25. BÖLÜM: "KİMSE"

7.6K 371 405
                                    


25. BÖLÜM: "KİMSE"

Büyük salonda otururken, Karan tam karşımdaki, L şeklinde olan koltukta, elindeki laptobuyla ilgileniyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Büyük salonda otururken, Karan tam karşımdaki, L şeklinde olan koltukta, elindeki laptobuyla ilgileniyordu. Kaşları çatılı, çenesi kaskatıydı. Gözlerini bir an olsun ekrandan ayırmıyor, hatta neredeyse nefes dahi almıyordu.

Bakışlarımı güçlükle Karan'ın üzerinden çektim ve Gaye'ye çevirdim. Sırtını şöminenin duvarına yaslamış, dışarıyı izliyordu. Dalmıştı. Düşünceli gibi görünüyordu.

Ecmel kaşları çatılı bir şekilde elindeki telefondaki oyunu oynarken, Uras yüzünü sıvazlayarak içeriye girdi. "Beynim zonkluyor, insafsız!" diye yakındı ardından, "Ne biçim kızsın sen?"

Ecmel gözlerini telefonundan ayırmadan, "Çaksaydın iki tane," dedi, "Ne biçim adamsın sen?"

Uras kaşlarını çattı ve bedenini Karan'ın oturduğu koltuğa bıraktı. Ardından, "Bizde kadına el kalkmaz." dedi cümlesinin sonundaki noktayı, Ecmel'in yüzüne çarpabilecek bir keskinlikle, "Kaldırana da adam demeyiz."

Ecmel telefonunu yüzünün hizasına kadar çıkarttı ve mimiklerini onlardan gizleyerek, bana döndü. "Vay amına koyayım," dedi şaşkınlıkla, "Uras Bey'e bak sen!" Ardından telefonu indirdi ve "Aynen, he he ondan." diyerek, bir nevi şerefsizlik yaptı.

Uras gözlerini devirip, Karan'a döndü ve "Sen neler yapıyorsun, karanlık prensim?" diye sordu.

Karan onu duymazlıktan gelirken, Ecmel boğulur gibi sesler çıkarttı ve ardından yaklaşık bir dakika boyunca kahkaha attı.

"Karanlık prensim diyor ya, ahaha," Elini karnına yaslayıp, telefonunu koltuğa bıraktı, "Lan sen taşşak mı geçiyorsun?"

"Karan'ı öfkelendirmek için yapıyor." diye mırıldandı, Gaye. O zamana kadar onun varlığını unutmuştum, "Uras kadınlarla ilgileniyor. Yönelimi farklı değil."

Ecmel sırıttı ve "Karan zaten yeterince öfkeli değil mi?" diye sordu hâlâ sırıtırken, "Şuna bak, her an saldırma potansiyeli var."

Gaye gözlerini devirdi ve ağzının içerisinde bir şeyler geveledi.

Ecmel duraksamadı. Gaye'den hoşlanmadığına emindim. Negatif enerji yayıyordu vesselam. Üstelik ben de Gaye'yi sevmiyordum. Karan'a platonik olan bir kadını nasıl sevebilirdim ki?

Ecmel sırıttı ve "Aaa, senin dilin var mıydı kız?" diye sordu alayla, "Konuşabiliyor muydun?"

Gaye derin bir nefes aldı ve parmaklarıyla alnını ovuşturup, "Senin konuşabildiğine göre," dedi meydan okurcasına, "Ben de konuşabiliyorum."

"Ama senin dilin bu değil ki," dedi Ecmel dudaklarını büzerek ve ardından duruşunu dikleştirip, bir bıçak kadar keskin bir sesle, "Havlasana." diye soludu.

EMPUSA MÜHÜR | VUSLAT -18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin