Bölüm 2

6.9K 120 18
                                    

Çocuk dibime kadar girmişti. Kafamı çevirsem öpüşeceğimize bahse girerdim.

"Sen bizi mi dinliyordun?!" Kaşlarımı çattım.
"Kulak misafiri oldum diyelim tatlım." dedikten hemen sonra arkamdan çekildi.

Artık nefesini yanağımda hissetmiyordum. Yanımdaki sandalyeye oturdu. Bense hala ayaktaydım.

"Her ikisi de seni bunda haklı çıkarmıyor." tekrar sinirli bir yüz takındım.

"Kaşlarını çatmak sana çok yakışıyor tatlım. Hadi ama itiraf et. Benden hoşlanıyorsun."

"Daha tanışalı 24 saat bile olmamışken senden hoşlanmamı beklemen biraz garip değil mi sence de?"

"Bilmem. Belki çok çekici olduğumdandır."

"Emin ol, il-gi-len-mi-yo-rum."

"Fikrin çok yakında değişecek. Tatlım."

"Bana tatlım demeyi kes."

"Sen nasıl istersen. Tatlım."

"Ben gidiyorum."

"En azından numaranı verebilirsin bu yakışıklı çocuğa?"

"Rüyanda görürsün."

"Rüyamda seni görmek mi? Kulağa hoş geliyor." Gülümsedi.

"Kes şunu. Derse geç kaldım."

Kitaplarımı toplayıp hızla oradan uzaklaştım.

"Görüşürüz. Tatlım."

Hızlı adımlarla sınıfa doğru yol aldım. Neyim var benim? Onunla konuşmam bile hata. Nedense onunla konuşmak hoşuma gidiyor. Kendine gel Deren! Belki sadece arkadaş olmak istiyordur. Yani, umarım öyledir. Arda'nın sesiyle tüm düşüncelerimden sıyrıldım.

"Dersten sonra her zamanki yerimizde buluşacaktık?"

"Ah, Arda. Üzgünüm, tamamen unutmuşum. Selin'le kafeteryadaydım."

"Sorun değil. Telafi etmeye ne dersin? Derse girmesen de olur, değil mi?"

"Hmm... evet, tabii olur..."

El ele dışarı çıktık. Çimenlerde oturan tonlarca öğrenci vardı. Hararetli hararetli konuşuyorlardı. Yürüdük, yürüdük. Her zamanki banka oturduk. Son 2 yılda bu bankta neler yaşamıştık? Neler tartışmıştık, konuşmuştuk ya da neler yapmıştık? Sessizliği bozan gök gürültüsü, ardından Arda olmuştu.

"Görünüşe bakılırsa ıslanacağız. Islakken ne kadar güzel görünsen de bu fırsatı kaçırmak zorunda kalacağım. Hasta olmanı istemeyiz değil mi?"

Elimi tuttu.

"Şapşal. Bu fırsat kaçmaz benden söylemesi." Kollarımı boynuna doladım.

"Bunu saçlarımı ıslak görmek için söylediğini biliyorum. Beni cazibenle kandırabileceğini mi sanıyorsun?"

"Belki. Belki değil."

Dudaklarımı dudaklarına değdirdim. Kokusunu içime çektim. Elimden tutup beni içeri doğru çekiştirmeye başladı fakat ikimiz de çoktan ıslanmıştık.

"Mükemmelsin."

"Sen de fena değilsin hani."

"İltifatlar, iltifatlar... teşekkür ederim Deren hanım."

Kahkaha attım. Ona sımsıkı sarıldım. Islak kıyafetleri vücudumun titremesine sebep olmuştu. Arda'nın omzunun üzerinden onu gördüm. Bora. Yüzünde yine o kendini beğenmiş gülümsemesi. Bizi izliyor. Beni takip falan mı ediyor? Yoksa ben mi aklımı kaçırıyorum? Derken bize doğru gelmeye başladı. Ne yaptığını sanıyor bu?

"Selam Deren." Yine o derin ses.
"Selam..."

Uzun bir sessizlik oldu. Arda'nın yüzündeki gülümseme soğuk bir hâl almıştı.

"Ee Deren, beni arkadaşınla tanıştırmayacak mısın?" dedi Arda sert bir sesle.

"Bora, Arda. Arda, Bora." dedim ellerimle tarif edemediğim hareketler yaparken.

"Nasıl tanıştınız, Deren?"

Ben daha cevap veremeden Bora atladı.

"Dün tanıştık. Ben ona, o bana çarptı. Birbirimizin kitaplarını topladık. Baya romantikti aslında, değil mi Deren?"

"Hı. Evet, romantik..."

"Bu arada tanıştığıma memnun oldum Ardacığım."

"Anlaşılan bu konuşmayı sonra seninle özel olarak yapacağız Deren. Derse gitsem iyi olacak." 

Birazcık bozulmuştu.

"Ben de seninle geleyim, oradan sınıfa geçerim."

"Zahmet etmene gerek yok. Yeni arkadaşınla konuşacakların vardır."

Ben tek kelime edemeden uzaklaştı. Sinirliydim, hem de çok.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?!"

"İyiyim, biraz yorgunum. Sen napıyorsun?" Sırıttı.

"Ben ona, o bana çarptı. Baya romantikti. Şaka mısın sen?!"

Nefesim hızlanıyordu, çok sinirliydim.

"Ben tamamen gerçeğim. Sevgilinin tepkisini ölçüyordum sadece, tatlım."

"Arda'yla aramızı bozduğunun farkındasındır umarım."

"Fena mı? Ayrılırsın. Biz de sonsuza dek beraber oluruz."

"Gerçekten inanmıyorum sana! O benim her şeyim. Anlıyor musun? Senin saçmalıkların bizi ayıramaz zaten. Şimdi ona senden bilerek bahsetmediğimi düşünecek. Bir daha konuşmayalım."

Şaşkınlıkla bana bakıyordu. Fazla tepki verdiğimi düşünüyordu. 4 yıldır beraber olduğum çocuğu 1 gün önce tanıştığım insan yüzünden kaybedemezdim.

Yalan, Arda'nın katlanamadığı tek şeydi. Tek bir yalanla o insanı hayatından çıkarabilirdi Arda. Onu seviyordum.

"Özür dilerim. Bağırmamalıydım."

İçimde biraz da olsa pişmanlık duymuştum.

"Sorun değil. Bir daha seni rahatsız etmeyeceğim. Söz."

Ukala gülümsemesi kaybolmuş, yerine farklı bir yüz ifadesi gelmişti.

"Hoşçakal."

TATLIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin