2/1. BÖLÜM: "İS"

2.1K 99 234
                                    

BÖLÜM BİR
"GEÇMİŞİN İSİ"

"Avuçlarımda can veren o eşsiz adama

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Avuçlarımda can veren o eşsiz adama..."

Acı kaderdi. Acı ateşti. Acı, bilinmezlik ve yalnızlıktı; yalnızlık ise en güvenilir sırdaş.

Sessizliği en derinlerimde duyardım. Sırdaşımdı, en iyi o bilirdi bunu.

Ruhumun en derinliklerinde bir kapı vardı ve açık kalmıştı. Rüzgâr çok şiddetli esiyordu, kapı gıcırdayarak sürekli hareket ediyordu ve soğuk tenimi ürpertiyordu.

Nefes almaya çalıştığım her saniye o şiddetli rüzgâr yüzüme çarparak soluğumu kesiyordu.

Çünkü biliyordu, yaşadığımızı sandığımız her şey bir rüyaydı.

Üşüyordum. Öyle çok üşüyordum ki, zangır zangır titreyerek mırıldandığımı işitiyordum. Kelimelerimi seçemiyordum fakat zihnimin senelerinde dilimden düşmeyen tek kelam onun adıydı. Ruhum donarken, dudaklarım arasından süzülen o halsiz nefesim sıcacıktı. Boğazlarım tarifsiz bir acıyla sızlıyor, üzerinde uzandığım yatak ruhuma batıyordu.

Gözlerim usul usul aralanırken, masmavi bakışlarının ağırlığı altında burukça tebessüm ettim. Ecmel anında parmaklarıma sarıldı ve "Elis," diye mırıldandı titreyen bir sesle, "Çok korkuttun beni sıpa!"

Dudaklarımı aralayıp da söyleyecek hiçbir şeyim yoktu. Yalnızca sıkıca ona sarılmak ve şu anın gerçekliğini kanıtlamak istiyordum fakat öyle bir acı içerisindeydim ki, nefes alırken dahi canım yanıyordu.

Bilsem de, "Neredeyiz?" diye mırıldanabildim titreyen bir sesle. Ecmel sesimi duyduğu an ellerini peş peşe dizlerine vurdu ve "Mahvolmuşuz haberimiz yok!" diye yakındı. "Sese bak, boru yutmuş gibi. Aman evlerden ırak."

Tepkisizce yüzüne bakmayı sürdürdüğümde, "Aman iyi be," dedi oflayarak. "Kolunda kafam kadar serumlar olduğuna göre kesin evdeyiz."

Bakışlarım sonunda tamamen netleştiğinde kaşlarımı çattım ve "Sen ağladın mı?" diye sordum. Anında gözlerini devirdi ve perişan haldeki görünüşünü düzeltmeye çalışarak, "Yok Elis ağlamadım, niye ağlayayım ki en fazla tek ve en yakın arkadaşım ölümden döndü, ağlasam ayıp olurdu."

Söylediklerine sırıtmak istesem de tepki vermeden yüzüne bakmaya devam ettim. Bir süre sonra işkillenerek, "Ne o, beyaz ışığa giderken sana eşlik eden ben miydim, ne diye bakıyorsun öyle?" diye sordu. "Ömrüm boyunca bana bu kadar uzun süre bakmadın, Elis. Tırsmalı mıyım?"

EMPUSA MÜHÜR | VUSLAT -18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin