15. Bölüm

31.1K 1.1K 86
                                    

Instagram:dolunaayyz

Ciddi anlamda yüzüme bakarken onu nasıl alt edeceğimi düşünüyordum. Ringe çıkarak karşıma geçti. Bileğinde ki saati atıp gömleğinin kollarını sıyırdı.
"Sahne senin doktor."
Kalbim maratona koşar gibi atarken zorlukla nefes alıp gözlerimi kapattım.
"Sen ciddi misin?"
Başını onaylayıp gülümsedi. Ama bu bir avını izleyen kurt sırıtmasıydı.
"Gayet ciddiyim doktor, yoksa kendine güvenmiyor musun?"

Kaşlarım şiddetle çatılırken saçlarımı toplayıp elimi belime attım. Gözleri bir an olsun hareketlerimden ayrılmazken boğazımı temizleyip konuştum.
"Kendime güveniyorum komutan. Ama sana acıyorum."
Sırıtması yüzün de büyürken başını salladı.
"Başlayalım o zaman."
Gözlerimizi bir an olsun birbirimizden çekmezken ani bir hareketle belimden tutup sırtımı göğsüne yaslayarak bir koluyla ellerimi hapsedip, bir koluyla da boğazıma sert olmayacak bir şekilde sarıldı.
"Sana şans vermiştim doktor, ama o hakkı kaybettin."

Histerik bir gülüş dudaklarımdan çıkarken ayağımı kıvrak hareketlerle karan'ın diz kapağına getirip sert bir tekme atmamla dizlerin üzerine çökerken gevşemiş elleriyle hızla ondan kurtulup onun bana yaptığı gibi kolumu boynuna sarıp ellerini kelepçe gibi kilitledim.
"Ben o şansı kullanmasını iyi bilirim komutan. Ama zamanını beklerim."
Gülüşü kulağıma işlerken ne olduğunu anlamadan bedenini ters döndürüp benden kurtulurken beni yatırıp üzerime çıktı.

Gözleri haylaz bir şekil de ışıldarken fısıldadı.
"Şunu unutma doktor, ben bir askerim. Yıllarca eğitim gördüm. Seni çok kolay alt ederim."
Çırpınıp kollarından kurtulmaya çalışsam da izin vermeyerek gözlerime bakmaya devam etti.
Bir şey arıyormuş gibi bakıyordu sanki.
"Ben kazandım doktor."
Gözlerimi kısıp ona bakarken zorla da olsa onu döndürüp üzerine çıktım. Bunu bilerek yapmıştı. Bana izin vermeseydi onun cüssesini asla döndüremezdim.

Yüzüne doğru eğilip otuz iki diş gülümsedim.
"Ben kazandım fırtına."
Başını geriye doğru atıp erkeksi kahkahasını atarken boğazın da oynayan adem elmasına bakmıştım.
"Sana izin vermeseydim beni döndüremezdin doktor."
Burunlarımızı birbirine değerken bu yakınlaşma tehlikeli bir hal alıyordu.
"İzin vermeseydin o zaman..ben kazandım."

🌸🌸🌸

O günün üzerinden bir hafta geçmiş ve ben her fırsatta karan'ın yüzüne karşı onu alt ettiğimle ilgili havalar atarken o oralı bile olmayıp sadece alayla bana gülümsüyordu.

Tekrardan o güne döndüğüm de yüzümde ki gülümsemeye engel olamıyordum. Elimde ki yüzüğü isteyerek taşıyordum. Neden bilmiyorum ama ne yüzüğümden, ne de bu nişan konusundan şikayetçiydim.

Kapımın çalınmasıyla daldığım düşüncelerden sıyrılıp seslendim.
"Gel."
Alya kafasını içeriye doğru uzatarak gülümsedi.
"asel hanım dışarıda nişanlınız sizi bekliyor efendim."
Gözlerimi devirip gülümseyerek ayağa kalktım.
"Teşekkürler alya hemşire."

Kapıdan çıkıp hastanenin çıkışına yöneldim. Dışarıya çıktığım da asker üniformasıyla birlikte beni bekleyen karan'ın yanına yöneldim.
"Bir şey mi oldu komutan?"
Gözlerime bakıp başını aşağı yukarı salladı.
"Ben bir süre buralar da olamayacağım doktor."
Kalbim korkuyla atarken nefes almaya çalışıp konuştum.
"Nasıl yani?"
Sesim içime kaçmıştı sanki. Elini elime uzatıp sıkıca tuttup parmağımda ki yüzüğü okşadı.

"Göreve gidiyorum doktor. Ne zaman gelirim belli olmaz, haberin olsun dedim."
Gözlerim yanmaya başladığın da gözlerimi kırpıştırıp sesimin normal çıkması için boğazımı temizledim.
"Dikkat et kendine komutan."
Yüzün de minik bir tebessüm olurken başını olumlu anlam da salladı. "Sen de doktor, ben burada yokken başını belaya sokma."

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin