BÖLÜM 7
"BENİ SENSİZ BIRAKMA"Hayatımız boyunca anlamlandıramadığımız bazı anlar olur. Onca gürültünün ortasına güçlü bir cümle düşer ve hafızanızı kaybetseniz dahi o sözleri hatırlar, o an hissettiğiniz şeyleri yine hissedersiniz.
Bir cümleyi kelimeler oluşturur fakat bazen oluşturduğu şeyi tanıyamaz. Ağırlığını omuzlarına yüklenemez ve altında ezilir zira şeytan dahi kendinden kötü bir şey yaratabilir.
Kollarına sıkıca tutunurken, sözlerinin ağırlığı altında ezilmeye devam ediyordum.
Usulca yutkundum ve tebessüm ederek, "Bakışlarımı tahmin etmede hiç yanılmadın," diye fısıldadım soluklarımı kontrol etmeye çalışırken, "Beni çok iyi tanıyorsun."
Aklı karışmış gibi bir an afallasa da, elinin tersini alnıma yaslayarak, muhtemelen ateşimi, kontrol ettikten sonra, "Haklısın," dedi, "Seni çok iyi tanıyorum."
Zifirilerini çevreleyen ak kısmı incelerken, irisinin etrafını kırmızı damarların uzun yollar çizerek doladığını fark ettim. "Sen bir şeyler mi kullanıyorsun?" diye sordum ardından. Gözleri hiç olmadığı kadar kızarmıştı. "Gençağa birkaç atıştırmalık verdi," dedi ilk defa bu denli açık konuşarak, "Daha iyi hissetmeme sebep oluyor."
Kaşlarımı çatarak kolunu sıktım. "Uyuşturucu mu kullanıyorsun?"
Saçımı, burnumun altından kurtararak yüzümden çekti ve parmağıyla ovalayarak sildikten sonra, "Daha masum bir şeyler," diye fısıldadı. Gözleri tamamen siyahtı, göz bebeğini göremiyordum. Eğer görebilseydim daha kesin bir yorumda bulunabilir, yakın zamanda kullanıp kullanılmadığından emin olabilirdim.
Onu hafifçe ittirerek geri çekilirken, "Giyecek bir şeyim yok," dedim gözlerinin içerisine ima yüklü bakışlar atarken, "Mâlum durumumuz ortada, yap bir kahramanlık." dedim.
Gözlerimin içerisine alayla bakarken, "Ben daha çok karanlıklar prensi ve nikâhlı sevgilin olmayı tercih ederdim ama buna da okeyim." dedi.
O an, ellerimde tuttuğum bir şey olsaydı parmaklarım arasından kayıp giderdi; ayakta olsaydım acı içerisinde yere yığılırdım fakat ikisi de olmadı. Yalnızca işittiklerimden nükseden acı ciğerlerime ulaştı, hızla kalbime ilerledi ve beni öldürdü.
Düşündüğüm o andaydım. Cümleleri kelimeler yaratırdı fakat bu cümleyi telâffuz edebilecek hiçbir kelime yoktu. Bu cümlenin altındaki bilinmezi kimse açıklayamazdı.
Her şeyi bilen ben, yalnızca acı çekmekle mükelleftim.
Her şeyi bilmenin bir mükâfatı vardı ve ben bunu misli misline ödüyordum.
Bedeller ödenmek için vardı.
Ve benim hayatımın ikinci dönüm noktası, sevdiğim adamın zihninin derinliklerinde saklıydı. Söylediği her cümleyi ezbere bilen ben, her saniye yeni bir şeye tanık oluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMPUSA MÜHÜR | VUSLAT -18
ChickLitSessizliği dinliyordum. Seneler evvel sırdaşımken şimdi en azılı düşmanımdı. Belki huzur kollarında gizliydi fakat benim için değildi, delirdiğimi göremiyor muydu? Ben karanlığın soğuk kollarına aşık olan o kadındım. Sessizlik beni çıldırtırdı. Ben...