29.Bölüm (Korkuyorum)

171 27 153
                                    

°İyi Okumalar ^^°

|🍂🌼|

Biz birbirimize sarılı bir şekilde kendimizi her şeyden soyutlamıştık. Gözlerim kapalıyken onun kokusunu çekiyordum içime... Burnumda hoş bir tını bırakıyordu. Sanki... çiçeklerle dolu bir ormandaydım. En güzel çiçekle baş başaydım sanki.

Bana verdiği değeri gözlerinde görmek... Bana ilk dediği cümledeki gibi 'Kelimeleri kifayetsiz bırakıyor'

Onun varlığı her şeyi önemsiz kılıyordu. Bana verdiği değere ilk başta inanmamıştım çünkü birinin beni böylesine özel ve güzel sevebileceğine inanmamıştım. Ama şimdi anlıyorum ki o, bana bu güzel sevgiyi gerçekten kalbinin en içinden veriyordur.

Ben gözlerim kapalı düşüncelerde boğulurken saçımın okşanmasını durduran şey birinin boğazını sökercesine öksürmesi olmuştu. Çağan'ın kollarından kendimi aldığımda öksüren kişinin Akay olduğunu görmüştüm.

Ona bakarken o kendini alamadan birkaç kez daha öksürdü ve en sonunda kendine gelerek Çağan'a bakmaya başladı.

"Eeee... Adamı aldılar götürdüler. Şimdi ne yapmayı planlıyorsun, saygıdeğer Çağan Efendi?"

"Hiçbir şey."

"Ne?"

"HA?!"

"Af buyur?!!" diye Karan, ben ve Akay benzer tepkiler verdiğinde hepimiz ona bakıyorduk.

"Bir yere gidip oturalım." dedi ve oturduğu yerden ayağa kalktı. "Ve anlatayım." derken elini bana uzattı. Ben ayağa kalktığımdaysa yeşilin koyu tonundaki gözlerini her birimizin üzerinde dolaştırdı. "İsterseniz Gökçe'ye de haber verin çünkü bundan sonrası hepimiz için önemli."

Hep beraber bir kafeye oturduğumuzda Gökçe'nin gelmesini bekliyorduk. Bense o an sadece ellerime odaklanmış neler olacağını tahmin etmeye çalışıyordum. Parmaklarımı otomatik olarak kıtlatmaya programlanmış gibiydim. Artık benim isteğim dışında gerçekleşen bir eylem haline gelmişken Çağan'ın elimi tutmasıyla kendimi durdurdum.

"Gerilmene gerek yok. Ben yanındayım." diye fısıldadı masumca gözlerime bakarken. Derin bir nefes aldıktan sonra bende onun gözlerine bakmaya başladım. O sırada kafeye dalan Gökçe ortamın bütün güzelliğini bozmuştu.

"NERELERDESİNİZ LAN SİZ?!" diye boğazını yırtarcasına bağırdığında ona bakan tek kişi biz değildik. Kafede oturan birkaç kişinin bakışları da ona döndüğünde kısa bir özür dileme faslından sonra hemen karşıma, Akay ve Karan'ın arasına, oturdu.

Masada yaklaşık on dakikadır süren o sessizliği bozan kişinin kim olduğunu tahmin edersiniz. Tabii ki Akay.

"Anlatacağın şeyi anlatman gereken zaman geldi bence." sorgulayan bakışları hemen sağ tarafımdan oturan Çağan'ın üzerindeydi. 

"Başlayacağım... Sadece nereden başlayacağımı bilmiyorum. Ve galiba korkuyorum..." son cümlesini fazla sessiz söylemişti ama ben duyduğum için sağ elimi onun sol eline uzatmıştım ve sıkı olmayacak bir şekilde tutmuştum.  Buruk bir tebessüm eşliğinde yerinde kıpırdandı ve ne zaman söylediğini bilmediğim kahvesinden bir yudum alarak konuşmaya başladı.

"Ben... Çağan ÇÖMEZ. Ünlü iş adamı Kenan ÇÖMEZ'in oğlu." dediğinde bu ismi  nereden tanıdığımı hatırlamaya çalışıyordum. Çağan, gözlerini yine bana sabitledi. "Sami SELÇUK'un patronu olan Kenan ÇÖMEZ." dediğinde gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. Benden bir şey dememi, bir tepki vermemi bekliyordu ama ben ne tepki vereceğimi bilmiyordum.

|🍂🌼|

-HELLÜ! ~

Yeni bölüm getirdim size. ~

Oy sınırı geçilmedi ve bu beni sinir ediyor. Geçen bölümü yaklaşık 35 kişi görmüş ama 7/8 oy var. Bir sonraki bölüme çok ciddi bir şekilde oy sınırı geçilmezse atmayacağım. ~

Gidiyom ben. Hadi bb. ~

Ben tarafından seviliyorsunuz. ♥️👑~

30.01.2021


OY SINIRI 10 VE GEÇİLMEZSE BÖLÜM YOK!

Papatya'm🌼 - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin