2

1.5K 32 27
                                    

Sabırsızlıkla hazırlanmasını, onu sinemaya götürmeyi bekliyordum. Eve geleli 3-4 ay olmuştu, gerçekten çok iyi anlaşıyorduk. Şirkete gitsem de vaktimin çoğunu onunla geçirmeye çalışıyordum. Cem ise hastanede birkaç kere ziyarete gelmişti, fakat uyandığını ve hafızasını kaybettiğini ona haber vermemiştim. Kimsenin Deren'i görmesini istemiyordum. Her bir varlığı ona karşı bir tehdit olarak görüyordum. Deren'e bir abisinin var olduğu gerçeğini henüz söylememem de bunlara bir sebepti.

"Hazırsan çıkalım tatlım." kapıyı tıklattım.
"Hazırım."
"Hava çok soğuk. İnce giyinmişsin."
"Öyle mi, değiştiriyorum o zaman."
"Hayır hayır. Geç kalacağız tatlım."
Kafasını salladıktan sonra elimi sıkıca tuttu.
"Filmin adı ne?" diye sordu arabaya doğru ilerlerken.
"Tutsak."
"Korkutucu mu?" dedi gülerek.
"Bilmem ki. Belki öyledir. Seni ısırır belki?"
"Kes şunu." dedi bana yavaşça vurarak.
"Tamam tamam kızma."

Bu soğukta evden çıkıp hemen önümüzdeki arabaya ilerlemek bile can sıkıcıydı.

Arabayı sürmeme rağmen sürekli ona, camdan dışarı bakan masum kıza bakıyordum. Gözümü ondan alamıyordum. Almak da istemiyordum.

"Sen beni mi izliyorsun?" dedi hızla bana dönerek.
"Hayır." dedim önüme bakarak.
"Kesin." dedi gülerek.
"Birazcık baktım sadece."
Bana bakarak gülümsedikten sonra tekrar cama döndü.
"Ne kadar kaldı?"
"Az."

Merkezden uzakta yaşadığımız için biraz uzun sürmüştü. Hafızasını kaybettikten sonra ilk defa sinemaya gidecekti. Sabırsız olması doğaldı.

Şehirden uzakta bir evde yaşamamız onu hiç şüpheye düşürmemişti. Ben de bu konuyu hiç açmamıştım. 

Nihayet geldiğimizde sabırsızlıkla arabadan indi.

"Bekle. Nereye gidiyorsun?"
Almış başını gidiyordu. Neresi olduğunu bilmemesine rağmen.
"Kaybolacaksın."
Hiç arkasına bakmadan oraya buraya gidiyordu. Gerçekten çocuk gibi davranıyordu.
"Beni de bekle!"
"Olmaz!"
Bir süre sonra gözümün önünden kaybolmuştu.
Tekrar etrafıma bakındım. Yoktu. Daha az önce oradaydı. Neredeydi? Paniklememeye çalışsam da elimde değildi. Şaşkınlıkla etrafa bakıyordum. Neredeydi?
Mağazalara mı girmişti yoksa? Nasıl bir anda kaybolmuştu?
"Deren!" diye bağırmaktan başka çarem yoktu. Herkes bana bakıyordu. Fakat umrumda değildi.
"Deren!"
Biraz sonra yüzünde bir gülümsemeyle oyuncak mağazasından çıkmıştı. Elinde
pelüş bir kurbağa vardı.
Onu görünce rahatlamıştım.
"Çok korkuttun beni."
"Neden ki?"
"Seni göremeyince..."
"Çocuk değilim ben. Kaçırırlar mı sandın?" diyerek güldü.
Fakat ben gülmüyordum. Kaçırılma gibi bir ihtimal mümkündü. Arda pes etmeyecekti. Geçen günlerde Deren'in kaldığı hastaneye geldiğini öğrenmiştim.
"İyi misin?"
"Evet evet."
"Bak bunu sana aldım. Filmi izlerken korkma diye." dedi elindeki kurbağayı uzatarak.
"Buna benden çok, başka birinin ihtiyacı var sanki." dedim kurbağayı elime alırken.
"Hiç de bile."
"Hadi gel, geç kalacağız."

Film biz oturduktan birkaç dakika sonra başlamıştı.

Bir adam bir kadın görüyor, ilk görüşte aşık oluyordu. Kadınsa onunla olmamakta ısrar ediyordu. Ona göre adam, kibirli ve aptaldı.
"Korku filmi olacak sanıyordum?"
"Değilmiş." dedim gülümseyerek.
O da gülümsedikten sonra tekrar filme döndü.

Kadının asla onunla olmayacağını öğrenen adam, kadını kaçırıp bir zindana kilitlemişti.
Zindan diyordum, çünkü gerçekten bir zindana benziyordu. Kadını kırbaçlıyordu. Soruyordu, "Benimle olacak mısın?" Kadın hayır dedikçe daha sert vuruyordu.

Deren yüzünü buruşturmuştu. Bundan ben de hoşlanmamıştım. Bir adama bu hakkı ne gibi bir sebep verebilirdi ki?

"İzlemek istemiyorsan çıkabiliriz. Ben de beğenmedim."
"Hayır hayır. Ne olacağını görmek istiyorum."

TATLIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin