12. Bölüm

33.1K 1.3K 98
                                    

BURAYA DİKKAT BEBİTOLAR!
cumartesi günü saat 14:00'da allah izin verirse inşallah sonunda ınstagram da canlı yayın yapıcam sorularınızı tek tek yazdım hala beni takip etmeyen varsa dolunaayyz hesabından takip edip canlı yayına katılabilirsiniz🥰hala aklınız da kalan sorular varsa burdan sorabilirsiniz
Keyifli okumalar♥️

Olayların üzerinden neredeyse iki hafta geçmişti. Herkes bizi nişanlı sandığı için gördükleri yer de durdurup birbirimize ne kadar çok yakıştığımızı söyleyip tebrik ediyorlardı. Gerçekten de o kadar çok yakışıyor muyduk?

Masam da oturmuş öylece defterimi karalarken kapı açılıp kapanmıştı.
"Naber kız, doktor?"
Damlanın gelmesiyle gülümseyip defterimi kapattım.
"İyiyim komutan hanım, siz nasılsınız?"
Sandalyeye oturup bacak bacak üstüne attı.
"Ay valla iyiyim kız. Sadece müstakbel eşim malum göreve gitti. Ev de tek kaldım." Dudaklarını büzüp konuşmasıyla kıkırdayıp yanına geçtim.

"Vah vah, ne üzüldüm anlatamam. Sanki ilk defa göreve gitti adam."
Omuz silkip saçlarını savurdu.
"Öyle ama ne yapayım işte. Her gittiğin de böyle oluyorum."
Damlayı anlıyordum. Sevdiği için endişeleniyordu. Kim olsa endişelenmez mi zaten.
"göreve karan da mı gitti? Göremedim bugün onu."damlanın düşen yüzü anında sırıtmaya yer bırakırken bana gülüp göz kırptı.

"Yok canım. Nişanlın gitmedi. Hasta olmuş o, evin de yatıyor." Yerim de anında gerilirken çaktırmamaya çalıştım.
"Hasta mı olmuş? Ayrıca sahteden nişanlı olduğumuzu gayet iyi biliyorsun."

"Şimdilik canım,şimdilik."

Hasbünallah.

💕💕💕

Damlanın gitmesiyle hastaneden çıkıp lojmana gelmiştim. Karan'ın kapısına gelince zile basarak açmasını bekledim.

Kapının açılmasıyla karan karşım da üzerin de battaniye ve elinde ki peçeteyle şokla bana bakıyordu.
"Doktor? Hayırdır"
Gözlerimi devirip içeriye geçip kapıyı kapattım. Karan kaşları havaya kalkmış bana bakarken takmayıp üzerinde ki battaniyeyi çekip aldım.
"Geçmiş olsun komutan. Yalnız bilgine, böyle iyileşemezsin."
İçeriye geçip bütün camları açarak evde ki havasızlığı giderdim.

"Yahu doktor bir dur. Ne oluyor? Dan diye daldın evime."
Elimden battaniyeyi alıp tekrardan etrafına sararken koltuğa oturmuştu.
"Hasta ziyaretine geldim karan. Neyin var?"
Ona karan dememe şaşırmış olacak ki duraksamıştı.
"Bir şeyim yok, biraz ateşim çıktı o kadar. Halsizim bir de."

"Neden bana söylemedin peki? Evlerimiz karşı karşıya,unuttun heralde!"
Gözlerini kapatıp başını arkaya doğru yasladı.
"Kendim halledebilirim doktor."
Ayağa kalkarak yanına gidip elimi anlına koydum. Gözlerini anın da açıp bana bakarken onu takmayıp ateşine baktım. Gazla yoktu aslında.

Ellerimi boynuna götürüp, şah damarına dokundum. Gözlerimi kapatıp içimden gülümsedim.
Onun şah damarına olan hevesimi anlayamıyordum. Ona dokunduğum da, onunla göz göze geldiğim de, içim de olan kıpırtılar da neyin nesiydi, onu hiç bilmiyordum..

"Bakıyorum da şah damarımı çok sevdin doktor."
Karan'ın sesiyle gözlerimi açıp ellerimi çektim. Sırıtarak kaşlarını kaldırmış bana bakarken kızgın bir surat ifadesiyle ona baktım.
"Saçmalama komutan. Kendi kafandan kurmaya iyi alıştın sen bakıyorum?"
Yanına oturup ona döndüğüm de, o da bana doğru dönüp oturdu.
"Ne kurmuşum ben kafam da doktor?"

Gözlerimi kısıp bakarken konuştum.
"Ben aselin nişanlısıyım!"
E yani dercesine bana bakarken sinirlenmemek elde değildi!
"çıldıracağım şimdi! Ben gideyim de bir çorba felan yapayım!"

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin