2.Bölüm (Gülüşün)

500 47 170
                                    

°İyi Okumalar ^^°

|🌼🍂|

Alarmın sesiyle gözlerimi araladım. O adam bugün iş gezisinden eve geri dönecekti. Bunu düşününce midem kasıldı. Ama umursamamaya çalışarak yatağımdan kalktım. Dolaptaki kıyafetlerin arkasına sakladığım telefonumu çıkarırken okul kıyafetlerimi de çıkardım.

Lavaboya girip günlük rutinlerimi hallettim. Odama geri dönerek kıyafetlerimi giydim. Boynumdaki morluklar gözükmesin diye okul kıyafetimin üzerine siyah sweat-shirt giydim.

Akay ve Gökçe'nin bu durumdan haberi vardı. Birkaç kere vücudumdaki morlukları gördüklerinde açıklamak durumunda kaldım. Akay öğrendiği zaman gidip o adama saldırdı ama bir depoya götürülerek dövüldü.

Bu durum her hatırladığımda canımı yakıyor. Birkaç kere beni evden kaçırmaya çalıştığında büyük tehditlerle karşı karşıya kaldık. Yani Akay karşı karşıya kaldı. Gökçe'nin ailesi de aynı şekilde tehditler aldı. Ama Gökçe'nin annesi Sevde Abla beni sıklıkla evlerine çağırır ve o adamdan uzak tutmaya çalışır.

Onlar benim başıma gelmiş en güzel şeyler. Akay hâlâ kaçmak istese de onun başının belaya gireceğini bildiğim için bunu kabul etmiyorum.

Düşüncelerimden sıyrılarak Sweat'in içinden kumral saçlarımı çıkardım. Saçlarımı taradıktan sonra düzgün olduğu kanısına vararak saçlarımı açık bıraktım. Telefonumu çantamın içine atarak kapının oraya doğru ilerledim. Beyaz spor ayakkabılarımı ve kot ceketimi giyerek evden çıktım.

Okulun bahçesine girerek sınıfa çıktım. Sınıfta birkaç kişinin çantası vardı. Çantaları dikkatlice inceledikten sonra Akay'ın çantasının da burada olduğunu görünce yüzümde aptal bir sırıtış oldu. Kesin kantinde iki tane tost almış yanında da ayranıyla ağzına tıkıştırmaya çalışıyordu.

Çantamı sırama bıraktıktan sonra sınıftan çıktım ve kantine ilerlemeye başladım. Kantine girdiğimde masallardan birinde ağzına tost tıkıştıran bir Akay görmem haklı olduğumu ortaya çıkarıyordu. Masasına doğru biraz daha yaklaşınca beni fark etti. Hemen peçeteye ağzını sildi ve yanına gelmemi bekledi.

Yanındaki sandalyeyi çekip oturduğumda beni kolunun altına aldı. "Oooo... Benim küçççük sultanım mı gelmiş?" Bana küçüklüğümzden beri böyle hitap ederdi. Aslında babam bana öyle derdi... Babam öldükten sonra bu görevi Akay üstlenmişti. Zamanı geldiğinde beni bir baba gibi koruyup severdi, bir abi gibi yanımda olur, bir dost gibi derdimi dinlerdi. "Bugün nasılsınız majesteleri?"

"Teşekkürler padişahım. Bugün de sizin sayenizde çok mutluyum. Sizin paşa gönlünüzün keyfi nasıl?" dediğimde yüzünde çok tatlış bir sırıtış oldu.

"Her zamanki gibi harikayım." diyerek göğüs kabarttı. İkimizde aramızda geçen diyaloğa gülmeye başladık. O sırada yanımıza Gökçe geldi. "Vay vay vay... Uykucu cariye bugün erken uyanmış."

Akay, Gökçe'ye cariye derdi. Çünkü bizim arkamızı toplayan, düzen hastası kısaca annemiz gibi olan kişi oydu. Ve çok uyurdu. Genelde okula ilk dersin yarısında gelirdi.

"Size de günaydın çocuklarım." diye homurdandı Gökçe.

"Günaydın gıdısını yediğim." diyerek gıdısına yöneldim. Küçük bir gıdısı vardı ve dokunulmasını hiç sevmezdi. Ben hariiç.

Kantinde bizim masadan başka 2-3 masa filan doluydu. Saat daha erken olduğu için çoğu kişi okulda bile değildi.

"Eeee... Bugün ne yapmayı planlıyorsunuz?" diyen Akay'ın sorusu bana olmalıydı çünkü bana bakıyordu.

"Günlük şeyler. Dersler 16.30'da bitiyor. Kafede gider bir şeyler atıştırırım. Sonra kütüphaneye geçerim. Günümün geri kalanını orada bitiririm." diyerek söyledim. Eve geç gitmek istiyordum. Onun eve gelişini görmektense evde olmamayı tercih ederim.

"Kafeye beraber geçeriz o zaman. Sonra beraber kütüphaneye geçeriz. İşimiz bitince ben seni eve bırakırım." diyen Akay'ı reddetmek için ona döndüm.

"En son beraber kütüphaneye gittiğimizde ne olduğunu unutma." diye mırıldandı olanları hatırlayınca.

"Ne oldu ki?" diyen Gökçe'ye döndüm.

"Sen anneannene gittiğin zaman benimle beraber kütüphaneye geldi. Telefonda kızlarla yazışıyor bir de bilmediğimi sanıyor! Sonra bu kızlardan biri kütüphaneye geldi. Peşine biri, onun peşine diğeri derken kafamı bir kaldırdım masada 7 kız Akay için kavga ediyor.-"

"Yakışıklı olduğumu hatırlatmana gerek yok zaten biliyorum canım." diyen Akay'ı takmayarak konuşmaya devam ettim.

"Bu bana baktı ne tepki vericeğim bakıyor. Ben de hemen konuştum 'Sıçıcam ağzına bekle.' diye. Kızlar dikkatlerini bana verince en sinir olduğumla başladım. Hani İkra var ya..." dedim hatırlamasını bekleyerek.

"Sana sataşan sonra bizim Çağrı'ya yanaşmıştı da Çağrı herkese rezil etmişti..."

"Aynen o. Saçlarına yapıştım bir o yana bir bu yana salladım. Sonra bunu diğer kızların üstüne attım. Akay da çantaları aldığı gibi ordan tüydük. Dönmüş bir de bana diyorki 'Sıkılmıştım zaten. Senin güzel kavga ettiğini gördüm ya ölsem de gam yemem artık.' ağzını yüzünü kırıcaktım orda."

"Amaan sanki farklı bir şey yaptın. Saçlarımı tuttu yere kadar çekti. 'Seni burda öyle bir döverimki ölümün benim ellerimden olur.' diyerek tehdit etti beni cariye!" diye cırladı bir anda.

"Sus be. Hatırlattın o günü bana yine sinirlerim bozuldu." dedim.

"Ayy. Çenin çiniyleyin mi boçuldu. Oyyyş." diye manyak manyak konuştu. Gökçe bizim bu hallerimiz kahkahalarla gülerken daha fazla dayanamayıp ben de gülmeye başladım.

Gülüşmelerimiz hâla devam ederken biraz sakinleşerek ilk konuşan Akay oldu.

"İyi o zaman. Sen çıkarken beni ararsın beraber yürürüz eve." Benim yüzümde bir sırıtış kalınca cevap verdim.

"Tamam." dediğim sırada masanın üzerindeki telefon titredi. Bana pek mesaj atan olmadığı için kaşlarımı çattım. Telefonumu açtığımda gördüğüm mesaj kaşlarımı daha da çatılmasına neden oldu.

-553*******: Gülüşün... Kelimeleri kifâyesiz bırakıyor.

|🌼🍂|

-Selaaamm biriciklerim.~

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.~

Bu hikayemin ilk bölümleri ve anlatımı 'Her Gece' hikyeme göre daha düzenli ve özenli.~

İlk hikâyemde pek bilgi sahibi değildim ve ilk defa bir hikayemi yayımlıyordum.~

Ama benim için çok özel.~

Neeysee. Her bölüme yazdığım tarihi koymayı düşünüyorum. ~

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.~

Öptüüüüm.~

16.10.2020

Papatya'm🌼 - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin