49. Bölüm

12.7K 671 82
                                    

Instagram: dolunaayyz

Bu koku..bu koku eşsizdi. Beni sakinleştirebilen tek koku bu kokuydu.
Mayışmışçasına gözlerimi kapatırken başımı yavaşça göğsüne yasladım. Sessizce durmuştu, tepki vermeden sessizce bana sarılmaya devam etmişti.
"Sakinleştin mi?"

Yatıştırıcı sesiyle konuştuğun da her ne kadar istemesem de ondan ayrıldım. Yutkunarak başımı sallayıp yerde baygın yatan mert'e baktım.
Alya endişeyle yanımıza gelirken elimle onu durdurdum.
"Bırak dokunma, kimse dokunmasın. Pislik! Kalksın kendi pansumanını kendisi yapsın."
İğrenerek mert'e bakarken alya sessizce başını sallayarak gitmişti.

Koluma dokunan ellerle arkamı döndüm.
"Biraz konuşalım mı?"
Ne konuşacaktı ki benimle. Yeterince canımı acıtmamış mıydı?
"Olur."
Eliyle bankları gösterdiğin de oraya doğru ilerleyip banka oturdum. Karşıma oturarak ellerini masaya koydu.
"Asel ben, bizi anlatmanı istiyorum."

Yutkunarak gözlerimi kaçırıp başımı onaylarcasına salladım. Biz nasıl anlatılırdık ki? Hem neden bizi anlatmamı istiyordu? Niye bunu merak ediyordu? Etmeye hakkı var mı?

"Biz uçakta tanıştık. Kucağına düşmüştüm. İlk başlarda birbirlerimizle çok atıştık, tatlı atışmalar.
İster istemez bir şey seni bana doğru çekiyordu, annem abimin düğününü bastığın da elimi tutup asel benim nişanlım dedin. Sonra herkes duyduğu için nişanlı gibi davrandık. Ama davranmaktan da öte gerçekten nişanlı olduk.
Seni sevdiğimi ilk yoğun bakımdayken anladım. Kaybetme korkusunu iliklerime kadar hissetmiştim. Sonra bir tatsız olaydan dolayı ben yüzüğü çıkardım. Sen de bana beni sevdiğini söyledin, yüzüğü ben uyurken tekrardan parmağıma taktın, biz anlatılmaz yaşanırdık karan. Biz farklıydık, ama şimdi bakıyorum da belki de-"

Durup titreyen göz bebeklerimle ona baktım. Dikkatle beni dinliyordu. Zorlukla yutkundum.
"Belki de aşkımız geçiciydi. Hatırlamıyorsun, son durumumuz bu."
Kalbimde ki sızı kendini yine belli etmişti. Bizim aşkımız geçici değildi. Ama bunu karan'a söylesem sadece boş bakışlarla bana bakardı.
Düşünceli bir şekilde gözlerimi izleyip konuştu.

"Sen mert'i bizim için mi dövdün?"
Bakışlarım kararırken başımı usulca salladım.
"Ne olursa olsun kimse bizimle ilgili konuşamaz. Mert bu aralar haddini yeterince aştı."

"Çocuklar bana bir video izletti, mert'i sanırım bir kere daha dövmüşsün?"

"Ona pansuman yaptım diye kıskanıp bana kızdın!
Ben de gittim onun dikişlerini patlattım."
Yüzümde ki gülümsemeye engel olamazken bana bakarken gözlerin de ilk defa tarif edilemez bir duygu gördüm.
"Değişik birisin."

"Öyleyimdir. Bu arada bir süre hafize teyzeye gitmesen iyi olur. Seni gördüğü yerde tüfekle kovalamayı düşünüyor."
Şaşkınlıkla gözleri açılırken kaşları çatıldı.
"Sen hafize teyzeyi nereden biliyorsun? O benim için özel birisi."
Ben de senin için özeldim...
Ayağa kalkarak arkamı dönmeden önce son kez aşık olduğum gözlerine baktım.

"Bizi çok hafife alıyorsun karan. Biz çok farklıydık. Sen unutmadan önce biz çok güzeldik."

🤍✨🤍✨

Bavulumu sürükleyerek dışarıya çıkarıp taksinin gelmesini bekledim. Belki de artık buradan gitmenin vakti gelmiştir. Telefonumun çalmasıyla bakışlarımı ekrana çevirdim. Alya arıyordu.
"Asel neredesin?"

"Geliyorum alya, bizimkileri topla sizinle konuşmak istediklerim var."

Bir şey demesine müsade etmeden yüzüne kapatıp gelen taksinin bagajına valizimi koyup gideceğimiz yeri söyledim.

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin