Deren'in gidişinin 3. günüydü. Arda'nın bu 3 gündür düşündüğü tek şey Deren'di. Onu hiç aklından çıkarmıyordu. Onu böyle terk edebileceğine inanmıyordu. Fakat neye inanacağını şaşırmıştı.
Odada bir o yana bir bu yana dolaşırken sonunda polise gitmeye karar verdi. Daha hiçbir arkadaşına Deren'in gidişinden bahsetmemişti. Bahsetmeye de pek niyeti yoktu.
Arabaya bindi. Hızla karakola gitti.
"Bir kayıp duyurusunda bulunacaktım."
Ağzından çıkan bu sözleri duyar duymaz hızla çıktı. Deren kayıp değildi. Kimi kandırıyordu ki?***
Kağıdı imzalar imzalamaz bana sarıldı.
"Biz şimdi evli miyiz yani?" dedi heyecanla. Gözleri parlıyordu.
Hiç tepki vermeden onu izliyordum. Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim.
Elimden tuttu. Yerimden kalktım. Beni arabaya bindirdi. Fakat arabada sadece ikimiz vardık.
"Nereye gidiyoruz? Gözlerimi bağlamayacak mısın?"
"Hayır tatlım."
Oldukça sakin görünüyordu. Bense çok şaşırmıştım. Yine benimle bir tür oyun mu oynuyordu?
"Nereye gidiyoruz dedim."
"Varınca görürsün."
Hızla gitmeye başladık. Yola, arada bir de bana bakıyordu. Yol kenarında ağaçtan başka bir şey görmüyordum. Yarım saattir yoldaydık. Üzerimde hala gelinlik vardı. Rahatsızdım. Midem bulanmaya başlamıştı.
"Biraz durabilir miyiz? Midem bulanıyor da."
Arabayı durdurdu, indi. Kapıyı açtı.
"İyi misin?" oldukça endişeli görünüyordu.
"İyiyim. Biraz yürüyebilir miyiz?"
"Tabii."
Yürümeye başladık. Temiz hava biraz da olsa beni rahatlatmıştı. Fakat çok üşümüştüm. Titriyordum. Bunu fark edince hemen gözleri endişeyle doldu, ceketini çıkardı. Bana uzattı. Ellerinin omzuma değmesiyle ürperdim.
"Üzgünüm, üzerine bir şeyler almam gerekirdi. Düşünemedim."
Berkan'ın içine bir şeyler mi kaçmıştı? Her zamankinden çok daha iyi davranıyordu bana.
"Sorun değil." dedikten hemen sonra arabaya yöneldim. Midem daha iyiydi.
Beni takip etti.
Arabaya bindiğimizde ceketi hala üzerimdeydi. Onun kokusu sinmişti üzerine. Tanıyordum bu kokuyu. Daha önce tanıma fırsatı bulmuştum. O zamanlar Bora sanıyordum sadece. Kimin aklına gelirdi böyle şeyler yapacağı? Ne kadar aptalmışım.Arabayı sürmeye başladı. Çok mutluydu, bunu hissedebiliyordum.
Artık sabırsızlanmaya başlamıştım ki güzel bir evin önünde durduk.
"İşte geldik."
"Şey burası neresi?"
"Burayı ikimiz için bir kaçamak gibi düşün."
Gerçekten delirmişti. İkimizin normal çiftler gibi mutlu bir şekilde yaşacağını mı düşünüyordu?
Kapımı açtı, elini uzattı. Evin içine girdiğimizde eve tam anlamıyla bayılmıştım. Ev zevkimi de mi biliyordu?
"Beğendin mi?"
"Önemli mi ki?"
"Tabiki önemli tatlım."
Gözlerimi devirdim.
"Odamız üst katta görmek ister misin?"
"Hayır."
"Neden böyle yapıyorsun?"
"Çünkü bıktım! Her şey normalmiş gibi seni seviyormuşum gibi davranmandan bıktım! Senden bıktım!"
"Öyle mi? Bıktın demek. Şansına küs çünkü bu yüz ömrünün sonuna kadar göreceğin yüz olacak."
"Olmayacak!"
"Görürsün!"
"Bağırma bana!"
"Özür dilerim." ellerimi tuttu.
"Özür dilemeni falan istemiyorum. Eve gitmek istiyorum." dedikten hemen sonra bir yere oturup ağlamaya başladım. O da yanıma oturdu.
"Lütfen ağlama. Çok özür dilerim. Ama beni de anla lütfen. Mecburdum."
"Hiçbir şeye mecbur değilsin." gözyaşlarımı sildim.
"Konu sen olunca mecburdum."
"Peki neden şimdi? Onca yıl sonra neden şimdi?"
"Çünkü... Çünkü senden uzak kalmaya çalıştım. Mutlu bir hayat sürmeni istedim. Arda'yla. Yemin ederim bunu istedim. Ama yapamadım. Sensiz yaşayamayacağımı anladım. Gerçekten denedim Deren. Ama başaramadım. Olmadı. Kiminle birlikte olsam tek gördüğüm sendin Deren. Sen, sen farklıydın. Senin varlığını hissetmek bana mutluluk veriyordu."
Ayağa kalktı. Önümde eğildi, ellerimi tuttu. Kafasını kaldırdı.
"Lütfen bana bir şans ver."
İstesem de istemesem de ona bir şans verecektim. Sonuçta burada zorla tutuyordu beni, farkında değil miydi?
"Berkan..."
"Şş konuşma. Kalbini dinle. Ne diyor?"
"Ben seni sevemem. Üzgünüm."
Ellerimi bıraktı. Ayağa kalktı. Mutfak olduğunu düşündüğüm yere gitti. Birkaç dakika sonra nefis kokular geliyordu. Yanına gitmeye karar vermiştim.
Bir süre onu izledim. Arkası dönüktü. Bir şeyler doğruyor, arada eliyle dalgalı saçlarını düzeltiyordu.
"Yardım ister misin?"
"Olur."
Elinden bıçağı aldım, doğramaya başladım. İkinci salatalığı doğrayacaktım ki belimde bir el, sol yanağımda bir nefes hissettim.
Sağ eliyle bıçağı tuttuğum elimi tuttu. Yavaşça bıçağı bıraktım. Yüzümü çevirdiğimde masmavi gözlerini gördüm. Tezgahla onun arasında kalmıştım.
Ellerini saçlarımda gezdiriyordu. Bense hiçbir şey yapamıyordum. Donakalmıştım.
"D-dur Berkan." sesimi sadece ben duyabilmiştim.
Boynumu öpmeye başladı. İstemsizce elimi saçlarında gezdiriyordum. Boynumu öpmeyi bıraktı. Gözlerimin içine baktı. Sanki içimi okuyordu.
Bir süre sonra olanlar olmuştu.
Çaresizce öpüşüyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLIM
Teen FictionBenim için bir zindanda, benimle takıntılı bir adamla. Onun kirli oyunlarından sağ çıkabilecek miyim? Yoksa bunu başkası mı sağlayacak? *** Şiddet, zorlama, cinsellik, argo içerebilir. Bunları bilerek ok...