Instagram: dolunaayyz
Tam bir hafta boyunca bana bebek gibi bakmıştı. Yataktan dışarıya adım atamıyordum artık. O kadar bunalmıştım ki yaram her ne kadar acısa da karan'a isyan edip işime geri dönmek istediğimi söylemiştim. Çok kızsa da işime geri dönmeme bir şey dememişti. İkimiz de işimizi bir hayli aksatmıştık. Eli belim de beni ufak adımlarla hastaneye götürürken gülümseyerek başımı omzuna yasladım.
"Ne oldu! Ağrın mı var, canın mı acıdı!" Telaşla durup bana korkuyla bakarken şaşkınlıkla bakıp başımı onaylamazca salladım.
"Sakin ol fırtına, sadece başımı omzuna yaslamak istemiştim."Rahatlayarak belime sarılırken başımı omzuna yaslamıştı.
"Öyle desene be güzelim, ödüm koptu. Tutturdun hasteneye gideceğim diye, ağrın var hâlâ, aklım sen de."
"Sakin ol, iyiyim."
Çardakta oturan bizimkileri gördüğüm de gülümseyerek el salladım. Yanlarına geldiğimiz de karan dikkatlice beni oturtup yanıma kuruldu.
"Nasıl oldun asel?"
"İyiyim, hatta çok çok iyiyim. O kadar bunaldım ki evde otur otur işimi özledim ya!"
İsyanımla herkes bana gülereken karan kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
"Bir de hastaneden çıktığın gün gitseysin işe istersen. Çıldırtma beni."
Karan'a hep beraber koca bir göz deviriyoruz arkadaşlar.."Yardım edin! Karım doğuruyor yardım edin!"
Kaşlarımı çatarak telaşla hastaneye gelen adam'a baktım. Ayağa kalkarak yanına giderken karan'ın sert adımlarını arkam da hissediyordum.
"Beyefendi sakin olun, bu hastanenin doktoru benim."
Telaşla bana dönerken nefes nefese konuştu.
"Yardım edin ne olur, evimiz şu tepe de. Karım'ın doğumu başladı yetişin ne olur."
Telaşla karan'a dönerken hızla başımı onaylarcasına salladım.
"Tamam sakin olun. Buyrun siz de arabaya geçin geliyorum hemen."
Elimle karan'ın arabasını gösterdiğim de başını onaylarcasına sallayıp arabaya giderken karan kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
"Asel bak bu bir bebeğin ve annenin hayatı söz konusu. Ama ne olur yarana dikkat et. Hadi zaman kaybetmeden gidelim."Hayranlıkla gözlerine bakarak gülümsedim.
Sen ne güzel merhametlisin be adam.✨✨✨
Adamın tarif ettiği evin önüne geldiğimiz de vakit kaybetmeden arabadan inerken kadın'ın acı için de bağırışları dışarıyı sarmıştı. Beklemeden evin içine girdim.
"Merhaba, doğum için geldim ben. Teyze sen bana bir başörtü verebilir misin?"
Yanımda ki teyze koştur koştur içeriye giderken yer de acı için de kıvranan kadının yanına çöküp karnını sevdim.
"Sakin olun. Doğumun sorunsuz geçmesi için elimden geleni yapacağım tamam mı? Senden istediğim var gücünle ıkın tamam mı?"
Başını acı için de sallarken derin nefesler alıp veriyordu. Teyze başörtüyü getirdiğin de başıma bağlayıp doğuma başladım."Sakin ol her şey kontrol altın da, derin nefes al ve ıkın. Hadi. Ablacım sen de hafif karnına destek uygula."
Kadına gösterdiğim gibi karnına destek uygularken anne acı için de bağırmaya devam ediyordu.
"Adın ne senin?"
"Narin."
"Narin. Az kaldı, dayan ıkın hadi, yapabilirsin.""Yapamıyorum!"
"Yapacaksın! İleriyi düşün, evladınla geçireceğin zamanı düşün, onun için yapmalısın bunu. Hadi narin!"
Var gücüyle bağırarak ıkındığın da bebeğin kafasının görünmesiyle gülümsedim.
"Hadi! Çok az kaldı, geliyor annesi. Kavuşmanıza çok az kaldı, son kez ıkın narin. Yapabilirsin, hadi kızım."
Başını geriye doğru atıp elleriyle çarşafı sımsıkı tutup tüm mahalleyi ayağa kaldırırcasına bağırırken bebeğin ellerime gelmesi bir olmuştu. Bebeği dikkatle kaldırıp minik ayağına vurduğum da odayı bebeğin ağlayış sesleri doldurmuştu. Narin derin nefes vererek kendini geriye doğru atarken gülümseyerek ağlayan bebeğe baktım."Çok güzel bir kızın oldu narin. Tıpkı annesi gibi çok güzel."
Gözlerim hevesle bebeği izlerken bebeği örtüye sarıp dikkatlice annesine verdim. Narin yorgun yaşlı gözlerle bebeğini öperken gözlerini kapatıp fısıldadı.
"Hoşgeldin anneciğim."🪐🪐🪐
Bebeğin sağlık durumlarıyla ilgili her şeyi hallettikten sonra karanla bize bir güzel sofra kurmuşlardı. Afiyetle o güzel yemekleri yedikten sonra gitmek adına ayaklanmıştık.
"Allah sizden razı olsun doktor hanım. Siz olmasaydınız belki de karımla kızımı kaybedecektim."
Gülümseyerek başımı sallarken narin'in yorgun sesini duydum.
"Sen bana kızımı bağışladın doktor hanım. Dile benden ne dilersen."
Kucağın da bebeğiyle bana bakarken ne güzel bir aile olduklarına baktım.
"Sizden tek isteğim ona gözünüz gibi bakmanız. Babası olarak elinden tut, annesi olarak ona arkadaş ol, vatana millete hayırlı bir evlat yetiştirin, sizden sadece bunu istiyorum."İkisi de birbirlerine bakıp gülümseyerek bana döndüler.
"Bana artık müsade. Ellerinize sağlık, yemekler harikaydı. Bebeği kontrole getirmeyi unutmayın."
Veda ederek ayrılacakken narin'in sesi buna engel oldu.
"Doktor hanım. İsminiz nedir? "
"Asel."
"Kızımın adını bir türlü koyamıyorduk, kızımın adı asel olacak. Size binlerce kez teşekkür ederim."
Hayatım da ilk defa böyle bir şey yaşıyordum. İlk defa ebelik yapmıştım ve adını asel koyuyorlardı. Kaderimiz benzemesin melek."Estağfirullah, benim görevim bu. Kızın ismini asel koymanız beni çok mutlu etti, hoşçakalın."
Gülümseyerek evden ayrılırken karan dışarı da merakla beni bekliyordu. Arabaya binip yola çıktığımız da sessizliğini bozarak konuştu.
"Kötü bir şey mi oldu güzelim?"
"İlk defa ebelik yaptım ve ismini asel koydular."
Gülerek bana bakıp eliyle elimi kenetledi.
"Ne güzel işte dünya ya bir tane daha melek geldi."
"Kaderimiz benzemesin."
Gülen yüzü solarken arabayı ani hareketlerle sağa çekti. Şaşkınlıkla ona bakarken bana dönüp yüzümü elleri arasına aldı."Sen tertermiz, bembeyazsın asel. Yaşadığın şeyler yüzünden değil. Kendini düşüncelerinle boğma, mahvoluyorum! Sen benim masum, kanatsız meleğimsin. Duydun mu beni? İnşallah o bebekte senin gibi güçlü, güzel, masum, temiz kalpli olur." Başımı aşağı doğru eğip göz yaşlarımla savaş verdim.
"Sence ben masum muyum?"
Gözlerini acı çekercesine kapatıp anlını anlıma yasladı.
"Sen masumsun, sen hep masumdun."🤍♥️🤍♥️
Doğum sırasın da en az anne kadar ben de kendi bedenimi o kadar çok kasmıştım ki ağrılarım gittikçe artmaya başlıyordu. Karandan kaçıp odama girerek odamda ki sedye ye uzanmıştım. Sık sık derin nefesler alarak ağrılarımın geçmesini diledim. Kapımın aniden açılmasıyla yerimden kıpırdayamazken alyanın neşeli sesi odayı doldurmuştu.
"Asel, neredesin kız!""Buradayım."
Yorgun sesimle konuştuğum da şaşkınlıkla bana bakıp telaşla yanıma geldi.
"Asel, ne oldu? İyi misin? Kızım ben sana dedim gelme diye, hemen karan'ı çağırıyorum gelsin seni alsın."
Telaşla alyanın kolunu tutup gitmesini engelledim.
"Doğum yaptırdım, kendimi kastığım için oldu. Karan'a söyleyip telaşlandırma, yeterince aklı ben de kalıyor zaten."
Tereddütle bana bakıp oflayarak yanıma oturdu.
"İstersen ağrı kesici yapayım?"
"Yaptım ben, sağol."Ağrılarım biraz da olsa dinmişti. Alyadan destek alarak ayağa kalktım.
"Hadi gel dışarıya çıkalım. Bizimkiler de orada."
Güzel olurdu aslın da. Oda da daralmıştım, alyayı onayladığım da koşar adımlarla odadan çıkıp bizimkilerin yanına gelmiştik. Abimin yanına oturduğum da beni kollarının arasına alırken gözlerim karan'ı arıyordu. O neredeydi?
"Asel, nasıl oldun?"
"İyiyim kaan."
Damla elinde ki çekirdeği bırakıp sırıtarak bana döndü.
"Kız, bugün ebelik yapmışsın."
"Öyle oldu vallahi, mecbur kalınca.""Yalnız asel, sana çok küfür ederler. Herkes birbirinin ebesine giydiriyor malum. Şimdi sen de ebe olduğuna göre sana da giydirecekler."
Kaan'a hepimiz koca bir göz devirirken abim kafasına patlatıp homurdandı.
"Bu çocuk nasıl asker ben hâlâ anlamıyorum."
Ben de anlamıyordum.
"Karan nerede?"
"Odasın da o, işleri varmış."
Abimden ayrılarak ayağa kalkıp elimde ki çekirdekleri masa ya koydum.
"Ben bir gideyim yanına."
"Git tabi git, abin kim ki zaten."
Abimi takmadan hızlı adımlarla askeriye ye giriş yaparken kapıda ki askerler beni gördüğün de geri ye doğru çekilerek baş selamı vermekle yetinmişlerdi. Artık karan sayesin de beni yakından tanıyorlardı. Karan'ın odasının önüne geldiğim de yüzüme neşeli bir gülümseme kondurup kapıyı açım."Fırtına."
Karan'ın çıplak sırtıyla göz göze gelirken gördüğüm şeyle yerim de mıhlanıp kalmıştım. Aman allahım. Karan'ın sırtında ki izler de neyin nesiydi böyle.Yazım hatası varsa affola
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın
Sizleri seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalın🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına
Chick-Lit"ASEL!!" Hırsla arkamı dönüp karan'a bağırmaya başladım. "Buyur fırtına komutan!!" Yanıma gelip bedenimi duvarla arasına sıkıştırdı. "o it herifin bir daha yarasına pansuman yapmayacaksın. Anladın mı?" Çıldıracağım! "Bu benim görevim karan. Tabiki...