°İyi Okumalar ^^°
|🌼🍂|
Güneş gözlerimi adeta tokatlıyordu. Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda odada okul kıyefetlerim ile uyuyakalmış olduğumu fark ettim.
Hızlıca odanın kapısına yöneldiğimde kapının kilidinin açık olduğunu fark ettim. Büyük ihtimalle evden gitmişti. Hızlıca odadan çıktım ve kendi odama geçtim. Odamdaki banyoya girip soğuk suyla kendime gelmeye çalıştım.
Saçlarımı ve vücudumu havluyla sardıktan sonra banyodan çıktım. Odama geçtim ve yedek kıyafetlerimi giydim. Okul üniformasının üstüne gri bir sweat-shirt giydim kollarımdaki morluklar gözükmesin diye. Saçımı taradıktan sonra açık bıraktım ve aynanın karşısında kendime baktım.
Saçlarımın üstünü örttüğü kısımda morluklar olduğu için saçımı hep açık bırakıyorum. Boynuma baktığım zaman çenemin alt tarafına doğru morluk olduğunu gördüm. Gökçe'nin bana zorla aldığı makyaj malzemelerinin olduğu kutuyu açtım. İçinden fondöteni çıkardım ve elimle oraya iyice yedirdim.
Kendime biraz daha baktığımda yüzümdeki acı ifade beni daha da üzmüştü. Kendime çok acıyordum. Kendime yapılan gerek psikolojik gerek fiziksel şiddete karşı hiçbir şey diyemiyorum. Bu beni çok acınası kılıyor.
Gözlerimi yansımamdan ayırdım ve uzun uzun titreyen telefonuma baktım. Telefonumu elime aldığımda okul saatinin yaklaşıyor olduğunu fark ettim.
Biraz da yatakta oturarak kendime acıdım. Derin bir iç çektikten sonra oturduğum yatağımdan kalktım. Geç kalmak istemediğim için hızlıca kapının önüne yürüdüm ve kot ceketimle beraber botlarımı da giydikten sonra evden çıktım.
Okula hızlı geldiğim için dersin başlamasına 20 dakika vardı. Sınıfa girdiğimde 2 kişi olduğunu gördüm. Ben de sıraya kafamı koyarak zilin çalmasını beklemeye başladım.
Birinin saçımın uçlarını okşamasını hissettiğimde Akay'ın saçlarımı okşaması gibi geldiği için kafamı sıradan kaldırıma gereği duymadım. Hafif uyur gibi olduğum zaman omzumdan dürtülmemle uyandım.
Gözlerimi yarım yamalak açtığım zaman karşımda Akay'ı görmemle gülümsedim.
"Uykucu Sultan mood on." diyerek sırıtınca bende sırıttım.
"Sana da günaydın şakamatik." diye alay ettim uykulu sesimle.
"Ders başlayacak diye uyandırdım yoksa seni uyandırmayı sevmediğimi biliyorsun."
"Yok önemli değil. Zaten geçer birazdan şu uykulu halim." dedikten sonra göz kırptım.
Hocanın gelmesiyle derse başladık...
Coğrafya dersinden çıktıktan sonra mükemmel bir şekilde kantindeki peteğe yaslanmış duruyordum. Bana doğru gelen Akay ve Gökçe'yi gördüğümde yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.
"Vay, vay, vay... Duyduklarıma göre biri bugün derse girmeden önce uyuyor halde bulunmuş." dedi Gökçe gözlerini şaşkınlıkla açarak.
Çok uyuyan biri değildim normalde ve ister istemez buna şaşırmıştı.
"Dalga geçme lan kızla. Kırk yılın başı uykusu gelmiş." diyerek Gökçe'nin kafasına vurdu Akay. Onlar kendi aralarında boş yaparken telefonum titredi.
Elime telefonu aldım ve parmak izimi okutarak hızlıca açtım.
-552*******: Günaydın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya'm🌼 - Yarı Texting
Novela Juvenil'Papatyalar ne kadar narin olursa olsun içlerinde onları özel yapan çok önemli bir detay vardır...' Ruhu yaralı küçük bir kız büyüdüğünde ruhu hemen iyileşebilir mi?