32. BÖLÜM: "DÖVME""Disko disko! Kaldır elleri, salla kıçıları bebeğim!"
Cins cins Uras'a bakarken, Ecmel yattığım odaya girdi ve yanağımdan makas almaya kalkıştı. Fakat ona mani olarak kafamı çevirdim ve tehditkâr bir bakış lütfettim mavi gözlerine.
Beni umursamadan, kendi kendine dans eden Uras'ın yanına gitti ve "Selam tatlım, yıkılmaz tahtım!" diye şakıdı.
Uras onun elini tutup kendine çekerken, "Selam güzelim," diye mırıldandı. Ardından Ziya odaya girdi ve "Ben üzerim!" diyerek bu saçma diyaloğu tamamlandı.
Gözlerimi devirirken ofladım ve hâlâ nasıl onlarla aynı çatı altında kendimi kesmeden yaşayabildiğimi sorguladım.
Yorgunluktan bitkin düşmüş ve tansiyonum düşmüştü. Yemek yemediğim için Seyit beni azarlamış, Yavuz dede doktor çağırmayı teklif etmişti. Lakin hemen reddetmiştim. Ne gerek vardı yahu doktora? Fazla büyütüyorlardı.
Gözlerimi yeniden devirerek, kızıl saçlarımı düzelttim. Bunlarda zebani gibi durdaman kafamda boş gürültü yapıyorlardı. Çevre kirliliğiydiler vesselâm.
Ecmel, Ziya'ya ters ters baktıktan sonra Uras'ın sırtına vurarak, "Ey ahali!" diye bağırdı, "Neden taş gibi iki adamın arasında kaldım?!"
Gözlerimi bilmem kaçıncı kez devirirken, Seyit odaya girdi. "Aboo," dedi kendi kendine gülerken, "Açın lan halay, çekelim boş boş duracağımıza!"
İçimdeki haykıra haykıra ağlama isteğini gözardı etmeye çalışırken, "Yenge," diye mırıldandı, Uras, "Mutlu değil misin?" Cevabını gözleri bana veriyordu, öyle iyi biliyordu ki bu sorunun cevabını, yine de soruyor, vicdanını rahatlatmaya çalışıyordu
Nafileydi.Bakışlarımı kaldırıp, cins cins ona baktım. "Sence?" diye sordum, "Sence mutlu muyum?"
Ziya sırıttı ve "Ben onun ilacını biliyorum." dedi munzurca, "Karan Hanzade nerelerde kaldı acaba?"
"Adı batsın önceden kankam olan, cehennem vadisi kılıklı suratsız pezevengin!" diye tısladı, Ecmel, "O musubetsizin adını ağzınıza almayın!"
Onları umursamadan, yataktan kalktım ve ağır adımlarla kapıya yöneldim. Bugüne kadar kimse bana yardımcı olmamışken, hayatımı daha da karartan bir adam mı ilacım olacaktı? Düşündüğüm şeye alayla gülerken odadan çıktım. Peeh!
Hepsi komikti. İtinasız hepsi!
Doğrusu, Karan hayatımı karartan yalanı ve gerçeği bildiği hâlde beni diri diri yanmaya mahkûm etmişti.
Evet, bir suçu yoktu. Fakat masum da değildi.
Kaşlarımı çatarken, çelişkimin uç noktalarına kadar ulaşmış, fişleri prize takıp, beynimin şarjını doldurmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMPUSA MÜHÜR | VUSLAT -18
ChickLitSessizliği dinliyordum. Seneler evvel sırdaşımken şimdi en azılı düşmanımdı. Belki huzur kollarında gizliydi fakat benim için değildi, delirdiğimi göremiyor muydu? Ben karanlığın soğuk kollarına aşık olan o kadındım. Sessizlik beni çıldırtırdı. Ben...