki,çizdiğim en güzel resimlerdendi.Onu affetmek istiyordum. Ama gururum buna izin vermiyordu.
Düşüncelerimi bir kenara atıp gülümseyerek çarşıyı dolaştım. O kadar yöresel ve güzel şeyler vardı ki bakır cezveler, tavalar, süsler, el örmesi, işlemeli çantalar, minik anahtar süsleri, alya haklıydı. Buralar tam benlikti, eminim bütün maaşımı buraya bırakır giderdim.Tabiki de rahat durmayarak bakır cezvelerden, minik anahtar süslerinden ve işlemeli yüzüklerden almıştım.
Çarşıdan çıkıp yavaş yavaş yürümeye devam ederken telefonumun çalmasıyla adımlarımı yavaşlatıp telefonumu açtım."Efendim alya?"
"Gezdin mi bakalım?"
Gülümseyerek banklardan birine oturdum.
"Evet gezdim, çokta sevdim.""Ah eminim çok sevmişsindir. Bari gidip tüm maaşını orda yemeseydin."
Kahkaha atarak aldıklarıma baktım.
"Aslında hepsini değil ama yarısını harcamış olabilirim. Çok güzellerdi.""Ah ah, deli kız. Ee neredesin şuan da?"
Etrafıma bakıp konuştum.
"Çarşının aşağı sokağın da bir bankta oturuyorum da istersen geleyim?""Yok yok sakın gelme! Orada kal, yani biraz daha gez gelirsin canım."
Ne bu endişe?
"Tamam görüşürüz.""Baaay."
Bu kızı bazen gerçekten anlayamıyordum. Başımı geriye doğru atıp gözlerimi gökyüzünde ki yıldızlara çevirdim. O kadar güzel ve masum duruyorlardı ki mükemmeldi.
"Keşke herkes böyle masum olsa...."
Mırıldanarak söylenirken gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Annem olacak kadın kim bilir şuan ne yapıyordu. Peki babam olacak adam. Hepsinden nefret ediyordum, hepsinden! Hayatımı mahvetmekten hiç bir zaman vazgeçmemişlerdi.Derin nefes alarak başımı gökyüzünden ayırdığım da karşım da gördüğüm karan ile şaşkınlıkla ona baktım. Beni nasıl bulmuştu?
"Karan...senin ne işin var burada?"
Yanıma gelip otururken bana dönmüştü.
"Artık beni dinle asel, lütfen. Dayanamıyorum."
Kalbim küt küt atarken yutkunarak ona bakıp konuştum. "Peki...seni dinliyorum."Dikkatlice ona bakarken bunu beklemiyormuş olacak ki duraksadıktan sonra derin nefes alarak konuşmaya başladı.
"Bu bir görevdi, o kadın bir terörist, bu sadece bir görevdi. Benim görevim orada o kadını etkileyip bildiklerini bana anlatmasını sağlamaktı. Flört gibi bir şey. Sana yemin ederim bu durumu çok itiraz ettim, ama ben karar veremiyordum işte. O kadın bana dokunduğun da inan tiksintiyle doldu içim, ve en çokta hüzünle. Sana ihanet ediyormuş gibi hissettim asel. Hele ki o davette göz göze gelmemizde ki gözlerin de gördüğüm hayal kırılığı."Yutkunarak gözlerime baktı. Nutkum tutulmuş bir şekil de onu dinliyordum.
"Elime yüzüğü verdiğin de...kalbimden vurulmuştum sanki...bana böyle olmana dayanamıyorum asel. Bana buzdan duvarlar örüp boş boş bakmana dayanamıyorum. Ben eski aselimi istiyorum. Bana neşeyle gülen, benim yanım da masum olan, gözlerinin içi gülen aselimi istiyorum."Aselim mi dedi o? Kalbim maratona koşarken zorlukla nefes alıp yutkundum.
"Karan?"Konuşmama izin vermeden elimi alıp kalbine götürdü.
"Canım acıyor, çok acıyor asel...affet beni."
Gözlerinin derinlerine bakıp fısıldadım.
"Neden karan...neden canın bu kadar çok acıyor?"
Duymak istediğim cevabı alabilmek için içimden dualar ederken gözlerime bakıp fısıldadı."Çünkü seni çok seviyorum. O uçakta kucağıma düştüğünden beri, elimi tuttuğundan beri kalbim senin için atmaya başladı. Seni seviyorum asel.
Seni çok seviyorum."şuan eminim coşuyosunuz sonun da beee diyip
Umarım beğenirsiniz
Yazım hatası varsa affolayorum yapmayı ve oylamayı unutmayın
Sizleri seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalıııın🌵🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına
ChickLit"ASEL!!" Hırsla arkamı dönüp karan'a bağırmaya başladım. "Buyur fırtına komutan!!" Yanıma gelip bedenimi duvarla arasına sıkıştırdı. "o it herifin bir daha yarasına pansuman yapmayacaksın. Anladın mı?" Çıldıracağım! "Bu benim görevim karan. Tabiki...