13. Bölüm

32.7K 1.2K 40
                                    

Instagram:dolunaayyz

Hayatımızın bizi nereye getireceğini bilemiyorduk. Kaderimizin bize ne yaşatacağını bilemiyorduk.
Kim derdi ki yıllar sonra abini bulacaksın. Kim derdi ki burada sahte de olsa nişanlanacaksın.
Annem ve o lanet olası kocası peki, neden yıllar sonra karşıma çıkmıştılar. Ama asıl soru, onlara bunu kim söylemişti.

Önlüğümü çıkarıp yerine asarak paltomu giyindim. Bugün biraz daha yoğundum. Açıkcası çok yorulmuştum.

"Ay bugün ne kadar hasta vardı ya, vallahi pestilim çıktı."
Alyanın isyanına kırkırdadım.
"İşimiz bu alya hemşire."
Kıkırdayarak yanıma gelip benimle birlikte hastanenin çıkışına yürüdü.
Cebimden sigaramı çıkarıp yaktığım da alya yüzünü buruşturmuştu.
"Öff yaktı yine şunu."

"Boşver şunu, sana bir şey soracağım.""
bakışları merakla bana dönerken konuştu.
"Sor canım?"
Sırıtarak göz kırptım.
"Siz kaanla ne iş yavrum?"
Yanakları kızarmaya başlarken gözlerini kaçırmıştı.

"Ne alaka şimdi?" Mırıldanarak bunları söylerken takmadan duvara yaslanıp dumanı havayı üfledim.
"Alya, dökül."
Somurtarak bana bakarken ısrarcı ve delici bakışlarıma dayanamamış olacak ki omuzlarını düşürerek konuşmaya başları.
"Ben...sanırım yani off ben seviyorum kaan'ı ya."
Aniden patlayarak söylediği şey üzerine kahkaha attım.

"Hmm demek sonun da itiraf ettin. Güzel..bence kaan da sana karşı boş değil. Hemen erime tereyağ gibi, dik dur."
Dediklerimle omuzlarını kaldırırken bu haline güldüm.

"Neşeniz bol olsun hanımlar."
karan'ın sesiyle bakışlarım oraya dönerken göz göze gelmiştik. Gözlerine bakıp sigaramı içmeye devam ederken gözleri dikkat kesilircesine bendeydi.

"Aaa enişte bey gelmiş. Nasılsın enişte?"
Gözlerimi pörtleterek alya ya bakarken bana omuz silkmekle yetinmişti.
"Sağol alya, sen nasılsın?"

"İyiyim çok şükür. Aaa saat çok geç olmuş, ben gideyim. Hadi görüşürüz."
Uçarcasına yanımızdan gittiğin de gözlerimi devirdim. Karan bana doğru adımlayıp dibim de durdu. Kendine has kokusu burnuma dolarken gözlerimi kapatmamak için büyük savaş vermiştim.

Yavaşça elimde ki sigarayı alıp dudaklarına götürdü. Bu hallerine alıştığım için minik bir tebessüm olmuştu dudaklarım da.
"Hayırdır komutan?"
Kaşımı kaldırıp meydan okurcasına ona baktım.
"bir daha burada sigara içme doktor."
Ben de ona doğru adımlayıp gözlerinin içine baktım.
"Nedenmiş komutan?"

"Farkındaysan askeriye var burada. Herkes sana bakıyor. Hepsini gebertmemi mi istiyorsun?"
Kalbim hızla teklemeye başladığın da onu takmamaya çalıştım. Mümkünmüş gibi daha çok karan'a yaklaştığım da yutkunduğunu görmüştüm.
Elimi yavaşça kalbine koyup fısıldadım.
"Kalbin çıkacak şimdi komutan."
Gözlerini kısıp elini kalbime koyduğun da nefes alamadan ona baktım.
"kimin kalbi çıkacak acaba doktor?"

"Hadi gidiyoruz."
Geri çekilip bunları söylediğin de anlamadan ona baktım.
"Nereye?"

"Yüzük almaya."

😜😜😜

Kuyumcuya gelmiş ve sade model de alyanslar beğenmiştik. Karanla parasını ben ödeyeceğim kavgasına her ne kadar girsekte, beni dinlemeyerek kendisi ödemişti. Şimdi ise hafize teyzenin evine gidiyorduk. Bizim nişanlı olduğumuzu duyunca çok sevinerek bizi evine davet etmişti.

Arabadan inip eve doğru yürürken elimden tutulup çekilmemle karanla burun buruna geldik. Gözleri etkileyici bir şekil de üzerim de dolaşırken fısıldadı.
"Bensiz nereye doktor?"
Elini belime atıp benimle birlikte yürüyerek zile bastı.
"O kolunu koparacağım fırtına."
Sesizce güldüğünü işittiğim de benim de dudaklarım da minik bir tebessüm olmuştu. Kapının açılmasıyla hafize teyze gülen yüzüyle bizi karşılamıştı.

FırtınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin