Instagram:dolunaayyz
Karandan
Asel o şerefsizin yanına gittiğinden beri içim de tarif edilmez bir rahatsızlık vardı. Bir kuşku...stresle telefonuma bakarken bir yandan da sakinleşmek adına sigaramı içiyordum.
"Komutanım!"
Kaan yanıma gelip sigarasını yaktığın da sıkıntıyla telefonum da olan gözlerimi kaan'a çıkardım.
"Hayırdır neyin var?"
"Asel babasının yanına gitti, içim de kötü bir his var kaan."
Elini omzuma koyup dostani bir şekilde gülümsedi.
"Kardeşim kötü düşünme, asel güçlü kız. Onca şeye rağmen dimdik ayakta, babasıyla yüzleştiğin de yıkılacak bir kız değil."Değildi işte!Benim aselim narindir, kırılgan ürkek bir ceylan, o sadece dışarıya karşı güçlü durabilen ama içi yangın yeri olan bir kadındı.
Gurur duyduğum kıymetlimdi. Kim bilir şuan ne hal de nasıl canı acıyor. O herifin karşısın da dururken
kim bilir o çocukken yaşadığı sahneler nasıl önüne geliyor. Elimi sımsıkı yumruk yapıp sık nefesler aldım sakin olmalıydım.
"Bu arada akın göreve gitti."
Başımı onaylarcasına salladığım da çalan telefonumla aramayı cevapladım."Karan...karan ben hiç iyi değilim, yanıma gel bir yerler de buluşalım ne olur."
Titrek sesi ve zorlukla nefes almasıyla telaşla konuştum."Asel geliyorum, söyle nereye geleyim söyle birtanem."
"Bi-bilmiyorum o gün beni bulduğun yer de buluşalım."
"Tamam..tamam güzelim geliyorum."
Sinirle elimi duvara geçirdiğim de kaan endişeli gözlerle bana bakıyordu.
"Abi ne oldu?"
"Ben asel'in yanına gidiyorum."
Onun sesini duymadan yapamayacaktım. Telefonumu çıkarıp asel'i aradım."Karan! Yardım et önümü dört araç kesti, camı kırmaya çalışıyorlar."
Ellerim sinirden titremeye başlarken sesimi ne kadar asel'e duyurmak istesem de bir türlü beni duymuyordu. Telefondan gelen cam kırılma sesi ve aselin feryadıyla haykırırcasına bağırdım.
"ASEL!"
Telefondan bana bağırdığını duyduğum da telefonu fırlatırcasına yere attım. Bahçede ki herkes bana bakarken onları takmadan bağırmaya devam ediyordum.
Hayır...hayır ona bir şey olmasın hayır."Allah kahretsin!!"
Kaanla damla korkuyla yanıma gelirken endişeyle onlara döndüm.
"Karan ne oluyor?"
"Asel! Aseli kaçırdılar, aseli kaçırdılar damla! Çabuk!Çabuk araba da takip sistemi vardı, ekibi topla gidiyoruz çabuk!Ona bir şey olursa onları doğduklarına pişman edeceğim, hadi!"Arabanın olduğu yere geldiğimiz de camı kırık kapısı açık arabaya doğru koştum. Arabanın içine baktığım da asel'in atkısını elime alıp kokladım. Papatya kokulum nasıl da sinmişti kokusu, boğazımda ki yumru yine kendini belli etmişti. Neredesin kıymetlim, korkuyor musun..korkma..bulacağım seni korkma.
"Komutanım! Burada bir not var."Askerin elinde ki kağıdı alıp açtım.
'Bakalım nişanlını kurtarabilecek misin fırtına komutan. Yirmi dört saat için de kızı bulamazsan leşini kurtlara yem ederiz' şehmuz.
Elimde ki kağıdı fırlatırcasına alıp hırsla tekmelerimi arabaya geçirdim.
"Elinizi çabuk tutun! Bir an önce bulacağız onları, duydunuz mu beni!"
Kurtaracağım seni doktor kurtaracağım...Aselden
Başımda ki keskin ağrıyla birlikte gözlerimi açtığım da korkuyla yerim de tepindim. Ellerim ve ayaklarım bağlanmış bir şekilde mağara gibi bir yer de duruyordum. "Ooo bizim ki uyanmış."
Ellerin de silahlarla sırıtarak bana bakan pisliklere sinirle bakarak bağırdım. Ne istiyorlardı benden.
"Şerefsizler! Ne istiyorsunuz benden! Niye kaçırdınız beni! Siz kimsiniz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına
Chick-Lit"ASEL!!" Hırsla arkamı dönüp karan'a bağırmaya başladım. "Buyur fırtına komutan!!" Yanıma gelip bedenimi duvarla arasına sıkıştırdı. "o it herifin bir daha yarasına pansuman yapmayacaksın. Anladın mı?" Çıldıracağım! "Bu benim görevim karan. Tabiki...