20. BÖLÜM: "ÖLÜME KARŞI"

8.1K 403 736
                                    


20. BÖLÜM: "ÖLÜME KARŞI"

 BÖLÜM: "ÖLÜME KARŞI"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♤ Fallen Angel! ♧

Sarımtırak bir ışık, bütün hücrelerimi aydınlatmak istercesine parıldarken, bir süre sonra gözlerimi kamaştırdı.

Ne zaman kalbime ufak bir güven ışığı dolsa, sonu hep ölümle sonuçlanıyordu.

Benliğim ölüyordu, ruhum ölüyordu, kalbim ölüyordu.

Yavaş yavaş siliniyordum.

On saniyede bir aldığı kısa solukları dinlerken, bacaklarımı ve belimi hissetmiyordum.

Zamanımız yokken zaman yaratabilir miydik?

"Çok düşünüyorsun," dedi yorgun, boğuk bir sesle, "Sana o şekilde dokunmasına izin vermezdim."

Yutkunuşumla birlikte gırtlağım ince tenim karşısında diz çöktü ve sızladı.

"Böyle bir şeye nasıl kalkışabilir?"

Başını sol göğsümün üzerinden, köprücük kemiklerime sürterek, boynumun altına gömdü ve "Asıl sen böyle bir şeye nasıl kalkışırsın, Elis?" diye sordu, "Neden sözümü dinlemedin?" Titrek, limitli bir nefes aldığında, boynum ürperdi, "Sana birkaç ay öncesinde ne söylediğimi hatırlatıyor musun?"

Zaten beynimin içerisinde durmadan fit atan kelimeleri, sertçe suratıma çarptı.

"Sözümü dinlemen gerektiğini, bir gün canını vererek öğreneceksin."

Gözlerimi kırpıştırıp, yutkundum ve "Yine de hiçbir şey bahane olamaz," diye tısladım konuyu değiştirmeye çalışarak, "Bunu kaldıramazdım."

"Aptalsın işte, geri zekâlı!" diye kendi kendine tısladığını işittiğimde, bir şey söylememe fırsat vermeden, elini güven vermek ister gibi saçlarımın arasından geçirdi ve yüzünü hafifçe kaldırıp, burnunu boynuma sürttü.

"Elbette böyle bir şeref yoksunluğunun bir bahanesi olamaz." yine titrek bir nefes aldı, "Ne sen daha fazla konuş, ne de beni konuştur."

Kaşlarımı çattığımda, ağırlığını biraz daha üzerime verip, dudaklarını boynumun yüzeyi boyunca kaydırdı.

"Bir şey mi söyleyecektin, güzelim?"

Yetersiz nefesim ciğerlerime tıkanırken, dudaklarının temasını yok saymaya çalıştım.

"Bu yanlışmış gibi hissediyorum."

Sessiz kaldı. Bu öyle tuhaftı ki, ölümümüzü beklerken ve en çok konuşmaya ihtiyacımız olduğu bir zaman diliminde, yalnızca birkaç saniye daha fazladan yaşamak için susmak zorundaydık.

EMPUSA MÜHÜR | VUSLAT -18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin