48. BÖLÜM: "TARİFSİZ ACI"Gözlerimi gecenin karanlığına, onun eşsiz güzelliğine açtım.
Yüzü bana dönüktü. Ellerini kafasının altında birleştirmiş, katran kokan saçlarının özgürce yastığa dağılmasına müsade etmişti. Yüzümde deli dolu bir ifade, dudaklarımda sahici bir tebessüm vardı.
Uzun kirpikleri yanaklarına devriliyor, çıkık elmacık kemiklerini süslüyordu. Kavisli kaşları daima olduğu gibi çatıktı. Erkeksi, mora çalan dudakları hafif bir mesafeyle aralıktı. Usul usul soluklanıyor, göğsü büyük bir dinginlikle kalkıp iniyordu.
Pazıları hâlâ şişkin ve uzun uzun tırnak izleriyle doluydu. Çoğu kanarken donmuş, geriye kalanlarıysa kanamaya yüz tutmuştu. Kendi tırnaklarımın içerisine baktığımda, ölü deri parçalarına ve bir miktar kana rastladım.
Dudaklarımı büzerek, kirli sakalının amansızca çevrelediği yüzüne özür diler gibi baktım. Göz altları hafifçe morarmıştı, dün gece ve bugünün tüm saatleri uyanıktık. Ben birkaç saat evvel, aydınlık karanlığa çalarken, onun bakışları üzerinde huzurlu bir uykuya dalmıştım. O ise beni izlerken uyuya kalmış olmalıydı.
Üzerimizde ince bir pike vardı ve ben iç çamaşırlarımı giymiştim. Doğrusu bunlar Karan'ın bizzat seçtiği jartiyerimsi, zümrüt yeşili bir takımdı. Gözleriyle beni yiyip tüketse de, oynaşacak gücü kendinde bulamamış olsa gerek ki, bitkin düşüp kendini yatağa bırakmıştı.
Bana güllük gülistanlıktı. Yine olsa, yine onunla saatlerce birlikte olurdum. Aylardır olamadığım reglinin bir payı var mıydı bu işte bilmiyordum ama sorun etmedim. Filvaki kirli geçmişimden arda kalan bir sorundu benim için. Reglim, o asılsız taciz olayından sonra düzensizleşmiş, çoğu zaman da aylarca hiç olmadığım olmuştu. Doktorlarım hiçbir sorunumun olmadığını, yalnızca stresten kaynaklanan bir durum olduğunu söylerlerdi.
Sorun etmezdim. Hâlâ da etmiyordum fakat bir çocuğa sahip olmayı her şeyden çok istediğim için bir ara Karan'a görünsem iyi olurdu. Detaylıca bir kontrolün kimseye zararı olmazdı neticede.
Munzurca sırıtırken, elimi narince yanağına yasladım ve usul usul okşadım güzel yüzünü. Cansız dudaklarında bir hareketlenme oldu ve kaşlarını çatarak tebessüm etti.
Dudakları yanaklarına doğru keskince kıvrılırken, erkeksi birkaç ses çıkararak, elimi kavradığı gibi avucumun içini öptü. Huylanarak kıkırdadım ve "Günaydın," dedim huzurla.
Avucumun içerisini birkaç kez daha öptü ve parmaklarımın boğumlarında oyalanırken, "Günüme doğdun," diye fısıldayarak belimi kavradığı gibi beni kendisine çekti. Gülerek omuzlarına vurdum ve "Hayvan herif!" diye bağırdım boynuna kollarımı doladığım vakit. Yüzümü buruşturmuştum. Alnımı öptü ve "Canını mı yaktım?" diye sordu usulca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMPUSA MÜHÜR | VUSLAT -18
ChickLitSessizliği dinliyordum. Seneler evvel sırdaşımken şimdi en azılı düşmanımdı. Belki huzur kollarında gizliydi fakat benim için değildi, delirdiğimi göremiyor muydu? Ben karanlığın soğuk kollarına aşık olan o kadındım. Sessizlik beni çıldırtırdı. Ben...